Parçalara ayrılmış gökyüzü ne demek?

Tarih: 16.05.2022 - 08:32 | Güncelleme:

Soru Detayı

- 52:44. ve 17:92. ayetler ne anlama geliyor? Ayrıntılı olarak açıklar mısınız?
"Gökten düşmekte olan parçalar görseler, 'Bunlar, üst üste yığılmış bulutlardır.' derler. (Tur, 52:44)
"Yahut zannettiğin gibi üzerimize gökten parçalar düşürmelisin." (İsra 17/92)
- "Gökten Parçalar" ile ne kastedilmektedir? Ve Allah neden onu yığılmış bulutlara benzetiyor?
- Buluttan yağmur bulutu anlamında bahsettiklerini okudum, ama o zaman gökyüzünün bir parçası ya da "parçalara ayrılmış gökyüzü" ile ne kastedildiğini anlamıyorum. Bana gökyüzü katıymış gibi geliyor.

Cevap

Değerli kardeşimiz,

Bu ayetler, müşriklerin inkârlarına bahane uydurmak için Hz. Peygamber (asm) Efendimizden uçuk-kaçık taleplerde bulundukları şeylerden bazılarıdır. Onların bu tür istekleri, Tur suresinde ve başka surelerde genişçe anlatılmıştır. 

İnkârcıların apaçık kanıtlar karşısında bile inatlarını sürdürdüklerini anlatmak üzere, Tur suresi 44. ayette somut bir örnek verilmekte, –İsra suresinin 90-92. ayetlerinde belirtildiği üzere– istedikleri gibi gökten bir kütle (kisf) düşürülse ve bunu gözleriyle görseler dahi, gelip kafalarına çarpmadıkça onun varlığını kabullenmek istemeyecekleri, “bulut yığınlarıdır” gibi sözlerle geçiştirmeye çalışacakları belirtilmektedir (bk. Taberî, ilgili ayetin tefsiri)

Bu ayeti,

 “Peki, onun sizi karada yerin dibine geçirmeyeceğinden yahut başınıza taş yağdırmayacağından emin misiniz? Sonra kendinize bir koruyucu da bulamazsınız.” (İsra, 17/68),

“Göktekinin sizi yere geçirivermeyeceğinden emin mi oldunuz? (O zaman) bir de bakarsınız yeryüzü şiddetle çalkalanıyor. Yahut göktekinin, üzerinize taş yağdıran rüzgâr göndermeyeceğinden mi emin oldunuz? O zaman, uyarım nasılmış bileceksiniz!” (Mülk, 67/16-17)

gibi ayetler ışığında ele aldığımızda, kastedilenin gökten indirilen her türlü azap ve musibet olabileceğini söyleyebiliriz.

Ahkaf suresi, 24-26. ayetlerin de bu konuyu daha iyi anlamamıza yardımcı olacağını belirtelim. Bu ayetlerde şöyle buyruluyor:

“Derken azabın simsiyah bir bulut şeklinde belirip vadilerine doğru yöneldiğini görünce: ‘Bu, bize yağmur yağdıracak bir bulut!’ dediler. Hayır! Bu, bir an önce gelmesini isteyip durduğunuz cezadır; içinde can yakıcı azap taşıyan bir rüzgârdır!"

"O korkunç kum fırtınası, Rabbinin emriyle her şeyi devirip yerle bir ediyordu. Böylece, o zalimlerin kumlar altında kalan harap olmuş evlerinden başka hiçbir şey görünmez oldu. Biz, günaha batmış inkârcı bir toplumu işte böyle cezalandırırız."

"Halbuki onlara size vermediğimiz imkânları vermiştik. Kendilerine kulaklar, gözler ve kalpler lütfetmiştik. Fakat o kulakları, gözleri ve kalpleri kendilerine hiçbir fayda sağlamadı. Çünkü onlar Allah’ın ayetlerini bile bile inkâr ediyorlardı. Sonunda alay edip durdukları azap, kendilerini her taraftan kuşatıverdi.”

Özetle, ayette inkârcıların uçuk-kaçık isteklerine ve bu istekleri yerine gelse bile inanmamak için uyduracakları bahanelere dikkat çekilmiştir; feza boşluğunun katı olması gibi bir durum söz konusu değildir.

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Yazar:
Sorularla İslamiyet
Kategori:
Okunma sayısı : 100+
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun