Defne yaprağı yakmak veya sirkeli su ile yıkanmak caiz mi?

Tarih: 15.08.2025 - 08:36 | Güncelleme:

Soru Detayı

Şimdi rahmetli olan biri, üzerimize bir musallat, nazar veya büyü varsa anlamak için defne yaprağı yakabiliriz tarzında bir şey demişti. Tabi haliyle hatırladığım kadarıyla diyorum. Ben arada defne yaprağı yakarım. Dediğine göre cinler defne yaprağından hoşlanmazlarmış. Bir de üzerimizde nazar varsa sirkeli su ile yıkanabilirmişiz. Elbette ki bizim nazar için dualarımız var ama ayriyeten bu dediğim türlerden (defne yaprağı yakmak, sirkeli su ile yıkanmak) şeyleri yapmakta İslam'da bi sakınca var mı yani caiz mi?

Cevap

Değerli kardeşimiz,

a) İslam’da “nazar/göz değme” olayının gerçekliğiyle ilgili ayet ve hadisler söz konusudur.

“Kâfir olanlar (senden) Kur’an’ı dinledikleri zaman az kalsın bakışlarıyla senin ayaklarını kaydırıp düşürürler ve (belki de yere düşmesini de bahane ederek) ‘şüphesiz o bir mecnundur, derler.” (Kalem; 51) mealindeki ayette şiddetli adavetten doğan bakmadaki bakışın olumsuz tesire sahip olduğu bildirilmiştir. Razi’nin desteklediği bu görüş alimlerin büyük çoğunluğu tarafından da kabul görmüştür. (bk. Maverdi, Razi, Kurtubi, ilgili ayetin tefsiri)

b) Rivayete göre peygamber efendimiz (asm) şöyle buyurdu:

“Göz haktır.” (Ebu Davud, 3879); diğer bir rivayette: “Göz kişiyi kabre deveyi de tencereye koyar.” (Aclûnî, Keşfü’l-Hafâ: 2:76; Münâvî, Feyzü’l-Kadîr: Hadîs no: 5748)

c) Bediüzzaman hazretleri de bu konuda şu ifadeleriyle bizi aydınlatmıştır:

 “Kardeşlerim! Benim katî kanaatim geldi ki; nazar, beni şiddetle müteessir ve hasta eder. Çok defa tecrübe ettim. Ben ruh u canımla size her vaziyette arkadaş olmak isterim, fakat اَلنَّظَرُ يُدْخِلُ الْجَمَلَ الْقِدْرَ وَ الرَّجُلَ الْقَبْرَ (Göz değmesi, deveyi kazana, adamı kabre sokar.) meşhur kaide ile nazar beni vurur. Çünkü bana bakan, ya şiddetli adavetle veya takdir ile nazar eder. Bu iki nazar dahi bazı insanların bir hasiyet-i isabet sırrıyla bakmasında bulunur. Bunun için, mümkün olsa, mecbur etmezlerse sizin ile beraber mahkemeye her vakit gelmemek niyet ettim.” (Şualar 323)

d) “Ehl-i sünnet itikadına göre, hayır ve şerrin hepsi Allah tarafından yaratılır. Kâinatta müessir-i hakiki yalnız Allah’tır. Rivayete göre, Efendimiz nazar değmesini su ile tedavi etmiştir. Kişinin üstündeki elbiseler dahil bütün vücudunu su ile yıkamasını istemiştir. (bk. Tuhfetu’l-Ahvezi, 1/185-189)

e) Bundan da anlaşılıyor ki, şifayı yalnız Allah’tan bilmek şartıyla -gayrı meşru olmayan- maddelerle Hz. İbrahim’in dediği gibi, “hasta olursam Allah bana şifa verir” (Şuara, 26/80) mealindeki ayetin mefhumunu doğru anlayıp göz değmesi dahil bütün hastalıkları belli maddelerle tedavi etmek caizdir. Fakat şifayı veren Allah’tır, ilgili ilaç maddesi ise sadece sebeptir, hakiki tesiri yoktur.

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun