Bazı internet sitelerinde Çamur Zıpzıpı (Periophthalmus argentilineatus) olarak anılan canlı evrime delil olarak gösteriliyor?
Değerli Kardeşimiz
Çamur Zıpzıpı (Periophthalmus argentilineatus) çamurlu bataklıklarda yaşayan 10-15 cm boyunda bir canlıdır. Ham karada ve hem de sulu ortamda yaşayabilir. Akvaryumlarda beslenmektedir. Bunların çok dikkat çeken ve ibret alınacak yaşayış tarzları vardır. Meselâ, yumurtalarını su içinde bir kovuğa bırakırlar. Su yüzüne çıkıp hava kabarcıklarını alıp oyuğa yumurtaların yanına bırakarak onların havalanmasını sağlarlar. Yavrular yumurtadan 5 gün içinde çıkar. Yaklaşık 50 gün sonra hem karada ve hem de suda yaşayacak hale gelirler.
Bütün canlıların birbirinden elbette bir takım benzer ve farklılıkları olacaktır. Farklılık olmasaydı, o zaman yeryüzünde tek tip canlı olurdu. Bu farklılık ve benzerliklere göre bir sıralama yaptığınız zaman, bir takım organ ve dokular bakımından bazıları daha mükemmel, bazıları daha aşağı seviyede olacaktır.
Bu canlı silsilesinin birbirinden tesadüfen meydana geldiğini iddia eden evrim görüşünün bilimsel bir dayanağı yoktur. Tam tersine, her canlının genetik yapısı, nesiller boyu değişmeden sabit kalmakta, her canlı grubunun ayrı yaratıldığı tezini kuvvetlendirmektedir.
Onların iddialarına göre Çamur Zıpzıpı’nın evrime delil olabilmesi için, canlı formunun olmaması gerekirdi. Çünkü onlar, su hayatından kara hayatına geçişte ortam şartlarının değiştiğini, ortamdaki suların çekilmesiyle balıkların kendilerinin yavaş yavaş kara hayatına uydurduğunu ve suda yaşayanların ortadan çekilmesiyle kara hayatına adapte olmuş kurbağaların teşekkül ettiğini ileri sürüyorlar.
Hâlbuki bu canlı evrimi değil, yaratılışı desteklemekte, Allah’ın hem karada ve hem de suda yaşayabilecek canlıları yarattığını göstermektedir.
Allah’ın böyle bir canlıyı yaratmadaki hikmeti soruluyor. Her canlının yaratılışında, Allah’a bakan yönüyle bir değil, belki binlerce hikmeti vardır. Bize bakan ve bilebildiğimiz, ya da sayabildiğimiz bunlardan ancak birkaç tanesidir. Meselâ bir tane hikmeti şu olabilir: Nasıl ki, çoktan seçmeli bir imtihanda, bilenin bilgisinin sıhhat ve doğruluk derecesini ölçmek için, doğruya çok yakın sorular da sorulur. Burada da, kimin sebeplere bağlanarak Allah’ı devreden çıkarıp yaratılışı evrime ve sebeplere vereceği ve kimin de sebeplerin arkasında Allah’ın kudret elini göreceği test edilmek istenmiş olabilir.
Aslında sebepleri de, o sebeplerin sonucunu da yaratan Allah’tır. Elma meyvesine elma ağacı sebeptir. Ağacın meydana gelmesine de çekirdek sebeptir. Aslında elmayı da, ağacı da çekirdeği de yaratan Allah’tır. Aynı şekilde, anne ve baba, evladın dünyaya gelmesine sebeptir. Anne babayı da, evladı da yaratan Allah’tır.
Allah’ın eseri olan bütün bu kâinat, evrim perde edilerek sebeplere ve tesadüfe verilip ve Allah devreden çıkarılmak isteniyor. Onun için, Çamur Zıpzıpı gibi, Allah’ı perdeleyecek sebeplere dört elle yapışılarak evrime delil gösterilmeye çalışılıyor. Oysa değil bir canlı, tek bir atom dahi başıboş hareket edemez. Her şey Allah’ın ilim, irade ve kudretinin eseridir ve O’nun kontrolündedir.
Selam ve Dua ile..
Prof. Dr. Âdem Tatlı
BENZER SORULAR
- Aristo ile Darwin, canlıların unsurlardan kendiliğinden meydana geldiği konusunda aynı mı düşünüyor?
- Tüm Kainat bir nizam, ince bir mekanizma ile yaratılırken, canlıların bir anda yaratılmış olma fikri Allah'ın yaratma sünnetine ters değil midir?
- Genetik kopyalama nedir?
- Bir İnsanın Alnından Boynuz Çıkar mı?
- Evrim Teorisinde Olasılık mı Yoksa Tesadüf mü var?
- Çevre şartları varlıkların genetik yapısını değiştirir mi? İnsanların yüz şekilleri, göz çekikliği, ten rengi yaşadığı çevreye göre mi oluyor?
- Virüsler eşsiz olarak kendi kendine nasıl bölünüp çoğalıyor?
- Sebep-Sonuç Halkasıyla Bilinmeyeni İzah Etmek Mümkün mü?
- Bir çocuk mavi gözlü, sarı saçlı olsun diye, isterlerse anne karnındayken geni aşılayıp öyle doğması sağlanabilecekmiş. Bu kafamı karıştırdı; böyle bir olay mümkün müdür?
- Köstebeklerin, mağara gibi karanlık yerde yaşayan bazı balık türlerinin gözlerinin köreldiğinden hatta gözlerin kaybolmasına rağmen göz yuvalarının kalıntılarının halen mevcut olduğundan bahsediliyor.