İnsanın maneviyatında neden inişli çıkışlı haller olur?
- Bazen kendimizi Allah'a çok yakın hissederiz bazende çok uzak hissederiz bu neyden kaynaklanır?
- Bu durumu düzeltmek için ne yapılmalıdır? Yani hep Allah'a yakın olmak için ne yapılmalıdır?
- Allah'a kendimizi uzak hisstegimizde günah işleme isteği ve günah işleme çok daha fazla oluyor, bunun nedeni nedir?
- İlacı nedir?
Değerli kardeşimiz,
Bu husus insanın fıtratıyla alakalıdır. Çünkü insanda Allah’a yakınlaştırmayı uygun gören ruhani duygular yanında, ondan uzaklaşmayı arzu eden nefsani duygular da vardır. Bu durum imtihanın bir gereğidir.
Psikolojide alışkanlığı ifade eden kurallardan söz edilir. Limonu gören kimsenin ağzının ekşimesi gibi... Keza insanın meyil ettiği bir tarafa beyindeki nöronların da o tarafa meyletmesi gibi. Bu bilimsel tecrübeler de insanın duyguları hatta nöronları onun iradesine bağlı veya refleks bir şekilde harekete geçeceğini göstermektedir.
O halde insana düşen, Allah’ın emir ve yasakları çerçevesinde iradesini kullanmak, kendisine güzel işleri yapma alışkanlığını kazanmaktır.
Vahyin ışığında eğitilen duygular, fikirler ve hissiyat, yapılan güzel işlere karşı bir alışkanlık kazanacaktır. Ulvi duyguların alışkanlığı ne kadar fazla olursa insanın iyilik yapma temayülü o nispette artar.
“Mümin, yeşil ekine benzer. Rüzgar hangi taraftan eserse onu o tarafa yatırır (fakat yıkılmaz), rüzgâr sakinleştiğinde yine doğrulur. İşte mümin de böyledir; o, bela ve musibetler sebebiyle eğilir (fakat yıkılmaz). Kâfir ise sert ve dimdik selvi ağacına benzer ki Allah onu dilediği zaman (bir defada) söküp devirir.” (Buhari, Tevhid, 31/ h.no: 5644.)
manasındaki hadisten de müminin halden hâle dönmesinin yapısının gereği olduğunu anlamak mümkündür.
Aşağıdaki hadisten de alınacak güzel dersler var:
Bir gün sahabeden Hz. Hanzala Hz. Peygamber (asm)’in huzuruna çıkar ve şöyle der:
“(Kendini kastederek) Hanzala münafık oldu Ey Allah'ın Rasulü." dedim. Rasulullah (asm) bunun üzerine:
“O nedir (o ne biçim söz)?” dedi. Ben de şöyle dedim:
“Ey Allah'ın Rasulü! Senin huzurundayken bize cehennemi cenneti hatırlatıyorsun. Sanki gözlerimizle görüyoruz. Fakat huzurundan çıkınca, eşlerimizle, çocuklarımızla meşgul oluyor, mesleğimizi icra ediyoruz. Çok (şeyi) unutuyoruz.”
Bunun üzerine Rasulüllah (asm) şöyle buyurdu:
“Nefsim kudreti elinde olana yemin olsun ki: Huzurumda bulunduğunuz hâl üzere ve (o şekilde) hatırlamağa (zikirde) devam etseydiniz. Melekler (evlerinizde) döşekleriniz üzerinde ve yollarda sizinle musafaha ederlerdi. Fakat ya Hanzala, bir saat ibadetle bir saat dünya işleriyle uğraşınız, yeter.”
diye üç defa tekrarladı. (Müslim, Tövbe, 12/2750)
Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet
BENZER SORULAR
- Dindar bir eşin faydaları, dindar olmayan bir eşin zararları ne olabilir?
- Kocam anlayışsız ve kaba, ne yapmalıyım?
- Evimi nasıl Nur medresesi gibi yapabilirim?
- Duygusal zekanın "başkalarına ait duyguları yönetme ve yönlendirme" yeteneğini açıklar mısınız?
- Gelin, damat kaynanasına, kayınpederine bakmak zorunda mıdır?
- Eşimle çok mutsuzum, ne tavsiye edersiniz?
- Eşimin ailesi dinden uzak, ne yapmalıyım?
- Çok huzursuzum, ne yapmalıyım?
- Peygamberimiz eşlerine karşı nasıl davranırdı?
- Eşim beni almaya gelmiyor, ne yapmalıyım?
Yorumlar
Keşke güzel amellerimizi hiç terketmeden onları alışkanlık haline getirsek ne iyi olurdu değil mi?
Ne mutlu amellerinde sadık ve sabit duranlara..