Şehitlerin yaralarının kanaması ne demektir?

Tarih: 12.03.2016 - 11:02 | Güncelleme:

Soru Detayı

- Şehitlerin kanları akarak haşir meydanına gelecekleriyle ilgili hadisler var mıdır?
- Eğer varsa, şehitlerinin yaralarının kanayacağı konusunu nasıl anlamak gerekir?
- Bu durum sadece şehitler için midir, yoksa yaralanan gaziler için de söz konusu olacak mıdır?

Cevap

Değerli kardeşimiz,

Şehitlerin, şehit oldukları zamanki yaralı halleriyle gelmelerinin hikmeti, hayatını Allah yolunda feda eden şehidin şahidi, daima kendisiyle beraber bulunmasıdır.

Demek ki şehidin kıyamet günü haşir meydanına bu şekilde getirilmesi, onun şehitliğine bir şahitliktir. Ne güzel bir şahitlik...

Şehitler için geçerli olan bu müjde, yaralanan gaziler için de geçerlidir.

Şehit, Peygamber Efendimiz (asm)'in haber verdiği gibi, aslî heyetiyle geleceği için kanlı elbisesi ile gömülür; yıkanmaz ve kendisinden şehit kanı giderilmez.

Konuyla ilgili bazı hadisler şöyledir:

“Allah Teâlâ kendi yolunda cihada çıkan kimseye, onu sadece benim yolumda cihad, bana iman, benim resullerimi tasdik yola çıkarmıştır, buyurarak kefil olur. Allah, o kimseyi şehid olursa cennete koymaya, gazi olursa manevî ecre ve dünyalık ganimete kavuşmuş olarak, evine döndürmeye kefil olmuştur."

"Muhammed´in canını kudretiyle elinde tutan Allah´a yemin ederim ki, Allah yolunda açılan bir yara, kıyamet gününde açıldığı gündeki şekliyle gelir: Rengi kan rengi, kokusu misk kokusudur."

"Muhammed´in canını kudretiyle elinde tutan Allah´a yemin ederim ki, eğer Müslümanlara zor gelmeseydi, Allah yolunda cihada çıkan hiçbir seriyyenin arkasında asla oturup kalmazdım. Fakat maddî güç bulamıyorum ki onları sevkedeyim, onlar da bu gücü bulamıyorlar. Benden ayrılıp geride kalmak ise onlara zor geliyor."

"Muhammed´in canını elinde tutan Allah´a yemin ederim ki, Allah yolunda cihad edip öldürülmeyi, sonra cihad edip yine öldürülmeyi, sonra tekrar cihad edip tekrar öldürülmeyi çok arzu ederdim.” (Müslim, İmâre 103)

“Allah yolunda yaralanan bir kimse, kıyamet gününde yarasından kan akarak Allah´ın huzuruna gelir. Renk, kan rengi, koku ise misk kokusudur.” (Buhârî, Cihâd 10, Zebâih 31; Müslim, İmâre 105)

“Müslümanlardan bir şahıs, deve sağılacak kadar bir süre Allah yolunda cihad ederse, cennet onun hakkı olur. Allah yolunda yaralanan veya bir sıkıntıya düşen kimse, kıyamet gününde yaralandığı gün gibi kanlar içinde Allah´ın huzuruna gelir. Kanının rengi zağferan gibi kıpkırmızı, kokusu da misk kokusu gibidir. (Ebû Dâvûd, Cihâd 40; Tirmizî, Fezâilu´l-cihâd 21)

Allah yolunda cihad ederken şehit olan kişiyi Allah´ın sorgusuz sualsiz cennete koyacağı Kur´an ayetiyle sabittir:

"Allah, müminlerden mallarını ve canlarını kendilerine verilecek cennet karşılığında satın almıştır. Çünkü onlar Allah yolunda savaşırlar, öldürürler ve öldürülürler. Bu, Tevrat, İncil ve Kur´an´da sabit Allah´ın bir vadidir. Allah´tan başka verdiği sözde duran ve yerine getiren kim vardır? Öyleyse O´nunla yapmış olduğunuz bu alışverişe sevinin. Gerçekten bu büyük başarıdır." (Tevbe, 9/111)

“Allah yolunda öldürülenleri ölüler sanma; hayır, onlar diridirler, Rab´leri katında rızıklanmaktadırlar.” (Âl-i İmrân, 3/169)

mealindeki ayetten de ilk bakışta anlaşılan, şehidin öldüğü andan itibaren cennette olduğudur. Şehidin ruhunun cennette olduğuna dair hadisler de bu anlayışın doğru olduğuna şahitlik eder. Peygamber Efendimiz (asm), çok yemin edilmesini ve yeminle konuşulmasını hoş görmemesine rağmen, bazen önemli gördükleri hususları anlatırken, sözlerine yemin ederek başlarlardı. Çünkü onun her sözü doğru ve mutlaka inanılması gereken gerçeklerdi.

Allah Teâlâ da Kur´ân-ı Kerim´in birçok ayetindeki gerçekleri yeminle ifade buyurmuşlardır.  Böylece Peygamberimiz Kur´an´ın bu üslûbuna uyarak bazı sözlerine yeminle başlamışlardır.

Efendimiz´in bu hadiste de bazı gerçekleri yemin ederek ifade ettiğini görmekteyiz. Allah yolunda cihad ederken yaralanan fakat şehitlik makamına ulaşamayıp gazi olarak vefat eden kimse de yarasının ilk günkü sıcaklığı ve tazeliği içinde kanı akarak ve misk gibi kokarak Allah´ın huzuruna gelir. Yani gazilerin mahşer yerine gelişi de tıpkı vücudundan kanlar akarak ve misk gibi kokarak gelen şehitlerin gelişi gibi olacaktır.

Bu müjde, yaralı, bereli, hatta vücudunun bazı uzuvlarını kaybetmiş olarak hayatını sürdürmek zorunda kalan gaziler için önemli bir teselli kaynağıdır. İslâm toplumları, gazilerine de şehitleri kadar değer vererek onları bağırlarına basmış ve kendilerine lâyık olan saygı ve hürmeti göstermiştir. Özellikle bizim milletimiz çok hassas davranmasıyla meşhurdur.

Aralarında Peygamberimiz (asm)´in de bulunduğu askerî güce gazve, Efendimiz´in bulunmadığı askerî birliğe ise seriyye denilmektedir.

Peygamber Efendimiz´in yemin ederek dikkatimizi çektiği ve soru da geçen önemli konu, Allah yolunda şehid olmanın üstün fazileti ve cennetteki eşsiz mükâfatıdır. Tekrar tekrar şehit olmayı istemenin sebebi budur.

Hadislerden Çıkarılacak Bazı Hükümler:

- Allah yolunda ihlasla cihada çıkan kimse iki hayırdan birine nail olur: Ya şehit olup cennete girer, ya gazi olarak ahirette büyük ecir ve sevaba ulaşır.

- Cihad, istisna olan haller dışında, farz-ı kifayedir.

- Şehitler ve gaziler, mahşer yerine şehit oldukları ve yaralandıkları gündeki gibi kanları akarak gelirler. Onların kanlarının kokuları da misk gibidir. Mahşerdekiler onların faziletini bu hallerinden anlamış olurlar.

- Şehit olmayı ve gücünün yetmediği herhangi bir hayrı temenni etmek caizdir.

- Peygamber Efendimiz (asm)´in ümmetine olan sonsuz merhameti ve şefkati, onları bütün cihadlara katılma gibi bir mecburiyetten kurtarmıştır.

- Önemli bir hakikati konuşurken söze yeminle başlamak caizdir.

- Toplumun yöneticileri, alimler ve mürşidler insanları cihad konusunda eğitmeli ve sürekli teşvik etmelidirler.

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun