Çalışmak mı yetenek mi?
Çalışmak mı yetenek mi önemli? Bazı insanlar diyor ki çalışma olmadan yetenek hiçbir şeye yaramaz. Bazı insanlar da diyor ki yetenek olmadan olmaz diyorlar. Paganini eserlerini çalmak en az 10 yıl sürer diyorlar. Çünkü paganinin eserleri zor eserler. Ama bazı 3,6 yaşındaki çocuklar paganini eserlerini çalıyorlar. Onlar da diyorlar ki onlar 3 yaşında başlamış. Onların üstün yetenekleri var. Onların mükemmel kulakları var. Onlar iyi öğretmenlerden ders alıyorlar. Onlar iyi eğitim alıyorlar diyorlar. Yetişkin yani çalamaz mı? Mesela ben enstrüman çalmak istiyorum. Keman, gitar, piyano çalmak istiyorum. Kendimi bu enstrümanlarda geliştirmek istiyorum. Ne yani benim üstün yeteneğim olmadığı için mükemmel kulağım olmadığı için çalgı aleti çalamayacak mıyım? Müzik aleti çalamayacak mıyım? Profesyonel olamayacak mıyım? Ama bu haksızlık değil mi? Ben de üstün yetenek istiyorum. Ben de mükemmel kulakları istiyorum. Ben kendimi değersiz hissediyorum. Böyle şeyler denilince ve böyle üstün yetenekli başarılı çocukları görünce kendimi değersiz görüyorum. Ben bu hayatta hiçbir şey başaramamış bir insanım. Ne yani benim başarılı olmam için üstün yeteneğim olması mı lazım. Hayır ben inanmaya, çalışmaya, Allaha dua etmeye inanıyorum. Allah diyor ki ben size yardım edersem sizi yenecek kimse yok. Çalışmak mı yetenek mi?
Değerli kardeşimiz,
Önce şu gerçeğin bilinci olarak kendimizi değerli görmeliyiz:
İslam dinine göre, insan çok kıymetli bir donanımla dünyaya gönderilmiştir. Bu donanımı sayesinden, mesela kendisine verilen akıl, beyin, duygular ve birbirinden değerli vücut organları ile Allah’ın isimlerine ayna olmuştur. Bu isimlerden dolayı halife-i arz unvanı alarak meleklerden daha üstün bir konuma getirilmiştir.
Mesela bir gözünüzü dünyaya değişmesiniz, çünkü gözünüz dünyadan daha değerlidir, çünkü güzünüz sayesinde her türlü rengi, kişiyi, güzelliği, kısaca dünyayı görüyor, anlıyor, hazzediyorsunuz. Diğer organlarınızı da aynı şekilde düşünebilirsiniz.
Dolayısıyla siz ve sizin gibi tüm insanlar aslında çok değerlidir.
Ayrıca hangi yetenek veya özellik olursa olsun, onun helal ve meşru yerlerde kullanılması gerekir ki hem o nimete bir şükür olsun hem de bize sevap kazandırsın. Yoksa o nimete karşı nankörlük olacağı gibi, manevi anlamda sorumlu da oluruz.
Sorunuzun cevabına gelince:
1. Yetenek ve Çalışma Farklı Şeylerdir.
“Yetenek” bir kişinin doğuştan ya da sonradan geliştirdiği bir işi diğer insanlara göre daha kolay, daha hızlı veya daha iyi yapabilme gücüdür. Bu kişiye bir alanda doğal bir başlangıç avantajı sağlar. Kimilerinin kulağı daha hassastır, kimilerinin parmak koordinasyonu daha gelişmiştir, kimileri ritim duygusunu çok erken fark eder.
Çalışma ise, o yeteneği büyüten, keskinleştiren, hatta hiç olmayan yerde bile “inşa eden” şeydir.
Yetenek tohum gibidir, tek başına hiçbir şey ifade etmez. Bu tohum ancak çalışma ile, yani sulama, bakma, ısı ve ışıktan faydalandırma, gübreleme ile zamanla ağaca dönüşür. Hiç tohumu olmayan veya az tohumu olan da çok çalışarak, toprağa emek vererek bağ ve bahçe sahibi olabilir.
Bundan dolayı psikolojide iki türlü yetenekten söz edilir:
Birincisi “doğuştan gelen yetenek” diğeri ise “kazanılmış yetenek.” Çünkü yetenekler çalışma, pratik yapma ve deneyim yoluyla geliştirilir. Örneğin, iyi bir yazar ya da yazılımcı olmak çoğunlukla uzun süreli çaba gerektirir.
2. Üstün Yetenekliler Erken Başlayanlardır
“Üstün Yetenekli” olarak bilinen çocuklar olağanüstü bir şekilde erken yaşta enstrüman çalabiliyorlar. Ancak unutmamak gerekir ki onlar erken başlamış, yoğun destek görmüş ve çoğu zaman aileleri tarafından sürekli yönlendirilmiş insanlardır. Mesela o çocukların birçoğu 3 yaşından beri her gün saatlerce enstrüman çalışıyor. Yani bu bir mucize değil, istisnai bir çevre ve şartlar toplamı.
Sizin gözünüzde onlar “üstün yetenekli” görünebilir ama aslında onlar sadece erken başlayanlar. Siz ise bilinçli başlayanlardansınız. Bu da en az diğer kadar çok daha güçlü bir farkındalıktır. Yeter ki yeteneğini doğru keşfedip, hedefin doğrultusunda sürekli çalışmaktır
3. Herkesin Farklı Bir Yeteneği ve Özelliği Var
Allah’ın isimleri her insanda farklı farklı tecelli ettiği, yani yansıdığı için herkesin yetenek ve kabiliyetleri farklı farklıdır. Dolayısıyla “yetenek” denilince akla sadece “müzik, spor, resim” vb. gibi yetenekler gelmesin. Bu yetenekler kişiyi daha çok görünür kılabiliyor, daha ünlü yapabilir.
Bununla beraber her insanı değerli kılacak başka bir yeteneği veya özelliği vardır. Mesela kimisi güzel yemek yapar, kimisi güzel konuşur, kimisi marangozlukta iyidir, kimisi camcılıkta, kimisi esnaflık ve ticarette, kimisi öğretmenlikte, kimisi iyi bir bilim adamıdır, kimisi iyi bir yöneticidir, kimisi iyi bir ev hanımıdır, kimisi ikili ilişkilerde çok iyidir vb. Kimisi diğerine göre daha merhametli, daha şefkatli, daha yardım sever, daha çok dışa açıktır.
4. Herkes Kendi Yeteneklerine Odaklanmalı
Burada insanlara düşen şey herkesin bir diğerini kıskanmadan, sadece ve sadece kendi yeteneklerine odaklanması ve kendisini keşfetmesidir. “Hangi konuda çalışırsam daha iyi verim alabilirim?” sorusu doğrultusunda gayret göstermesidir.
5. Yetişkin Birisi de Çok İyi Enstrüman Çalabilir
Yetişkin insanlar da belli bir yaştan sonra bir enstrüman çalabilirler. Bugün dünyada bunun binlerce örneği vardır. 30, 40, hatta 60 yaşında kemana, gitara, piyanoya başlayan insanlar var ve çok iyi seviyelere gelmişler.
Çünkü yetişkin biri, çocuğun sahip olmadığı üç şeye sahip: Disiplin, sabır, anlam arayışı
Bir yetişkin olarak siz, “Neden çalmak istiyorum?” sorusunun cevabını biliyorsunuz.
Bu farkındalık, çocuğun saf yeteneğinden çok daha büyük bir güçtür. Unutmayın gerçek güç, doğuştan gelen yetenekte değil; pes etmemekte, her gün yeniden denemekte ve Allah’ın yardımına inanmaya devam etmektedir.
6. Bir Yetişkin Profesyonel de Olabilir
“Profesyonellik” sadece yarışmalar kazanmak veya sahneye çıkmak değildir.
Bir işi tutkuyla, bilinçle, istikrarla yapmak da profesyonelliktir.
Müziği öğrenip, onu hayatının bir parçası haline getirirseniz, zaten bir müzisyensinizdir.
“Yetenek başlar, çalışma bitirir.”
7. “İnsan için ancak çalıştığının karşılığı vardır.” (Necm 53/39)
Dünya hikmet dünyasıdır, yani her şey belli bir kurala göre işler. Öyle olmasaydı hiç kimse çalışmaz, her şeyi Allah’ın ona vermesini beklerdi. O zaman da imtihanın sırrı kalmazdı. Bundan dolayı Cenab-ıi Hak, “çalışma”yı merkeze koyuyor, “yetenek” değil ve diyor ki: “İnsan için ancak çalıştığının karşılığı vardır.” (Necm 53/39)
Bu yüzden emeğiniz fiili duanızdır, bu da yetmez tabi ki her daim dilimiz ve kalbimizle Allah’tan yardım dilemeliyiz.
Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet
BENZER SORULAR
- Ho’oponopono tekniği hakkında ne düşünüyorsunuz?
- Sinir ve öz güvensizlik var, ne yapayım?
- Kutup Ayısı
- Çocukta zeka testi uygulamak doğru mu?
- Heyecanı yenmenin yöntemi nedir?
- Öteki zihinler problemi nedir, doğru mu?
- Babanın, çocuğun meslek seçimi üzerindeki etkisi nedir?
- Baskıcı bir aileye karşı nasıl yaklaşmalıyım?
- Kendime nasıl güvenirim?
- Meleklerde cinsiyet var mıdır?