Peygamberlikten önceki harikalar, Peygamberimizin peygamber olacağını tahmin ettiği anlamına gelir mi?

Tarih: 06.11.2013 - 15:52 | Güncelleme:

Soru Detayı

- Kasas suresi 86. ayetine göre, Hz. Muhammed (asm)’in vahiy beklentisi yoktu. Peygamberimizin irhasatı ise, peygamber olacağı tahmini vermesi lazım. Bu ikisi zıttırlar.

- Bunlara ikna edici cevap verir misiniz?

Cevap

Değerli kardeşimiz,

Evet Kur’a’ın ifadesi açıktır:

“Sen bu kitabın senin kalbine indirileceğini hiç ümid etmiş değildin. O, ancak Rabbinden bir rahmet eseri olarak gönderildi. O halde sakın kâfirlere arka çıkma!” (Kasas, 28/86)

Kur’an’ın bu açık ifadesi ortada dururken, başka yorumlara itibar edilmez veya uygun bir tevil cihetine gidilir.

- Önce şunu belirtelim ki, İrhasat denilen harika olayların, Hz. Peygamber (asm)'in nübüvvetine delil olarak kullanılması, ancak Hz. Peygamber (asm), peygamber olduktan sonraya rastlar.

- Satıh, Şıkk gibi kâhinlerin beşaretleri de ancak Hz. Peygamber (asm)'in peygamber olmasından sonra ona tatbik edilmiş ve sözlerinin manası anlaşılmıştır. Çünkü, onlar en açık ifadelerinde bile sadece “Mekke’de bir kimse peygamber olur, vakti-saati yakındır.” diyorlardı.

- Hatiflerden işitilen ilgili sesler, ancak konuyla ilgisi olan kimseler Müslüman olduktan sonra bunları seslendirmişlerdir.

- Bahira gibi bir rahibin verdiği haberin ifade tarzını bilemiyoruz. Bu da ne şekilde olursa olsun, o bilginin on iki yaşında bir çocuk olan Hz. Peygamber (asm)'e verildiğine dair kaynaklarda bir ifade söz konusu değildir.  Özellikle müşrik bir kavim olan Mekkelilerin buna daha önce ne kadar değer verdikleri de meçhuldür.

- Bütün bunlar ve benzeri olaylar, ancak Hz. Peygamber (asm)'in nübüvvetinden sonra, tam, net ve kesin bir şekilde ortaya çıkmış ve konuşulmaya başlamıştır. Daha önce az da olsa başka şekilde düşünülebilecek bir ihtimalden uzak olmamıştır.

- Şayet o irhaslar sanıldığı gibi çok açık olsaydı, insanlar ister istemez iman etmek durumunda kalırlardı. Çünkü, "akla kapı açmak, özgür iradesini elinden almamak", adaletli bir imtihanın gereğidir. Bu sebeple ilgili ayetin ifadesine ters düşen hiçbir bilgiye ihtimal vermemek gerekir.

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun