Okumuş olduğumuz Kur'an ve duaların sevabını, geçmişlerimizin ruhuna ve kendi ruhaniyetimize bağışlayabilir miyiz?

Tarih: 14.02.2007 - 11:31 | Güncelleme:

Soru Detayı
Okumuş olduğumuz duaların sevabını, geçmişlerimizin ruhuna ve kendi ruhaniyetime bağışlayabilir miyiz? Bu ne kadar doğru olur? Bir de bir tanıdık kendi kabrine Kur'an okurdu (kendi ruhuna), öldükten sonra arkamdan okuyan olmazsa diye...
Cevap

Değerli kardeşimiz,

Kendi kabrine Kur'an okumak diye bir ayrım yapmaya gerek yoktur. Zaten Kur'an'ı okuyan kendisi sevabı alan da kendisi. Kur'an okumanın sevabını almak için illa da ölmek gerekmiyor.

Peygamberimiz (asm) bir hadis-i şeriflerinde şöyle buyuruyorlar:

"İnsan öldüğü zaman amel işlemesi kesilir. Ancak üç şey bundan müstesnadır: Sadaka-i cariye, kendisinden yararlanılan ilim veya kendisine hayır dua eden salih evlat." (Dârimi, Mukaddime, 46).

Sadaka, geniş anlamıyla nafile olarak yapılan hayır ve hasenâtı, insan ve hayvanlara yapılan iyilik, lütuf ve ihsanları, hatta insanların gönlünü hoş eden güzel söz ve davranışları kapsamına alır. Sadaka-i câriye, vakfedilmiş sadaka ile diğer hayır ve hasenât bu niteliktedir.

Sadaka-i câriye, sürekli ecir getiren sadaka anlamına gelir. Yukarıdaki hadiste zikredilen sadaka-i câriye; yol, köprü, çeşme, mescid, yoksullar için aş evi, hastahane ve okul gibi hayır yerlerini kapsamına alır. İnsanlar bu gibi yerlerden yararlandığı sürece, bunları yaptıranlar, yapılmasına sebep olanlar, yol gösterenler ve destek olanlar, gerek sağlıklarında ve gerekse vefatlarından sonra ecir almaya devam ederler.

Yararlı bir ilim bırakan da, bu ilimden, kitaptan, keşif ve icattan toplum yararlandıkça, mü'min olmak şartıyla, sürekli olarak ecir alır. Nitekim ilim, irfan ve irşatlarıyla toplumda iyi bir çığır açanın büyük mükafatına kötü çığır açanın da günahına hadiste şöyle yer verilir:

"Kim iyi bir çığır açarsa, bununla amel edenlerin ecri kadar ecri bu çığırı açan alır. Kötü bir çığır açan da, bununla amel edenlerin günahı kadar günahı yüklenir." (Müslim, İlim, 15; Zekât, 69; Nesâî, Zekât, 64; İbn Mâce, Mukaddime,14; Dârimî, Mukaddime, 44; Ahmed b. Hanbel, IV, 357, 359-361, 362).

Dine ve topluma yararlı bir çocuk yetiştirmek de, toplum bu çocuktan yararlandıkça, onun yetişmesinde katkısı bulunan anne, baba, hoca gibi kimselerin sürekli ecir almalarına bir sebeptir.

Vakfedilen gayri menkuller de sadaka-i cariye niteliğindedir. Vakıfnâmedeki esaslara göre, hayır yönü işletildiği sürece, vakfedene ecir gelmeye devam eder. Önceki asırlarda büyük han, hamam, medrese, dükkân ve çarşıların vakıf olarak topluma kazandırılması, mâliklerinin sürekli bir ecre nail olma istekleri yüzündendir.

İlave bilgiler için tıklayınız:

Ölüye (ölünün ardından) veya ölmek üzere olana Kur'an okunabilir mi? Bu okunan Kur'an'ın ona faydası olur mu?çmişlerimizin ruhaniyetine Kur'an okumak...

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun