Evrim gerçekse ne yapacaksınız?

- İnananların şirk içinde olacağını savunduğunuz evrim teorisinin mahşer günü bilimsel bir hakikat olduğunu öğrenseydiniz ne hissederdiniz?
- Evrim bir yana dursun hatasız kul olmaz elbette büyük bir hatanız varsa ki inşallah yoktur ve mahşer günü bu hatanızı öğrenseydiniz Allah’tan, resulünden ve hatanız yüzünden dinden çıkmasına vesile olduğunuz nice insandan başınızı bükerek özür diler miydiniz?
- En önemlisi hatanız yüzünden dinden çıkanları hali ne olur?
- Bu siteyi her soruma mantıklı cevaplar verdiği için seçtim.

Değerli kardeşimiz,

Bu güzel sorunuz için sizi tebrik ederiz. Şimdiye kadar gelen soruların içerisinde en ilginç olanlarından birisi. Ne güzel. Hem bizim ahiretimizi düşünüyorsunuz hem de bizim sözümüzle yanlış yapanların ahiretini. Yani himmeti ve gayreti çok geniş. Herkesin cennete gitmesini, bunun için Allah’a karşı herkesin dünyada yanlış yapmamasını istiyorsunuz. Bundan daha güzel bir düşünce ve gayret olabilir mi?

Gerçekten bilim yoluyla insanları cehenneme sürükleyenlerin hâli ahirette nice olur?.. İşte bunun için Allah ve Resulünün sözlerinin iyi anlaşılması ve ona göre hareket edilmesi çok mühimdir. Bu kardeşimizin ifade ettiği gibi, gerçekten bizim anladığımız manada evrim düşüncesinin doğruluğunu kabul cehenneme götürür.

Öncelikle ifade edelim ki, Allah’ın ve Elçisi'nin (asm) bildirdiği bir şeyde tereddüt etmek büyük bir tehlikedir, ebedî hayatımıza zarar verebilir. Bilimsel gerçekler kılıfı orada beş para etmez.

Benzer harflerden yazılmış kelimelerin, birbirinden türediğini iddia etmek ne kadar bilimsel olur. Örneğin halim-hilim kelimelerinin ikisi de tek harf hariç aynıdır. Buna bakarak bu bundan türemiş denilebilir mi? Hayır, ilkini de ikincisini de her ikisini de ayrı ayrı yazan bir kâtip vardır.

Müslümanların Allah’ın huzurunda ne cevap vereceğimiz bellidir:

Allah’ım senin ayetlerinde ve Resul'ünün (asm) hadislerinde insanlığın babası Hz. Âdem’in ilk insan olduğunu ve topraktan yaratıldığını öğrendik ve ona iman ettik.

Peki, insanın canlılardan evrimleşerek meydana geldiğini iddia edenler ne diyecek?

“Yahudiler: 'Hıristiyanlar hakiki bir din üzere değil.' Hristiyanlar ise: 'Yahudiler hakiki bir din üzere değil.' dediler. Hâlbuki her iki topluluk da kitabı (Tevrat ve İncil'i) okumaktalar. Dini bilmeyenler de onlarınkine benzer sözler söylediler. Allah, kıyamet günü anlaşamadıkları hususlarda hükmünü verecektir.” (Bakara, 2/113)

“Kafirler: 'Allah, ölen kimseyi bir daha diriltmez!' diye var güçleriyle yemin ediyorlar. Hayır, elbette diriltecek! Bu, onun gerçekleşmesini üzerine aldığı kesin bir sözüdür; fakat insanların çoğu bunu bilmez.  Diriltecek ki, hakkında anlaşmazlığa düştükleri gerçekleri onlara bütün açıklığıyla göstersin ve inkâr edenler de gerçekte birer yalancı olduklarını bilsinler.” (Nahl, 38-39)

mealindeki ayet ve benzerlerindeki açıklamalar bu sorunun cevabı olarak da açıktır.

Doğrular doğruluklarıyla cennete giderken, yalancılar da yalanlarıyla cehennemi boylarlar.

Bütün hesaplar gibi, evrim konusunun da doğru olup olmadığı karara bağlanacak ve ilahi adalet tecelli edecektir.

Şimdi konuyu bilim ve dini yönden ele alıp tahlil edelim:

Önce şu hususun iyi bilinmesi lazım: Bir şeyi bilmek ayrıdır, ona inanmak ayrıdır. Mesela, bir kimse Hristiyanlığı bilmekle ya da derste öğrencilere Hristiyanlıktan bahsetmekle Hristiyan olmaz. İslamiyet’i bilmekle de Müslüman olmaz. Aynı şekilde Budizm’i bilmekle sadece bilgi sahibi olunur; ama ona inanırsa o zaman Budist olur.

Dolayısıyla bir kimse evrim düşüncesi ya da başka bir düşünce veya teoriyi bilmekle sadece konu hakkında bilgi sahibi olur.

Bir öğretmen veya öğretim üyesi ateistlerin anladığı manada evrimi öğrencilere anlatmakla ateist olmaz. Ama bu anlattığının hakikat olduğunu kabul eder, ona inanırsa o zaman İslam dininden çıkar.

Bu dersin imtihanında öğrenci öğretim üyesinin istediği tarzda cevap yazsa, mesela “İlk insan maymunla ortak ataya sahiptir.” dese, ama bunu öğretim üyesi böyle istediği için yazmış olsa, kendisi Kuran’da bildirildiği gibi ilk insanın topraktan yaratıldığına inansa imanına zarar gelmez.

Bir başka ifade ile bilime inanılmaz. Sadece üzerinde konuşulan konu hakkında bilgi sahibi olur.

Bununla ilgili bir başka misal:

Hidrojen ve oksijenin belirli şartlar altında birleştirilmesiyle su meydana gelir. Bu bilimsel bir hükümdür. Buna inanılmaz. Bir kimse; “Ben iki atom hidrojen ile bir atom oksijenin belirli şartlar altında birleştirilmesiyle su meydana geldiğine inanıyorum.” dese yanlış olur.

Bunun doğrusu şudur:

“Ben iki atom hidrojen ile bir atom oksijenin belirli şartlar altında birleştirilmesiyle su meydana geldiğini biliyorum.” 

Bir başka ifade ile “Su, iki atom hidrojen ile bir atom oksijenin belirli şartlar altında birleştirilmesiyle meydana gelir.” demeli.

Bilimsel olarak anlatılan bir konu İslamiyet’e uygun olabilir de olmayabilir de. Ama siz onu imanla bağdaştırmadığınız için manen sorumlu olmazsınız.

Şimdi asıl konumuz olan evrim görüşüne gelelim:

"Evrim" kelimesi çok farklı manalarda kullanılıyor. Her türlü değişim ve başkalaşım evrimle ifade ediliyor. Onun için evrimden herkesin anladığı farklı. Evrimin ne manaya geldiği ve hangi tabirler yerine kullanıldığını bilmek gerekir.

Genelde evrimi savununlar canlıların silsile halinde birbirinden evrimleşerek meydana geldiğini ileri sürüyorlar. Diyorlar ki, önce tek hücre tesadüfen ortaya çıktı. Sonra bu değişerek diğer canlıları meydana getirdi.

Şimdi bu genel olarak ifade edilen evrim görüşüne inanan birisinin İslâmiyet bakımından durumu nedir?

Kâinatta atomdan galaksilere kadar her şey Allah’ın ilim, irade ve kudretinin eseridir. Hiçbir şey tesadüfe, tabiata verilemez, kendi kendine oluyor denilemez. Canlıların tesadüfen ya da tabiatın eseri olarak meydana geldiğine inanmak Allah’a ortak koşmaktır ki, en büyük günahlardandır.

Allah isterse canlıları birbirinden yaratamaz mı? Yaratabilir. Ama Allah’ın şu anda böyle bir kanunu yok. Her canlı türünün genetik yapısı korunaklı yaratılmış. Bu konunun dışında olan birisi bilim yönünden nasıl bir durum almalı ki, manen yanlış yapmasın?

1. Her şeyi Allah’ın yarattığını kabul edecek.

2. Canlıların yaratılışı ile ilgili Kuran’daki ayetlerin açık manalarına ters gelen bir inanışa girmeyecek. Mesela, Hz. Âdem (as) babamızın yaratılışı Kuran’da ondan fazla ayette topraktan doğrudan ve en güzel surette yaratıldığı beyan ediliyor.

