Sahabelerden Hz. Mikdad hakkında bilgi verir misiniz?

Tarih: 24.05.2011 - 11:40 | Güncelleme:

Cevap

Değerli kardeşimiz,

Ebû Ma'bed el-Mikdâd b. Amr b. Sa'lebe el-Kindî el-Behrânî (ö.33/653) Sahâbî.

Babası, işlediği bir cinayet yüzünden mensup olduğu Behrâ kabilesinden kaçıp Kinde kabilesine sığındı ve Mikdad bura­da doğdu. Daha sonra onun da bu kabileden Ebû Şemr b. Hucr'u yaralayarak Mek­ke'ye kaçtığı, şehirde himayesine girdiği Esved b. Abdüyegüs'un onu evlât edindi­ği ve bu sebeple Mikdad b. Esved diye tanındığı belirtilmiş, ayrıca Ebû Amr, Ebû Saîd künyeleri ve Hadramî nisbesiyle de anılmıştır.

Mekke'de İslâm'ı ilk kabul edenlerden olan Mikdad İkinci Habeşistan hicretine katıldı, ardından Mekke'ye geri döndü. Hz. Peygamber'in hicretinden sonra müş­riklerin Medine'ye bir sefer düzenleyece­ğini öğrenen Mikdad, bunu bir mektupla Resûlullah'a bildirdi ve kendisi de Mekkelilerle birlikte yola çıktı. Durumdan ha­berdar olan Hz. Peygamber, Ubeyde b. Haris kumandasındaki bir seriyyeyi müş­riklere karşı gönderdi. İki grup Seniyyetülmerre'de karşılaştığında, Mikdad ile Utbe b. Gazvân Müslümanların safına geçtiler. Medine'ye döndüklerinde Mikdâd bir süre Külsûm b. Hidm'in evinde misafir olarak kaldı ve ardından Resûl-i Ekrem (asm), Mikdad ile Cebbar b. Sahr veya Cebr b. Atik arasında kardeşlik bağı kur­du. Bu kardeşliğin Abdullah b. Revâha ile gerçekleştirildiği de nakledilmiştir.

Hz. Peygamber (asm) Mikdâd'ı amcası Zübeyr'in kızı Dubâa ile evlendirdi. Bedir, Uhud, Hendek, Hayber gazvelerine ve diğer sa­vaşlara katılan Mikdad Resûlullah'ın okçularındandı. Hicretin 1. yılı Zilkade ayın­da gerçekleştirilen Harrâr se­ferine çıkılırken beyaz bayrağı Resûl-i Ek­rem ona verdi. Uhud Gazvesi'nde ordu­nun ana kanadının kumandasını Hz. Hamza ile birlikte yürüttü. Bedir Gazvesi'ne Sebha adlı atıyla katılıp bir elini kaybetti­ği, bu savaştaki çok az süvariden biri olduğu ve bundan dolayı ilk İslâm süvarisi kabul edilip "fârisü Resûlillah" lakabıyla anıldığı, Hz. Peygamber (asm)'in hem Mikdâd hem de atı için ganimetten pay ayırdığı zikredilmiştir.

Cesaretiyle ünlü Mikdâd'ın Bedir Gazvesi'nde Resûlullah'ın yanına gelerek,

"Biz İsrâiloğulları'nın Musa'ya. 'Sen ve Rabbin gidin ve birlikte savaşın, biz burada otu­racağız.'  dediği gibi deme­yeceğiz. Senin dört bir yanında savaşaca­ğız."

dediği ve Hz. Peygamber'in bu söz­lerden çok memnun olduğu rivayet edil­miştir.(Buhârî, "Meğâzî", 4, "Tefsir", 5/ 4)

Hâtıb b. Ebû Beltea'nın Resûlullah'ın Mekke'ye sefer yapacağını haber vermek üzere yola çıkardığı Sâre'yi yakalamak amacıyla Hz. Ali'nin başkanlığında sevkedilen seriyyede yer aldı. Recî' Vak'ası'ndan sonra yakalanıp bir ağaç dalına ası­larak şehid edilen sahâbî Hubeyb b. Adî'nin cesedini getirmek için gönderilenler arasında o da vardı.

Tebük Seferi'nin ar­dından Müslüman olup İslâm'ı öğrenmek üzere Medine'ye gelen Behrâ kabilesine mensup on üç hemşehrisi Mikdâd'ın evin­de misafir oldu. Mikdâd Yermük Savaşına (13/634) katıldı ve Hz. Peygamber'in Bedir Gazvesi'nden sonra başlattığı, düş­manla karşılaşınca Enfâl sûresini okuma sünnetini bu muharebede o yerine getirdi. Hz. Ömer'in halifeliği sırasında onun­la birlikte Câbiye ziyaretinde bulundu ve yine aynı dönemde Mısır'ın fethine katıl­dı. Hz. Osman'ın hilâfeti yıllarında Abdul­lah b. Sa'd b. Ebû Şerh kumandasında gerçekleştirilen İfrîkıye'nin fethinde (27/647), bir yıl sonra da Şam Valisi Muâviye tarafından Kıbrıs'a gönderilen orduda yer aldı.

33 (653) yılında yetmiş yaşlarında iken Medine'nin kuzeybatısında­ki Cürf'te vefat etti ve Medine'ye getiri­lerek Hz. Osman'ın kıldırdığı cenaze namazının ardından Baki' Mezarlığı'na def­nedildi.

Mikdâd, Resûl-i Ekrem zamanında ve­rilen ölüm cezalarını infaz edenlerden bi­riydi. Hz. Ömer, kendisin­den sonraki halifeyi seçmesini teklif etti­ği heyetin bir yerde toplanmasını sağla­ma görevini Mikdâd'a verdi. Hz. Osman'ın seçildiği bu toplantıda Mikdâd, Hz. Ali'­nin halife olmasının daha uygun olacağını savunanlar arasında yer aldı.

Mâide (5/87) ve En'âm (6/52) sûrelerindeki birer âyetin nüzulüne sebep oldu­ğu bildirilen sahâbîler arasında Mikdâd'ın da adı geçmekte, Allah'ın Hz. Peygamber (asm)'e sevmesini emrettiği ve onun da kendilerini sevdiğini açıkladığı birkaç sahâbî içinde o da zikredilmektedir.(İbn Mâ-ce, "Mukaddime", ll;Tirmizî, "Menâkıb", 30)

Kendisinden, hanımı ve kızı Kerîme ile Hz. Ali, Abdullah b. Mes'ûd, Abdullah b. Abbas, Târik b. Şihâb gibi sahâbîler, Cübeyr b. Nüfeyr, Meymûn b. Ebû Şebîb ve Hemmâm b. Haris gibi tabiîler hadis riva­yet etmiş, Hz. Peygamber (asm)'den naklettiği kırk iki hadis (Nevevî, II, 112) Kütüb-i Sit­te yanında İmam Mâlik'in el-Muvatta'ı ile Ahmed b. Hanbel'in el-Miisned'inde(IV, 79; VI, 2-6, 8) yer almıştır.

(bk. Diyanet İslam Ansiklopedisi, 30/49 Mikdad b. Amr Md.)

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun