Peygamberimiz deccal hakkında ne diyor?
- İnternette ahir zaman ve deccal hakkında çok değişik şeyler duyup okuyoruz.
- Peygamber Efendimiz (asm) deccal konusunda bilgi vermiş mi?
Değerli kardeşimiz,
Aşağıya alacağımız bir hadis-i şerifte Peygamber Efendimiz (asm) daccal hakkında oldukça tafsilatlı bilgi veriyor.
İbni Ömer (ra) şöyle dedi:
Hz. Peygamber (asm) aramızda iken Veda haccı’ndan söz ediyorduk, ama Veda haccı’nın ne olduğunu bilmiyorduk. Nihayet Resûlullah (asm) Allah’a hamd ve senada bulundu, sonra da deccaldan bahsederek onun hakkında uzunca bilgi verdi. Şunları söyledi:
: كُنَّا نَتحدَّثُ عَنْ حَجَّةِ الْوَدَاعِ ، وَالنَّبِيُّ صَلّى اللهُ عَلَيْهِ وسَلَّم بَيْن أَظْهُرِنَا ، وَلاَ نَدْرِي مَا حَجَّةُ الْوداع ، حَتَّى حمِدَ اللَّه رسول اللَّه صَلّى اللهُ عَلَيْهِ وسَلَّم ، وَأَثْنَى عَليْهِ ثُمَّ ذَكَر الْمسِيحَ الدَّجَالَ فَأَطْنَبَ في ذِكْرِهِ ، وَقَالَ :
« ما بَعَثَ اللَّه مِنْ نَبيٍّ إلاَّ أَنْذَرَهُ أُمَّتهُ : أَنْذَرَهُ نوحٌ وَالنَّبِيُّون مِنْ بَعْدِهِ ، وَإنَّهُ إنْ يَخْرُجْ فِيكُمْ فما خفِيَ عَليْكُمْ مِنْ شَأْنِهِ فَلَيْسَ يَخْفِي عَلَيْكُمْ، إِنَّ رَبَّكُمْ لَيس بأَعْورَ ، وَإِنَّهُ أَعورُ عَيْن الْيُمْنَى ، كَأَنَّ عيْنَهُ عِنبَةٌ طَافِيَةٌ . ألا إن اللَّه حرَّم علَيْكُمْ دِمَاءَكُمْ وَأَمْوالكُمْ ، كَحُرْمَةِ يوْمكُمْ هذا ، في بلدِكُمْ هذا ، في شَهْرِكُم هذا ألاَ هل بلَّغْتُ ؟ »
قَالُوا : نَعَمْ ، قال :
« اللَّهُمَّ اشْهَدْ ثَلاثاً ويْلَكُمْ أَوْ : ويحكُمْ ، انظُرُوا: لا ترْجِعُوا بَعْدِي كُفَّاراً يضْرِبُ بَعْضُكُمْ رِقَابَ بَعْضِ »
“Allah Teâlâ’nın gönderdiği her peygamber, ümmetini deccal konusunda uyarmıştır. Nuh ve ondan sonraki peygamberler, ümmetlerini bu konuda uyarıp sakındırdılar. Şüphesiz ki o sizin aranızda çıkarsa, onun durumu ve hali size gizli kalmaz. Rabbinizin tek gözü kör olmadığı size gizli kalan, bilmediğiniz bir şey değildir. Deccalin ise, sağ gözü kör olup, sanki salkımından dışarı fırlamış yaş bir üzüm tanesi gibidir. Uyanık olunuz! Allah Teâlâ birbirinizin kanlarını ve mallarını, şu ayınızda bugününüzü haram kıldığı gibi, birbirinize haram kılmıştır. Dikkat ediniz, sizlere tebliğ ettim mi?”
