Sapan taşı av avlamaz... hadisini açıklar mısınız?
“Sapan taşı av avlamaz, düşman öldürmez. Sadece göz çıkarır ve diş kırar.” (Buhârî, Edeb 122; Müslim, Sayd 54.)
- Bu hadisi nasıl anlamalıyız?
Değerli kardeşimiz,
Ebû Saîd Abdullah İbni Mugaffel (ra) şöyle dedi:
: نَهَى رسولُ اللَّه صَلّى اللهُ عَلَيْهِ وسَلَّم ، عَن الخَذْفِ وقالَ :
« إِنَّهُ لا يقْتُلُ الصَّيْدَ ، ولا يَنْكَأُ الْعَدُوَّ ، وَإِنَّهُ يَفْقَأُ الْعَيْنَ ، ويَكْسِرُ السِّنَّ » .
وفي رواية : أَنَّ قريباً لابْنِ مُغَفَّلٍ خَذَفَ ، فَنَهَاهُ وقال : إِنَّ رسولَ اللَّه صَلّى اللهُ عَلَيْهِ وسَلَّم نَهَى عن الخَذْفِ وقَالَ :
.إِنَّهَا لا تَصِيدُ صَيْداً » ثُمَّ عادَ فقالَ : أُحَدِّثُكَ أَن رسولَ اللَّه صَلّى اللهُ عَلَيْهِ وسَلَّم ، نَهَى عَنْهُ ، ثُمَّ عُدْتَ تَخْذِفُ ،؟ لا أُكَلِّمُكَ أَبداً »
Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem sapan taşı atmayı yasakladı ve:
“Sapan taşı av avlamaz, düşman öldürmez. Sadece göz çıkarır ve diş kırar.” buyurdu. (Buhârî, Edeb 122; Müslim, Sayd 54.)
Müslim’in bir başka rivâyeti şöyledir:
İbni Mugaffel’in yakınlarından biri sapanla taş atmıştı. İbni Mugaffel o kimseyi sapanla taş atmaktan nehyetti ve kendisine şunları söyledi:
– Şüphesiz Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem sapanla taş atmayı yasakladı ve:
“Bununla av avlanılmaz.” buyurdu.
Bu adam daha sonra yine atınca, İbni Mugaffel şunları söyledi:
– Ben sana Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellemin bundan nehyettiğini haber veriyorum, sen ise aynı şeyi yapıyorsun. Eğer bunu bir daha yapacaksan, seninle asla konuşmayacağım. (Müslim, Sayd 56)
Hadis metninde geçen ve bizim “sapan taşı” olarak tercüme etmeyi tercih ettiğimiz “hazf” tabiri, küçük taşları veya çekirdek gibi sert cisimleri baş parmağı ile şehadet parmağının arasına alarak atmanın da adıdır. Gerek sapanla taş atmak, gerekse yukarıda tarif edildiği şekilde elle atmak, faydası olmayan, zararlı bir hareket olduğu için yasaklanmıştır. Bu, ne bir av aleti ne de bir harb eğitimidir. Bir fayda sağlaması veya bir zararı önlemesi de söz konusu değildir. Sadece göz çıkaran veya diş kıran ya da bu nevi zararları olan bir davranıştır. Bu sebeple de insanların sakat kalmasına, aralarının açılmasına, kavga ve gürültü çıkmasına vesile olur.
Dinimiz bir fayda sağlamayıp bir zarara engel olmayan, insanlar arasında huzursuzluk çıkaran ve onların maddi-manevi zarar görmesine sebep olan işlerin yapılmasını uygun karşılamamış, bu tür işleri ve hareketleri yasaklamıştır. Böylece bir kötülüğün ortaya çıkmaması için tedbiri önceden almış olmaktadır.
İslâm’ın yasakladığı, Peygamber Efendimiz’in (asm) yapılmasını hoş görmediği konularda sahâbe-i kirâm son derece hassas idiler. Onlar, bir taraftan kendilerini bu yönde eğitirken, arkadaşlarını ve toplumun diğer fertlerini de murakabe ediyorlardı. Fert olarak kendilerinin bir yasağı işlememesini, bireysel iyiliği yeterli görmüyor, başkalarının da, bir kötülüğü, yasaklanan bir şeyi yapmamasının tedbirlerini alıyor, onların da iyi olmasını istiyorlardı. İslâm’ın sorumluluk anlayışının böyle davranmayı gerektirdiğini en iyi bilenler onlardı.
Bunu yaparken İslâm’ın kural ve kâideleri çerçevesinde, kırmadan dökmeden, bir tebliğ metodu estetiği içinde hareket ederlerdi. Bu tavır ve davranışlarıyla kendilerinden sonraki nesillere, bizlere örnek oldular.
Sahabî Abdullah İbni Mugaffel, Resûl-i Ekrem Efendimiz’in (asm) yapılmasını yasakladığı bir şeyi, ikaz edilmesine rağmen yapmaya devam eden yakın akrabası ve arkadaşına, bundan vazgeçmediği takdirde, kendisiyle ebediyyen konuşmayacağını söylüyor. Görüldüğü gibi bunun sebebi, bir kimsenin Allah Resûlü’nün emrini dinlememesi veya önemsememesidir.
İslâm toplumunu ayakta tutan dinamik, Kur’an ve Sünnet ölçüsüdür. Bunlara uymayan kim olursa olsun, o kimse saygınlığını yitirir ve kınanır. Bu sosyal müeyyide, fertlerin aleyhine değil, lehinedir. Çünkü yanlış bir iş yapan ve hatalı hareket eden kimse kendini yalnız hissedip toplumdan dışlanacağını anlayınca, doğruya döner ve uyumlu bir toplumun saygın bir üyesi olma özelliğini korur.
Özet olarak;
- Sapanla taş atmak hoş karşılanmayan bir davranıştır.
- Sahâbe-i kiram, Peygamberimiz’in (asm) sünnetine uyma, onun emir ve yasaklarına riayet etmede örnek bir nesildir.
- Sünnet karşıtı bid’atçılarla ve açıktan günah işleyenlerle konuşmamak, onlarla ilişkiyi kesmek câizdir.
- Bid’atçı bid’atından, günahkâr günah işlemekten vazgeçince, onlarla konuşulup görüşülmeye devam edilir. (bk. Riyazü’s-Sâlihîn Tercüme ve Şerhi, Peygamberimizden Hayat Ölçüleri, Erkam Yay., H. No: 168)
Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet
BENZER SORULAR
- Seni benim elimden kim kurtaracak?
- Çocuğun ölümünü kocasından gizlemiş mi?
- Hanzala münafık mı oldu?
- İçilecek şeylere üflemek sünnete aykırı mı?
- Kalbimizden geçenlerden sorumlu muyuz?
- Öğlen namazının ilk sünneti 2 rekat mı?
- Kızgınlık, öfke nasıl geçer?
- Peygamber'in ibadetlerini azımsayanlar var mıydı?
- Sen buna güç yetiremezsin... hadisini açıklar mısınız?
- Safların düzeltilmesi hakkında hadis var mı?