Nimete saygısızlık, Allah’a saygısızlık olur mu?
Nimete saygısızlık Allah'a saygısızlık mı, nasıl anlamalıyız?
Değerli kardeşimiz,
Evet, nimete saygısızlık, Allah’a saygısızlık olarak değerlendirilir. Çünkü nimet, Allah’ın bir lütfu, hediyesi ve emaneti olarak insana verilmiştir.
Nimetin değerini bilmemek, onu hafife almak, israf etmek veya nankörlük göstermek, aslında nimeti veren Allah’a karşı saygısızlık anlamına gelir. Bir nimete gösterilen saygı, o nimeti veren Yaratıcıya duyulan saygının bir yansımasıdır.
Nimetlerin kıymetini bilmek, Allah’ın verdiği lütufları takdir etmek ve nimetleri en güzel şekilde kullanmak son derece önemlidir. Her nimeti değerlendirirken arkasındaki ilahi iradeyi ve lütfu unutmamak gerekir. İnsanların nimete karşı tutumları, Allah’a olan inanç ve bağlılıklarını da gösterir; bu nedenle nimete saygılı olmak, yalnızca bir sorumluluk değil, aynı zamanda Allah’a bir şükran ifadesidir.
Nimetleri küçümsemek veya onlara saygısızlık etmek, dolaylı olarak Allah’a karşı bir saygısızlık anlamı taşır.
İnsanın kendisine verilen bir hediyeye karşı tavrı, çoğu zaman hediyeyi gönderen kişiye karşı tutumunu gösterir. Aynı şekilde nimeti veren Allah’a karşı tutumumuz da nimete gösterdiğimiz özen ve şükürle ölçülür. Kuran-ı Kerim’de, özellikle Rahman Suresi’nde, nimetin değerini bilmeyenler için sıkça uyarılar yer alır. Bu uyarılar, nimeti küçümsemekten veya nankörlükten kaynaklanan tehlikelere dikkat çeker.
Nimete şükür nasıl olmalı?
Nimete şükür, sadece onu kullanmak veya onunla yetinmek değildir; nimeti verenin Allah olduğunu bilmek, O’na yönelmek ve minnet göstermektir. Nitekim Rahman Suresi’nde tekrar tekrar geçen “فَبِأَيِّ اٰلاۤءِ رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِ – Öyleyse Rabbinizin hangi nimetlerini inkar edersiniz?” ayeti, nimetin kaynağının Allah olduğunu hatırlatır ve nimetlere karşı duyulan nankörlüğün tehlikelerini vurgular.
Gerçek şükür şöyle olur:
- Her nimetin başlangıcında besmele okumak ve nimetin Allah’tan geldiğini bilmek.
- Nimetin Allah’ın lütfu olduğunu idrak ederek O’na yönelmek.
- Allah’ın hesabına ve izniyle aldığını bilerek nimeti kullanmak.
- Bu bilinçle nimeti değerlendirip Allah’a minnet ve şükranla mukabelede bulunmak.
Şu halde, şükür, nimeti yalnızca tüketmek değil, onu Allah’ın lütfu olarak görmek, O’na yönelmek ve O’nun rızasını gözeterek kullanmaktır. Bu bilinçle kişi hem nimetin değerini anlamış olur hem de nimeti veren Allah’a gerçek bir saygı ve bağlılık göstermiş olur.
Nimetler nelerdir?
Nimet, Allah’ın kullarına verdiği lütuf, iyilik ve faydalardır. Kur’an’a göre nimetler hem maddî hem de manevî olmak üzere ikiye ayrılır:
1. Maddî nimetler:
Dünyada varlığın devamı ve yaşamın sürdürülebilmesi için gerekli olan her şey maddî nimet kapsamına girer. Bunlar arasında:
Su, bitkiler, ekin ve meyveler; eşler, çocuklar, torunlar; giyecekler, barınaklar, yollar; dağlar, ırmaklar, gece ve gündüzün düzeni; gemilerin denizde yüzmesi ve tabiatın işlerliği gibi doğa düzeni gibi varlıklar sayılabilir.
Ayrıca insan hayatındaki sıkıntıların giderilmesi, dua ve taleplerine icabet edilmesi, yaşama sevinci verilmesi gibi gözle görülmeyen ama insan için değerli olan durumlar da maddî nimetler içinde değerlendirilebilir. Kuran’da Nahl Suresi (16/5-18, 53, 65-72, 78-83, 114, 121) bu nimetlere örnekler verir.
2. Manevi nimetler
Gerçek ve en değerli nimetler, insanın ruhunu ve fıtratını ilgilendiren manevî lütuflardır. Bunlar:
Hidayet, iman ve bunların sağladığı ebedî mutluluk; din, kitap, peygamberlik, Hz. Muhammed (asm), İslâmiyet, Allah’ın lutuf ve ihsanları; sevap ve mükâfat gibi ahirete ilişkin nimetlerdir.
Gerçek nimet:
Esasen en büyük nimet, insanın Allah’a bağlanması ve selim fıtratını korumasıdır. Allah’ın “ruhumdan üflediğim” dediği insan, fıtratını bozmayıp O’na bağlanırsa, bu bağ hem dünyada hem de ahirette nimet hâline gelir. Cennet nimetlerinden söz edilirken Allah’ın kulundan memnun oluşu, her diğer nimetin üzerinde yer alır (Tevbe 9/72)
Kuran’da ahiret nimetlerinden söz edilen ayetlerde “naîm” kelimesi kullanılmıştır.
Özetle:
Maddî nimetler, hayatın sürmesi için gerekli olan varlıklar ve dünya iyilikleridir.
Manevî nimetler, iman, hidayet, ahiret mutluluğu ve Allah’a yakınlık gibi ruhsal ve manevi değerlerdir.
Gerçek nimet, insanın Allah’a bağlanması ve O’nun rızasını kazanmasıdır.
Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet
BENZER SORULAR
- Nimeti kaybetmenin bir sebebi
- Allah, karşılık bekleyerek mi nimetler vermiştir?
- Aza kanaat etmeyen çoğu bulamaz, sözü hadis midir, atasözü müdür?
- Yediğimiz nimetler cennetten mi indi?
- Allah’ın nimetini hor görmemek için ne yapmalı?
- Yüce Allah neden kendisine ibadet edilmesini istiyor?
- "Beş yüz sene ibadet eden adam ameliyle cennete girmek istiyor, ancak başaramıyor." anlamında bir hadis var mıdır?
- Nimetleri verene şükür niçin farz değil de vacip deniliyor?
- Şükür nedir? Şükür vazifesi nasıl yapılmalıdır?
- EL-ĞANİYY / EL-MUĞNÎ