Ashâb-ı kirâm:
- Evet, tebliğ ettin, dediler. Peygamberimiz:
“Allah'ım! Şahit ol” diye üç defa tekrarladı. Sonra da:
“Size yazık olur, bakınız, sakın benden sonra birbirinizin boynunu vurup da küffara dönmeyiniz.” buyurdular. (Buhârî, Meğâzî 77. Bir bölümü için bk. Müslim, İmân 274, Fiten 100)
Veda haccına yüz binden fazla sahâbî katıldı. Resûlullah (asm) bu ilk ve son haccında, muhtelif yerlerde ashâbına konuşmalar yaptı. Uzakta bulunan ashâb-ı kirâm, bu konuşmaları gür sesli aracılar vasıtasıyla dinledi. Söylenenleri duyabilmeleri için susmaları gerekiyordu. İşte bu sebeple Efendimiz (asm), konuşmaya başlayacağı sırada, uzun boylu, yiğit sahâbisi Cerîr b. Abdullah’dan, Müslümanları sükûnete ve sözlerine iyice kulak vermeye davet etmesini istedi.
"Veda haccı"na bu adın veriliş sebebi, Resûl-i Ekrem (asm)’in bu hac esnasında yaptığı konuşmada Müslümanlara veda etmesindendir. Ayrıca bu hac, Peygamber Efendimiz (asm) kendisini dinleyen sahabe topluluğuna üç defa "Tebliğ ettim mi?” diye soru yöneltmesi sebebiyle “belağ haccı”; ilk defa bu hacda Kâbe ve Mekke’ye hiçbir müşrik sokulmadığı için “İslâm haccı” diye de adlandırılmıştır.
Haksız yere kan dökmek, insanların canlarına ve mallarına göz dikmek, zulmün en büyüğüdür. Bunlar, inananlara hiç yakışmayan ve kendilerine haram kılınmış olan davranışlardır. Bunu ancak kâfirler yapar, öyleyse kâfirlere benzememek, küfre asla dönmemek icab eder. Küfür, yani inkâr içinde bulunmak, zulüm içinde yaşamak ve zalim olarak ölmek demektir. Küfrün ahiretteki karşılığı ise ebedî azabdır.
Peygamber Efendimiz (asm), Müslümanların birbirini asla öldürmemesi, kâfirlere uygun gördükleri bir şeyi birbirine yapmaması gerektiğini hatırlatmaktadır. Zira din kardeşini öldürmek gibi korkunç bir işi, Müslüman olan kimse asla yapamaz. Bu çirkin işi ancak kâfirler yapabilir.
Resûlullah Efendimiz (asm) bu ifadesiyle Müslümanları dinlerine sımsıkı sarılmaya, dinin yasaklarından şiddetle kaçınmaya davet etmekte, dinden uzaklaştıkları takdirde kâfirlerin huylarını ve hayat görüşlerini benimseyeceklerini ve netice itibariyle onlar gibi birbirlerini öldürmekte sakınca görmeyeceklerini söylemektedir.
Özet olarak;
- Deccal inancı, semavi dinler arasında müşterek konulardan birisidir. Herhangi bir dinden diğerine geçmiş değildir. Deccal İslâm ümmeti arasında ortaya çıkacaktır.
- Deccalin bir takım belirgin nitelikleri vardır. Peygamber Efendimiz (asm) onları bildirip, öğretmiştir.
- Müslümanların kanı ve malı birbirine haram kılınmıştır. Haksız yere akıtılan kan, alınan mal gayri müslimin de olsa haramdır.
- Müslümanlar hiçbir konuda kâfirlere benzememeye çalışmalı, din kardeşlerine kötülük düşünmemeli, din kardeşlerini birbirinden uzaklaştırıp koparacak hiçbir düşünceye fırsat vermemelidir.
- Allah’ın ve Resûlullah’ın (asm) emirlerine uymak kişiyi zulümden ve fitnelerden korur.
- Müslümanlar dinlerine sımsıkı sarılmalıdır. İslâmiyet’ten uzaklaşanlar birbirlerini öldürecek kadar vahşileşebilirler. (bk. Riyazü’s-Sâlihîn Tercüme ve Şerhi, Peygamberimizden Hayat Ölçüleri, Erkam Yay., H. No: 207, 699)
Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet