Peygamberimiz Yezid’in affedildiğini söylemiş mi?
Sorum, Hz. Peygamber'in İstanbul kuşatması ile ilgili hadisi ve Yezid meselesiyle ilgilidir.
Hz. Peygamber'in İstanbul'u kuşatan ordu ile ilgili bir hadisi naklediliyor. İlgili hadiste, "Ümmetimden Kayser’in şehrine ilk gazâ eden ordu, mağfirete nail olmuştur, onların günahları affedilir" buyrulmuş. Bu hadise dayanarak bazı kesimler Yezid'in İslam ordusunu komuta etmesi hasebiyle affedildiğini ve kendisi hakkında olumsuz konuşulamayacağını savunuyorlar. Biraz daha ileri gidip Yezid'e Hazreti diyen bile var. Bu hadis ve Yezid'in rolü hakkında bilgi verebilir misiniz? Çünkü Peygamberimiz bu ordunun affedileceğini haber veriyor. Cevaplarsanız sevinirim. Teşekkürler.
أَوَّلُ جَيْشٍ مِنْ أُمَّتِي يَغْزُونَ الْبَحْرَ قَدْ أَوْجَبُوا
أم حرام قالت قلت يا رسول الله أنا فيهم؟ قال: أنتِ فيهم
ثم قال
أَوَّلُ جَيْشٍ مِنْ أُمَّتِي يَغْزُونَ مَدِينَةَ قَيْصَرَ مَغْفُورٌ لَهُمْ
قلت: أنا فيهم؟ قال: لا
Değerli kardeşimiz,
Evet bu hadis-i şerif vardır ve sahihtir:
Hz. Peygamber (asm) Efendimiz şöyle buyurdu:
“Ümmetimden denize ilk çıkan ordu, Allah tarafından mağfirete nail olmuştur.”
Ümmü Haram dedi ki: “Ey Allah’ın Resulü! Ben de onların arasında mıyım?”
Peygamberimiz: “Evet, sen onlardansın” buyurdu.
Sonra şöyle devam etti:
“Ümmetimden Kayser’in şehrine ilk gazâ eden ordu da mağfirete nail olmuştur.”
Ümmü Haram tekrar sordu: “Ben de onların arasında mıyım?”
Peygamberimiz: “Hayır, sen onlar arasında değilsin” buyurdu. (Buhârî, Cihad 92)
Görüldüğü üzere burada iki ayrı konu vardır:
1. Ümmü Haram’ın katıldığı deniz seferi
Hadiste geçen ilk deniz seferi, Yezid ile ilgisi olmayan bir olaydır.
Bu savaş, Hz. Osman’ın hilafeti ve Hz. Muaviye’nin Şam valiliği döneminde gerçekleşmiştir.
Ümmü Haram bu sefere katılmıştır.
Dolayısıyla bu sefer, Yezid’in şahsıyla ilişkilendirilmez. (bk. İbn Hacer, Fethu’l-Bari, 11/75-76; Nevevî, Şerhu Müslim, 13759)
2. İstanbul seferi ve Yezid
Yezid, İstanbul’u kuşatan ilk orduya katılmıştır.
Hadiste geçen “mağfûrûn lehüm” ifadesi, orduya verilen topluluk müjdesidir, yani tüm ordu fertlerine otomatik ve mutlak bağışlanma hükmü vermez.
İbnu’t-Tin ve İbnu’l-Münir’in ifadesine göre, bu müjde İslam’a uygun bağışlanma şartlarına sahip olan kişiler için geçerlidir. Yani: Hadisteki umum ifadenin içine dahil olan bir kimsenin, özel bir delille bu hükmün dışına çıkmaması gerekir.
Örneğin, orduda bir kişi mürted veya İslam’a aykırı davranışta bulunursa, bu genel müjde o kişi için doğrudan tatbik edilmez.
Ayrıca, “mağfiret verilenlerden maksat” muhtemelen orduya doğrudan katılıp savaşanlardır. Yezid, sefere katılmış olsa da bizzat İstanbul gazvesinin cephe safhasında savaşmamıştır. (bk. İbn Hacer, Fethu’l-Bari, 6/102-103; Umdetul-Kari, 14/198-199)
Sonuç
Yezid’in bu hadiste adı geçmemektedir; bu nedenle “kesin olarak affedilmiştir” denemez. Ama aynı şekilde, “kesin olarak affedilmemiştir” demek de mümkün olmayabilir.
Dolayısıyla, Yezid’in İstanbul seferine katılması, ona bir pay verebilir, fakat bu, “kesin bağışlanmış” veya “kesin bağışlanmamış” demek anlamına gelmez denilebilir.
Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet