Filistin’de doğan çocuklar hangi günahın bedelini ödüyor?

Tarih: 04.11.2025 - 10:17 | Güncelleme:

Soru Detayı

Başımıza gelenlerin sebebinin günahlarımız olduğunu bildiren şuara 42/30’a bakarak Doğu Türkistan’da, Arakan’da, Filistin’de, Sudan’da doğan çocuklar hangi günahın bedelini ödüyor?

Cevap

Değerli kardeşimiz,

Bu çocuklar günahların bedelini değil, cennetteki yüksek mertebelerin, ebedi saadet diyarının, sonsuz mutluluğun, şehadet makamının… hediyelerini alıyorlar.

Bununla beraber, ana-babaları başta olmak üzere, yakınlarının bu konudaki üzüntüleri sebebiyle, varsa eğer günahları kendi günahlarına kefaret olma bedelini ödüyorlar. Keza, birçok kimsenin Müslüman olmalarına vesile oldukları için kazanacakları mükâfatın bedelini ödüyorlar. Bardağın dolu tarafına da bakmak gerekir. “Çoğu kez hoşlanmadığınız şeylerde sizin için hayır vardır.” (bk. Bakara, 2/216)

İlâhî adalet açısından bakış

Kuran’da açıkça bu ilke vardır:

“Hiçbir kimse bir başkasının günahını yüklenmez.” (Enam, 6/164)

Yani hiçbir çocuk, ebeveyninin veya toplumun günahının bedelini ödemez.

Bu, Allah’ın mutlak adalet sıfatının bir gereğidir.

Dolayısıyla Gazze’de, Doğu Türkistan’da, Arakan’da ölen çocuklar, bir “cezanın” değil, zulmün mağdurudur.

Ama Allah’ın adaleti sadece “dünya” ile sınırlı değildir, ahirette her şeyin tam karşılığı verilecektir.

Bu yüzden mazlumlar için “zulmün öbür yüzü” rahmettir.

Masumların makamı: Şehadet ve saf rahmet

Peygamber Efendimiz (asm) buyurur:

“Mümin için bela, günahlarına kefaret olur; çocuk için ise derecelerinin yükselmesine vesile olur.” (Buhârî, Merdâ, 1)

Masum çocuklar, özellikle zulüm altında ölenler:

Şehit hükmündedir.

Cennette, Peygamber’in himayesinde olacaklardır.

Ana babaları için şefaat vesilesi olacaklardır.

Yani onlar “bedel ödemiyor”; aksine, yüksek bir nasip alıyorlar.

Dünyada kalanlar için uyarı ve imtihan boyutu

Kuran bize şunu öğretir:

“Başınıza gelen her musibet, kendi ellerinizle işledikleriniz yüzündendir; yine de Allah çoğunu affeder.” (Şûrâ, 42/30)

Bu ayet mazluma değil, topluma hitap eder.

Yani:

Zalimler zulümlerinin bedelini ödeyeceklerdir.

Sessiz kalan, duyarsız kalan toplumlar da sorumludur.

Ama mazlumların çektiği acı, onların değil, insanlığın günahının aynasıdır.

“Bardağın dolu tarafı”na bakmak

Başta verdiğimiz ayetin mealinde bu durum net olarak vurgulanmış: bazen “hoşumuza gitmeyen şeylerde hayır vardır” (Bakara 2/216).

Bu tür olaylar:

Ümmeti uyandırır,

Merhameti yeniden yeşertir,

Hakikate yönelmemize vesile olur.

Yani ilâhî plan içinde her şeyin hem acı bir yüzü hem rahmetli bir hikmeti vardır.

Özetle:

- Çocuklar günahsızdır. Onlar kimsenin bedelini ödemez.

- Masumların ölümü rahmet vesilesidir. Onlar şehitlik ve cennetle mükâfatlandırılır.

- Bu olaylar bize düşen sorumluluğu hatırlatır. Zulme karşı duyarlılık, dua, dayanışma ve sabır gibi güzelliklere vesile olur.

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun