Sermaye veya varlık şirketlerin islamdaki yeri, durumu nedir?
- Bu şirketlere devir olan borcumuzu ödediğimizde, asıl alacaklı olan firmalarla helalleşmiş oluyor muyuz?
Değerli kardeşimiz,
Sermaye şirketleri genel olarak anonim, limited, sermayesi paylara bölünmüş (hisseli) komandit şirket olmak üzere üç-dört çeşittir.
Anonim Şirketler: En az beş veya daha çok gerçek ya da tüzel kişi tarafından kurulan ve paylara bölünmüş bir temel sermayesi, ekonomik amaç ve konusu bulunup, borçlarından ötürü yalnızca şirketin varlığı kadarıyla sorumlu olan ortaklıklara anonim şirket denilir.
Anonim şirket, şahıs şirketi olmadığı ve iflas halinde ortaklar şirket borcundan sorumlu sayılmadıkları için, İslam'a uygun sayılan bir şirket değildir. Şirket, iflas veya infisah halinde ortaklar, hisseleri nisbetinde şirket borcundan sorumludur, şeklinde ufak bir tadilat yapılırsa, İslamî şekle dönüşebilir.
Limited Şirketler: Ekonomik amaç ve konular için iki veya daha fazla gerçek ya da tüzel kişi tarafından, bir ticaret unvanı altında kurulmuş olup, ortaklarının sorumluluğu şirkete getirmeyi taahhüt ettikleri sermaye ile sınırlı ve temel sermayesi belli olan şirketlere “limited şirket" denir.
Bu şirket de ortak olanların mesuliyeti, koydukları sermaye ile sınırlı olduğu ve iflas halinde kendi özel mallarına sirayet etmediği için, İslam’ın kabul ettiği şirket anlayışına ters düşer.
Komandit Şirket: Sermayesi paylara bölünen ve ortaklarından bir veya birkaçı, şirket alacaklarına karşı bir kollektif şirket, diğerleri bir anonim şirket ortağı gibi sorumlu olan şirkettir. Bu tür şirkette kolektif şirket ortakları gibi sorumlu olan ortaklara “komandite”, anonim şirket ortakları gibi sorumlu olanlara “komanditer” ortak denir.
Bir komandit şirkette, şahsi alacaklar için şirket mallarına müracaat edemezler. Bu şirket bu haliyle yani başka şartlarla rayından çıkarılmazsa İslam'a aykırı sayılmaz.
Kollektif Şirketi: Ticari bir işletmeyi, bir ticaret unvanı altında işletmek maksadıyla hakiki şahıslar arasında kurulan ve ortaklarından hiçbirisinin mesuliyeti şirket alacaklılarına karşı tahdit edilmemiş olan şirkettir. Ortaklar, şirkette borç ve taahhütlerinden dolayı zincirleme olarak ve bütün mallarıyla sorumludurlar. Bu şekliyle bunun da İslam’a aykırı bir yönü bulunmamaktadır.
Bu açıklamalardan anlaşıldığı üzere;
a. Sermaye / varlık şirketlerinden İslam’daki Şirketü'l-İ'nana yakın görülen "Kollektif Şirketi" İslam'a aykırı olan şartlarla rayından çıkarılmazsa, dinen onda hiç bir sakınca yoktur.
b. Komandıt şirkette de komandıt ile komandıter koyduğu hissesi nisbetinde sorumlu olursa onda da sakınca yoktur.
c. Fakat anonim ile limited şirketlerde sorumluluk müşterek sermayeye bölündüğü ve şahsi mesuliyet ortadan kalktığı için bunların yapısı İslam'a aykırıdır denilmiştir. Ancak anonim ile limited şirketlerde “borç şahsilikten çıkıyor” diye bu şirketlerin caiz ve İslamî olmadığı hükmü ittifaklı bir hüküm değildir. İslam hukukunda da “hükmî şahsiyet” kavram ve uygulaması vardır.
Bu kanuni şirketlerin aksak, istismara açık, haksız kazanç ve menfaat sağlamaya açık tarafları bulunmasına rağmen, bu mesele incelenmiş ve içinde bulunduğumuz şartlarda biz yeni kanuni (daha farklı kanuni) şirketler oluşturma imkanına malik olmadığımız müddetçe bu şirketleri Müslümanlar olarak bizim de kurmamıza ve biz İslam insanı olduğumuz için İslam insanına yakışan davranışlar içinde olduğumuz için bu şirketlerin kötüye açık kapılarından girmeyen insanlar olacağımızdan başkalarına örnek olacak bir biçimde bu şirketleri kurup işletmemizin hem caiz, hem de gerekli olduğu kanaatine varan alimler olmuştur.
d. Bu sebeple, “Bu şirketlere devir olan borcumuzu ödediğimizde, asıl alacaklı olan firmalarla helalleşmiş oluyor muyuz?” şeklindeki sorunuza, “Hayır, mesuliyetten kurtulamazsınız.” şeklinde cevap vermek durumundayız.
(bk. Osman EKERCİ, İslâm Şirketler Hukuku; Nizam ĠPEKÇİ, Şirketler Hukuku İlkeleri; Erdoğan ve Nazan MOROĞLU, Türk Ticâret Kanunu ve İlgili Mevzuat)
Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet