Peygamberimizi rüyada görmek, her işini helal mi yapar?

- Peygamber Efendimizi rüyada görmek, kişinin Allah katında daha mübarek ve makbul olacağına ve yaptığı haksız işlerin doğru kabul edileceğine işaret eder mi?
1) Peygamber Efendimizi gören birçok insanın mübarek olduğunu düşünüyordum, ama bazı alimlerin rüyalarında peygamber efendimizi görmediklerini de tahmin ediyordum. Bu onların yaşam tarzlarının mübarek olmadığı anlamına mı geliyor?
- Ya da onların çalışmalarını peygamber efendimizi gören alimlere tercih edemez miyiz?
2) Rüyasında Muhammed (s.a.v.)'i gören bir kişinin hayatında yaptığı her iş helal sayılır mı?
3) Diyelim ki, insanlara karşı kötü ve adaletsiz bir iş yapan birini buldum ve bu kişinin tanık olduğum veya bulduğum kötü bir geçmişi var. Ertesi gün Peygamber Efendimizi (S.A.V.) rüyasında gördüğünü duydum. Şimdi onun adaletsiz işi kötü iş olarak eleştirilemez mi? Bazıları diyor ki, o işi kötü yaptığını söyleyemeyiz çünkü o peygamberi gördü ama dürüstçe ona rüya için saygı duyuyorum ama haksız işi "Adil" olarak adlandırılamaz veya eleştirilemez çünkü rüyasında Peygamber Efendimiz (s.a.v.)'i gördü.

Değerli kardeşimiz,

Hz. Peygamber (asm) Efendimizi rüyada görmekle dini mükellefiyetlerden azat olunacağını düşünmek tamamen yanlış, batıl ve cahilce bir fikirdir.

Hz. Peygamberi (asm) rüyasında gören kimsenin hiçbir İslami emir ve yasaklardan azade kalacağına dair ne ayet ne de hadislerde söz konusu değildir. Aksine bu mukaddes rüyaları gören kimseler diğer insanlardan daha fazla Allah’tan korkar ve herkesten ziyade Allah’ı ve elçisini sever ve sayarlar.

Aksini düşünenler ya akılsız mecnun ya da vicdansız nefse meftun olmuş kimselerdir. Bu sebeple:

1) İslam’da değer ölçüsü, güzel rüyalar, keşif kerametler değil, Kuran ve sünnetin gösterdiği yolda istikametli hayat sürdürmektir.

2) “Hz. Peygamberi (asm) rüyasında gören bir kimse hayatında yaptığı bütün işleri helaldir.” demek İslam dinini bilmediği anlamına gelir, -Allah korosun- bu sözüyle imanına zarar verir.

3) İslam inancına göre, peygamberler dışında hiç kimse masum değildir. Hem yaptığı güzel / salih amelleri hem de işlediği kötü işleri olabilir.

İnsanda bulunan kötü işler / günahlar sebebiyle onların kâfir olduklarını söylemek caiz olmadığı gibi, onlardaki güzel amellerine bakıp da onları “büyük bir veli” nazarıyla bakmak da isabetli değildir. Zira, “Veli bir insan” yaptığı bazı günahları sebebiyle velayet mertebesinden düşmeyeceği gibi, “Fasık bir insan da” yaptığı veya gördüğü bazı güzel işler sebebiyle fasıklık mertebesinden velayet mertebesine uçamaz.

Önemli olan iyi amelleri çok olan bir kimseye iyi / salih / veli nazarıyla bakılabildiği gibi, kötü amelleri daha ağır basan bir kimseyi de fasıklar sınıfından olduğunu düşünmekte de bir beis yoktur. Yeter ki, bu kararı veren kimsenin ilim, amel, feraset, hikmet, insaf, tarafsızlık perdesini yırtmış olmasın.

“O gün tartıda kimin iyi amelleri ağır basarsa o, hoşnut olacağı bir yaşayış içindedir. Kimin iyi amelleri hafif gelirse, onun meskeni Haviye’dir.” (Kâria, 101/6-9)

mealindeki ayet ve benzerlerinde bu hakikatin altı çizilmiştir.

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet