Peygamberimiz (s.a.v.)'in Hz. Hatice ile olan aile hayatı nasıldı, Hz. Hatice'den kaç çocuğu dünyaya gelmiştir?
Değerli kardeşimiz,
Efendimiz ile ona ilk hanım olma şerefini kazanmış bulunan Hz. Hatice, Ebû Tâlib'in evinde ancak birkaç gün kaldılar. Sonra tekrar Hz. Hatice'nin evine döndüler. Artık mes'ud hayatlarını burada geçireceklerdi.
Kâinatın Efendisi Peygamberimiz, kendisine "Hatice-i Kübrâ" dediği bu tâhire kadın hayatta olduğu müddetçe bir başka kadınla evlenmedi.1 Her türlü teselliyi ve en parlak saâdeti bu huzurlu evde buldu.
Peygamber Efendimize, babasından miras olarak pek bir şey kalmamıştı. Uzun zamandır himâyesinde bulunduğu Ebû Tâlip ise fakru zaruret içindeydi. Bu bakımdan, Hz. Hatice ile evleninceye kadar binbir meşakkat ve zahmet içinde hayat sürmüştü.
Hz. Hatice ile evlendikten sonra, onun servetini ticarette kullandı ve bir derece genişliğe kavuştu. Fakat hanımı bol servet sahibi iken o, yine israfa, gösteriş ve lükse kaçmadı. Daha önceki mütevazi ve sade hayatına yakın bir yaşayışı devam ettirdi. Üstelik dünya malına da kalbinde yer vermiyordu. Onun o yüce ruhunu bambaşka ulvi ve kudsî duygular kuşatmıştı. Dünya ve içindekilerin muhabbeti o ulvî duyguları söküp atmaya hiçbir zaman muktedir olamıyordu.
Daha sonra Hz. Hatice-i Kübrâ`dan, Resul-i Ekrem Efendimizin, sırasıyla Kasım, Zeynep, Rukiyye, Ümmü Gülsüm, Fâtıma, Abdullah (Tayyib-Tahir) adında altı çocuğu oldu.2
Bu mes`ud âile yuvasında Kâinatın Efendisi ile Hz. Hatice en ulvî duygularla kaynaşmışlardı. Âile yuvasında hâkim olan karşılıklı emniyet, samimi hürmet ve muhabbetti. Hz. Hatice, Kâinatın Efendisi kocasından on beş yaş büyük olmasına rağmen, yüce şahsiyetinden dolayı kendilerine karşı son derece nazik, duygulu ve itinalı davranıyordu.
Peygamber Efendimizin şerefli hanımına karşı muhabbeti de fazlaydı. Öyle ki, vefatından sonra bile hiçbir vakit muhabbetini kalbinden atmadı, gönlünün en mûtenâ köşesinde ebedî beraberliğe kadar sakladı.
Resul-i Ekrem Efendimiz, Hz. Hatice`nin keremkârlığını, hayırseverliğini ve kendisine yaptığı büyük yardımı her zaman yâd ederdi. Bu yâd ediş, Hz. Âişe Validemize,
"Hatice-i Kübrâ`dan başka, Nebiyy-i Ekremin zevcelerinden hiçbirini kıskanmadım."3
dedirtecek ve onun kıskançlık damarını tahrik edecek kadar fazla idi.
Nasıl yâd etmezdi ki? Çocuklarından biri hariç diğerlerinin annesi o idi. Herkes ona düşman iken, ona dost elini uzatan o idi. Her türlü ıztırap ve sıkıntı karşısında kendisini teselli eden o idi. Herkesin ona arka çevirdiği bir zamanda yanıbaşından ayrılmayan o idi.
Elbette, böylesine yüksek duygu ve meziyetler sahibi zevcesini, Peygamber Efendimiz hiçbir zaman unutmayacak ve onu her zaman hayırla yâd edecekti.
Dipnotlar:
1. Sîre, 1/201.
2. Sîre, 1/202; Tabakât, 1/133; 8/16.
3. Müslim, 7/133.
Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet
BENZER SORULAR
- PEYGAMBERİMİZİN HZ. HATİCE İLE EVLENMESİ
- Peygamberimiz, Hz. Hatice ile zenginliği için mi evlenmiştir?
- Hz. Peygamber bakireyle evliliği teşvik ettiği halde, niçin ilk evliliğini dul birisiyle (dul ve yaşça kendisinden büyük olan Hz. Hatice ile) yaptı?
- Peygamberimiz (s.a.v.)'in ticaret için çıktığı ikinci Şam yolculuğu nasıl gerçekleşmiştir? Bu yolculuk sırasında peygamberlik alametleri olan harika hadiseler nelerdir?
- İlk gelen vahiy Peygamberimiz (s.a.v.)'in üzerinde nasıl bir etki yaptı? Varaka bin Nevfel, ilk vahyin gelişi sırasındaki olayları nasıl açıklamıştır?
- PEYGAMBERİMİZİN ŞAM`A İKİNCİ GİDİŞİ
- Peygamberimiz (s.a.v.)'in Hz. Hatice ile evlenmesi nasıl gerçekleşmiştir; düğün merasimleri nasıl olmuştur?
- İlk vahyin gelişi nasıl gerçekleşmiştir?
- İlk kısas hükmünün verilmesi ne zaman olmuştur?
- HÜZÜN YILI; EBÛ TALİB VE HZ. HATİCE'NİN VEFATLARI