Ayete göre, kadınların cariyeleriyle lezbiyen ilişkiye girebileceği anlamı çıkmıyor mu?
- Müminun suresi 5, 6 ve 7. ayetlerinden kadınların cariyeleriyle lezbiyen ilişkiye girebileceği veya kadın efendinin erkek kölesiyle karı koca hayatı yaşayabileceği anlamı çıkmıyor mu?
- Çünkü bu bahsettiğim ayetlerde (hem öncesindeki ayetler hem de sonrasındaki ayetlere bakarak da anlayabileceğiniz üzere) hem erkeklere hem de kadınlara hitap var. Ayet sadece erkeklere hitap etmiyor.
- İffetlerini korurlar (kimler? Kadın ve erkekler), sadece eşleriyle ve ellerinin altında olanlarla yetinirler (Kimler? Kadın ve erkekler) bundan dolayı da kınanacak değiller (Kimler? Kadın ve erkekler.)
- Bu ayetlerde hem erkeklere hem de kadınlara hitap edildiği açıktır. Dolayısıyla Müminun 5, 6, 7’ye göre kadınların cariyeleriyle cinsel ilişkiye girmesinin caiz olduğu ve kadın efendinin erkek kölesiyle karı koca hayatı yaşayabileceği anlamı çıkmıyor mu?
Değerli kardeşimiz,
Bu surenin başından itibaren isim, fiil ve zamirlerin hepsinin müzekker olması,-kadınları içine alsa bile- üslup açısından sorudaki vehimleri bertaraf etmeye yöneliktir. Surenin ilgili ayetlerin meali şöyledir:
“Müminler kesinlikle kurtuluşa ermiştir; Ki onlar, namazlarında derin bir saygı hali yaşarlar; Anlamsız, yararsız söz ve davranışlardan uzak dururlar; Zekâtı verirler; İffetlerini korurlar; Sadece eşleriyle veya ellerinin altında olanlarla (cariyelerle) yetinirler, bundan dolayı da kınanacak değillerdir. Ama her kim bunun ötesine geçmek isterse işte haddi aşanlar onlardır.” (Muminûn, 23/1-7)
Bu konuda İslam alimlerinin kabul ettiği bazı ilkeleri ve prensipleri maddeler halinde açıklamaya çalışacağız:
1) Kur'an’ın en güzel tefsiri, yine Kur'an’ın kendisidir, ikinci sırada ise sahih sünnet / hadisler gelir. Buna göre, herhangi bir ayetin açıklanması, Kur'an ve sünnete aykırı bir tarzda olamaz.
2) Söz konusu ayetlerde -cinsiyeti ayırıcı- isim, zamir ve fiil olarak yaklaşık 30 kelimenin hepsi müzekker / erildir. Erkeklere işaret eden bu 30 kelimeye mukabil, kadınlara bakan bir tek kelime söz konusu değildir. Buna rağmen Kur'an’ın ve İslam’ın ruhuna aykırı olan bir tevile sapmak, en azından iman şuuruna karşı bir su-i edeptir.
3) Görebildiğimiz kadarıyla müfessirler -iffet konusunun- hem erkeklere hem kadınlara ait bir vasıf olduğuna dikkat çekmek için 5. ayette yer alan “ferçleri / iffetlerini haramdan koruma” hükmünü iki cins için de geçerli olduğunu bildirmişlerdir. Ve bu hüküm doğrudur. Fakat İslam’ın ruhuna taban tabana zıt olan bazı tevillere girmek doğru değildir. Nitekim, müfessirler, bu yanlışa düşmemek için 5. ayette iffetin korunmasını iki cins arasında müşterek bir kavram olarak kabul etmekle beraber, ardından gelen ayetlerin manasını sırf erkeklere baktığına dikkat çekmişlerdir. Bu hususa şu açıklamalar misal olarak verilebilir:
a) 6. ayette yer alan “ma meleket...” ifadesi, cariyelere işaret etmek için kullanılmıştır. Nikahla alınan hür kadınlardan daha aşağı bir konumda oldukları için “şuurlu varlıklar için kullanılan 'men' yerine şuursuzlar için kullanılan 'mâ' kelimesinin kullanılması” bu gerçeğe işaret etmek içindir. (bk. Beyzavî, et-Tefsiru’l-Mazhari, ilgili ayetlerin tefsiri).
b) 6. ayette meal olarak yer alan “İffetlerini korurlar; Sadece eşleriyle veya ellerinin altında olanlarla (câriyelerle...) yetinirler” ifadenin anlamı şudur: “Onlar / erkekler -nikahla evlendikleri eşleri ve mülk (mülkü’l-yemin) olarak edindikleri cariyeler dışında- bütün hallerde iffetlerini korurlar.” (bk. el-Meraği, ilgili yer)
c) Bu (6.) ayette zikredilen iki sınıf (nikahlı eşler ve cariyeler) dışında kalan bütün kadınlar erkeklere haramdır. Bu, mücmel / özet halde bir açıklamadır. (İki bacının bir arada, dörtten fazla kadınların nikahlanması, iddet süresi içinde ve benzeri) hükümlerle ilgili tafsilat muhataplar tarafından zaten bilinmektedir (bunları Kur’an ve hadislerden öğrenmişlerdir). (bk. İbn Aşur, ilgili yer)
d) Ayette geçen “ferç / furuç” sözcüğü, hem erkekler hem kadınlar için cinsel organları ifade eder. Onları korumak ise, nikahlı eşleri ve mülk edindikleri cariyeleri dışında kalan tüm kadınlara karşı iffetlerini korumak demektir. Buradaki hüküm sadece erkekler için geçerlidir. Çünkü kadının kölesinden o tarzda faydalanması caiz değildir. (bk. Hazin, ilgili yer)
e) Ayette yer alan “iffetlerini korumak”tan maksat, Allah’ın nikah akdiyle veya mülkü’l-yemin ile kendilerine helal kıldığı eşleri ve cariyeleri dışında kendilerini korumaktır. Bunları dışında ister zina, ister livata (homoseksüellik), isterse lezbiyenlik yoluyla olsun her türlü erkek-kadın ilişkisi haramdır. Ayetteki hüküm yalnız erkeklere mahsustur. Cariyelerin zikredilmesi bunun delilidir. (bk. V. Zuhayli, ilgili yer)
f) Ayette zikredilen “iffetlerin korunması”, nikah akdiyle alınan eşler ve mülkü’l-yemin yoluyla edinilen cariyeler dışında, hiçbir halde kadınlarla ilişkiye girmemeleridir. (bk. Tantavî, Vasît, ilgili yer)
Özetle, ayette geçen “Ellerinin altında” ifadesini sadece erkeğin cariyesine hamletmek vaciptir ve aksi caiz değildir.
Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet
BENZER SORULAR
- Bir ayette sağ elinizin malik olduklarınıza avret açılabilir derken diğerinde avret açılamaz diyor, açıklayabilir misiniz?
- Hz. Osman, "Ne bileyim? Bunu bir ayet helal, öbür ayet de haram kılmıştır." demiş midir?
- Cariyelere "sağ elin mülkü" denmesinin sebebi nedir?
- Kuran-ı Kerim kadınlara doğrudan hitapta bulunmaz mı?
- Müminun suresinin ilk on ayetiyle amel etmenin faziletiyle ilgili hadis var mıdır?
- Putperest ve Zerdüşt kadın esirlerle cinsel ilişki caiz mi?
- Kıyamet günü kimlerin yüzüne bakılmaz?
- Erkekler için sürme ile gezmek caiz midir?
- Göklerde olanlara nasıl basılır ve gölgeleri nasıl olur?
- Nur suresi 26. ayette geçen, "Temiz kadınlar temiz erkeklere, kötü kadınlar kötü erkeklere yakışır." ifadesi ile ne anlatılmaktadır?