Ayrıca ilk insan Hz. Âdem’in (as) topraktan yaratıldığını nazara veren başka ayetler de var. Hz. Âdem yaratıldıktan sonra Allah meleklere Âdem’e secde etmelerini emrediyor. İsrafil, Mikail, Cebrail gibi büyük melekler seviyesinde olan iblis bu secdeyi yapmıyor. Allah niçin secde etmediğini sorunca, “Onu topraktan yarattın, beni ateşten yarattın. Ateşten yaratılan topraktan yaratılandan üstündür.” diyor.

Bazı evrimcilerin iddia ettiği gibi insan diğer hayvanların evrimleşmesiyle meydana gelmiş olsaydı, şeytan onu ileri sürerdi.

Diğer taraftan Âl-i İmran suresi 59. ayette Allah şöyle buyuruyor:

“Allah katında İsa’nın yaratılmasındaki durumu, Âdem’in durumu gibidir. Allah Âdem’i topraktan yarattı, sonra ona 'Ol!..' dedi o da oluverdi.”

Enbiya suresi 30. ayette şöyle buyrulur:

“O inkâr edenler görmüyorlar mı ki, göklerle yer birbiriyle bitişik iken, biz onları ayırdık ve her canlı şeyi sudan yarattık. Yine de onlar inanmayacak mı?”

Burada bütün canlıların sudan yaratılmış olması değişik şekillerde tefsir ve izah ediliyor. Biz onlara girmeyeceğiz.

Buradan şunu anlayabiliriz:

Her canlı grubu ayrı bir yaratılışa sahiptir. Yani balık balık olarak, kurbağa kurbağa olarak, fare fare olarak tavşan tavşan olarak insan da insan olarak yaratılmıştır.

Zaten günümüzdeki bütün canlılar, gerek bitki, gerek hayvan ve gerekse insan olsun tek hücreden yaratılıyor. Evrimcilerin kabul ettiği gibi bütün canlıların başlangıcını tek hücreye götürüp birbirinden evrimleştiği şeklinde, bilimin de kabul etmediği bu görüşte ısrar etmenin sadece ideolojik bir yaklaşımı olabilir. Yani Allah’ı kabul etmemek için her şeyi evrim yarattı deyip, Allah’ı devreden çıkarmaya çalışıyorlar.

Sonuç Olarak

Yaratılışı savunanlar bütün varlıkları Allah’ın yarattığını kabul ediyor. Ayrıca gerek ilk insanın ve gerekse diğer canlıların ayrı ayrı günümüzdeki karakterleriyle yaratıldığını dile getiriyor. Varlıkların yaratılışında Allah Kuran’da neyi kastetmiş ise o şekilde yaratıldığına inanıyor.

Bazı evrimciler de bütün varlıkların bir yaratıcı olmadan silsile halinde birbirinden evrimleştiğini iddia ediyorlar.

Problemin esası evrimden neyin kastedildiğinde toplanıyor. Evrimciler kasten doğrunun yanında yanlışı da veriyorlar.

Tekamül manasında, yani bir canlının embriyodan itibaren olgun hale gelinceye kadar geçirdiği safhalara evrim diyorlar. Biyolojide buna ontojeni diyoruz. Bu teori değil kanundur. Bütün canlılar, hatta cansız âlem de zaman içerisinde belirli bir olgunluğa ulaşıyor.

Diğer taraftan evolüsyon manasındaki değişikliğe, yani bir canlı türünden bir başkasının meydana gelmesi şeklindeki düşünceye de evrim diyorlar. Esas tartışma konusu olan budur. Yani evolüsyon manasında bir değişikliktir. Böyle bir temel tipten bir başka temel tipin meydana geldiğini gösteren bir delil kâinatta yoktur.

Allah isterse bir canlı temel tipinden bir başkasını yaratamaz mı? Mesela fareden tavşanı yaratamaz mı? Allah dilerse elbette yaratabilir. Lakin bunun olduğuna ait delil lazım. Günümüzde -bilinen- Allah’ın böyle bir genetik kanunu yoktur. Geçmişte olduğunu gösteren bununla ilgili hiçbir fosil delili yoktur.

Şimdi ahirette evrimciler mi zor durumda kalır, yoksa yaratılışı savunanlar mı?

Kararı siz verin...

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet