Peygamberimiz Hz. Aişe ile neden evlendi?

Tarih: 28.08.2024 - 13:31 | Güncelleme:

Soru Detayı

- Eğer korumak için evlendiyse evlatlık alır korurdu, illa da evlenmesi mi gerekirdi, hikmetleri nelerdir?

Cevap

Değerli kardeşimiz,

Öncelikle ifade edelim ki, Hazret-i Peygamber (asm)'a eş olarak seçilen şahsiyetler, alelade sıradan insanlar olamazlar. Peygamber Efendimiz (asm) bize her hususta numune ve rehberdir. Hâlbuki normalde insanın hayatının mühim bir kısmı evinde geçer. Peygamber Efendimiz (asm)'in aile hayatının hükümlerini ise ancak zeki, kabiliyetli ve meşrepleri farklı annelerimizden talim edebiliriz.

Tek bir kadının böyle büyük bir yükün altından kalkması kabil olmadığı için, Allah, Peygamber Efendimiz (asm)'e farklı kabiliyetteki hanımları eş olarak takdir etmiştir. Her biri farklı sahada hizmet etmiş, ayrı bir yükün altına girmişlerdir. Bunların içinde Hz. Aişe annemizin ayrı bir yeri vardır.

Soruda işaret edilen “korumak” gibi bir gerekçeye rastlayamadık. Bilebildiğimiz kadarıyla bu evliliğin gerekçesi olarak Hz. Aişe’nin korunması gibi bir vesile hiçbir kaynakta zikredilmemiştir.

- Resul-i Ekrem Efendimiz (asm) nübüvvetinden on yıl sonra, elli yaşında iken, eşi Hz. Hatice (ra) validemiz vefat etti. Peygamber Efendimiz (asm) kendisine hem ev işlerini yapacak hem çocuklarının bakımına yardımcı olacak hem de İslam’a davet faaliyetlerinde destek olacak eşlere ihtiyacı vardı. Bunun için bir yandan yaşlı ve dul bir kadın olan Hz. Sevde’yi, öte yandan da en yakın arkadaşı olan Hz. Ebu Bekir (ra)’in kızı Hz. Aişe’yi istetti ve hicretten sonra da evlendi.

Peygamber Efendimiz (asm) bir hadis-i şeriflerinde şöyle buyurmaktadır:

“Dininizin yarısını Hz. Aişe’den öğreniniz.” (bk. Acluni, Keşfü'l-Hafa, h.no: 1198, I, 374.).

İslam literatürü, İslam ümmeti bu hadisin dışa yansıyan ifadesini tasdik etmektedir.

- Hz. Peygamberin (asm) yalnız Hz. Aişe ile değil genel olarak fazla izdivacının elbette pek çok hikmetleri vardır. Bediüzzaman Hazretlerinin ifadesiyle;

“O hikmetlerden birisi şudur ki: Zât-ı Risaletin akvali gibi, ef'al ve ahvali ve etvar ve harekâtı dahi menabi-i din ve şeriattır ve ahkamın mehazleridir. Şıkk-ı zahirîsine sahabeler hamele oldukları gibi, hususî dairesindeki mahfî ahvalâtından tezahür eden esrar-ı din ve ahkâm-ı şeriatın hameleleri ve râvileri de Ezvac-ı Tahirattır ve bilfiil o vazifeyi ifa etmişlerdir. Esrar ve ahkâm-ı dinin hemen yarısı, belki onlardan geliyor. Demek bu azîm vazifeye, bir çok ve meşrebce muhtelif Ezvac-ı Tahirat lâzımdır.” (Mektubat, s. 28)

Peygamber Efendimiz (asm) Hicretten sonra Hz. Aişe’yi iki defa rüyada görmüş ve onunla evleneceğine dair müjde verilmiştir. (bk. Buhari, h. no: 3606)

Şu bir gerçektir ki, dinin ve şeriatın ahkamına en çok hizmet eden, ilahi ahkâmın tatbikatına önayak olan Hz. Aişe validemizdir. Bunun böyle olduğunda şüphe yoktur.

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun