Kimseden incinmemeyi nasıl başarırım?
Namaz kılmak, oruç tutmak, zekat vermek kulluk gereğidir asıl dervişlik hiçbir şeyden incinmemektir diye bir söz okumuştum bir kitapta. Bu dünyada bedel ödemeye dayanamıyorum. Bedel ödeyemezsem bu dünyada mecburen ahirette bedel ödemiş olacağım o ise çok çok zor. Nasıl başarırım?
Değerli kardeşimiz,
Öncelikle yüksek dini hassasiyetiniz için sizi tebrik ederiz. Çünkü Allah’ın rızasını kazanmak, O’ndan korkarak davranış ve düşüncelerine azami derecede dikkat etmek elbette yüksek bir İslami şuur ve gönül temizliği gerektiriyor. Sizde de ne güzel ki bu bilinç var.
Ancak İslam’da bir müminin sorumlu olduğu hükümler var. Mesela farz, vacip, sünnet, müstehap, mübah, haram, mekruh ve müfsit gibi. Bunların da kendi içinde dereceleri var, mesela:
- Farz veya vacip olan görevleri yapan, karşılığında sevap kazanır. Özürsüz olarak yapmayan cezasını çeker.
- Haram veya tahrimen mekruh olanları terk eden farz veya vacip sevabı kazanır ama bu günahı işleyen harama girmiş olur.
- Sünnetlere uyanlar büyük sevap ve mükafat alır ama uymayan günaha girmez.
- Bunun yanında kişinin yapıp yapmamakta serbest dolduğu şeylere de mübah denir. Mübahı yapan sevap kazanmaz, yapmayan da günah işlemiş olmaz. Bununla beraber mübah olanları, Peygamber efendimiz gibi yaparsak o da ibadet olur. Onun gibi konuşmak, uyumak, yürümek… gibi.
Kişinin imanı arttıkça, kemale erdikçe, sabır ve tevekkülde yükseklere çıktıkça duyarlı olduğu davranışlar ve eylemler de o nispette artar. Sözünü ettiğiniz “hiçbir şeyden incinmemek” davranışı da bunlardan birisidir. Tasavvuf ehlinin kendisi için koyduğu ileri bir hedeftir. Çünkü dervişlik sadece ibadetle değil, kalbin incelikleriyle ilgilidir: incinmemek, incitmemek ve her şeyde Allah’ı görebilmek...
Kısacası bu, herkes için geçerli olan bir hüküm değil ve ayrıca tasavvuf ehli için bile “incinmeme hali” sabır, farkındalık ve Allah’a tam bir teslimiyetle uzun bir zaman sonra zamanla gelişir.
Görüldüğü gibi uzun bir yol sonrası ulaşılabilinecek farz olmayan bir hedef.
Özetle, bu makam, Yunusumuzun deyimiyle;
- Sövene dilsiz gerek,
- Dövene elsiz gerek,
- (bunlar yetmez bir de gönül koymayacaksın) derviş gönülsüz gerek,
- (yoksa) sen derviş olamazsın,
ifadelerinde yerini bulan hiç incinmemek, uzun bir yol ve sabır gerektirir.
Bu çerçevede neler yapabilirsiniz?
1. İncinmenin Kaynağını Anlayın
Önce neden incindiğinizin farkına varın. Bunun nedenini anlarsanız, incinmenizi kontrol altına almak daha da kolay olur.
İnsan genelde iki nedenle incinir: Birincisi nefsi beklentiye girer, hoşuna giden şey olsun, gerçekleşsin ister, ama karşılık bulamayınca, istediği kendisine verilmeyince kırılır. İkincisi ise zihni olanı, olması gerektiği gibi değil, “benim istediğim gibi” olsun ister. Kendi istediği gibi olmayınca da kırılır.
Bunu fark etmek içinde her incinme anında içinden şu soruyu sor:
Şu an incinen şey ne? Kalbim mi, nefsim mi? Bu beklentide ne kadar haklıydım? Bu beklenti gerçekçi miydi? Benim istediğim gibi olması şart mı? Bunu nefsim mi istiyor, kalbim veya aklım mı istiyor?
2. İncinmek İnsanı Bir Duygudur
İncinmek, gücenmek, rahatsız olmak vb. gibi duygular insani bir duygudur. Birisinin sizi rencide etmesi karşısında kırılmanız veya incinmeniz son derece normaldir. Bu duyguya sahip olduğunuz için kendinizi suçlamayın. Önemli olan burada, karşı tarafın niyeti ve sizin onun davranışlarını veya sözlerini yorumlama biçiminizdir.
Ayrıca buna verdiğiniz bir tepkidir. Belki karşı taraf bilerek sizi incitmemiştir, belki siz olaya olumsuz anlam yüklemişsinizdir veya yanlış yorumlamışsınızdır veya o kişinin zaten kişilik sorunu vardır ve herkesi kırıyordur. Bu düşüncelerle incinme duygunuzu dengede tutabilirsiniz.
3. İyilikle Karşılık Verme Alışkanlığı Geliştirin
Biri sizi incittiğinde hemen tepki vermeyin. Bir süre bekleyin, duygularınız yerini mantığa bıraksın sonra durumu değerlendirin. Çünkü duygular kişide hakim olduğunda mantık devre dışı kalabiliyor.
Ayrıca kişinin kırılmış ve incinmişliği ile ilgili geçmiş travmaları, acıları o anda tetiklendiği için verdiği tepki de geçmiş acıya göre olacak ve ölçüsüz olacaktır.
Bunları yapmakla beraber birisi sizi incittiğinde şu ayeti okuyun ve yanlarından geçin:
“Rahman’ın has kulları onlardır ki, yeryüzünde tevazu ve vakar ile yürürler; kendini bilmez kimseler onlara laf attığında incitmeksizin “Selametle!” derler, geçerler.” (Furkan, 63)
4. İncinmemek, Duyarsız Olmak Değil
Yaptığımız açıklamalardan da anlaşıldığı gibi incinmek insani bir şeydir. Eğer gerçekten incinecek bir durum söz konusu olmuşsa, dervişlerin bu durumda yaptığı şey, “incinmeyeceğim” demek veya “incinmemek”, rahatsız edici olaya karşı duyarsız kalmak değil, yarayı Allah’a havale etmektir.
Ve evet, dünyada sabretmek zordur. Ama sabredemedikleriniz için kendinizi suçlamak yerine şöyle dua edin:
“Allah’ım, dayanamam sandığım her şeyde Senin yardımını görmeyi nasip et. Dünyada nefsime ağır gelen ne varsa, onları Rahmetinle hafiflet. Ahirette değil, dünyada hesabımı kolaylaştır.”
5. Duayı ve Zikri Artırın
Kalbinizi gönlünüzü Allah ile meşgul ettikçe, vesveseler, şüpheler ve kırgınlıklar da zayıflar. Çünkü kalp O’nun zikri ile yumuşadıkça, dış etkiler azalır.
Sürekli zikir, özellikle "Ya Sabur", "Ya Halim", "Ya Vedud" gibi Esma’larla yapılan zikir, kalbi dengede tutar.
Ayrıca Dua insanı manen rahatlatır. Çünkü “duanın en güzel, en latif, en leziz, en hazır meyvesi, neticesi şudur ki:
Dua eden adam bilir ki, birisi var ki; onun sesini dinler, derdine derman yetiştirir, ona merhamet eder. Onun kudret eli her şeye yetişir. Bu büyük dünya hanında o yalnız değil; bir Kerim zât var, ona bakar, ünsiyet verir. Hem onun hadsiz ihtiyaçlarını yerine getirebilir ve onun hadsiz düşmanlarını def' edebilir bir zatın huzurunda kendini tasavvur ederek, bir ferah, bir inşirah duyup, dünya kadar ağır bir yükü üzerinden atıp Elhamdülillâhi Rabbi’l-Alemin der.” (24. Mektup)
Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet
BENZER SORULAR
- Bir kez gönül yıktın ise, bu kıldığın namaz değil mi?
- Hikem-i Ataiyye adlı eser için, az daha Kur'an olacaktı, anlamında bir söz söylenmiş midir?
- Yaptığımız ibadetleri başkasının görmesi o ibadete zarar verir mi?
- Niyet nedir, nasıl olmalıdır?
- EĞLENCE
- EĞLENCE VE CEVAZI
- Kocam anlayışsız ve kaba, ne yapmalıyım?
- Müslüman yaptığı her hareketten sorumlu mu?
- İnsanlar neden barışa değil de savaşa ilgi gösteriyor?
- Sosyal hayata girmek istemiyorum, ne yapmalıyım?