Peygamberimizden sonra ilk olarak hangi eşi vefat etmiştir?

Tarih: 27.06.2018 - 00:03 | Güncelleme:

Soru Detayı

- Buhari de geçen bir hadise göre Hz. Sevde, ancak Müslim’de geçen bir hadise göre Hz. Zeynep?
- Hangisi doğru ikisinin de ravisinin Hz. Aişe olduğu söyleniyor.
İddia şöyle:
- Güvenilir kabul edilen hadis kitapları içinde birbirini yalanlayan hadislerin olduğu ve aynı zamanda tarihsel açıdan da birbiri ile çelişen rivayetlerin bulunduğu görülmektedir. Örneğin bunlardan biri, Hz. Peygamberin ardından ilk vefat eden eşinin kim olduğu konusundadır.
- Buhari’de geçen bir rivayete göre peygamberimizin ardından vefat eden ilk eşi Sevde’dir. (Buhari, Zekat 11; Nesai, Zekat 59, (5, 66, 67).)
- Müslim’deki rivayete göre ise bu kişi eşi Zeyneb (Bintu Cahş)’tir. (Müslim, Fezailü’s-Sahabe 101, hno: 2452)
- İki rivayetin de ravisi Hz. Aişe’dir. Bu da ayrı bir garipliktir. Görüldüğü gibi en güvenilir kabul edilen kaynaklar kendi aralarında çok açık bir şekilde çelişmektedirler.

Cevap

Değerli kardeşimiz,

Önce şunu söyleyelim ki, bu konudaki rivayetlerin en doğrusu Müslim’in rivayetidir. Peygamber Efendimiz (asm)'den sonra ilk vefat eden annemiz, Hz. Zeyneb'tir. Siyer alimlerinin büyük çoğunluğu bu görüştedir. (bk. İbn Hacer, Fethu’l-Bari, 3/286-288)

İslam alimleri bu konuyu incelemişler. Özellikle Buhari’nin Hz. Sevde ilgili rivayeti üzerinde durmuşlardır.

- Bazı alimlere göre, Buhari’nin “Hz. Sevde’nin Resulüllah’tan sonra ilk vefat eden zevcesi” olduğuna dair açık beyanda bulunmamış olması, onun bu bilginin doğruluğu konusunda tereddütlü olduğunu göstermektedir. Bu alimlere göre, Ezvac-ı tahiratın Efendimiz (asm)'in “Eli (kolu) en uzun olan” ifadesi üzerinde durmaları ve hepsinin kollarını ölçmelerinden sonra, Buhari’nin rivayetinde yer alan “Baktılar ki en uzun kollu Hz. Sevde’dir.” ifadesi, onun Hz. Peygamber (asm)'den sonra ilk vefat eden hanımı olduğu anlamına gelmez. Çünkü, burada vefattan söz edilmemiştir.

Kaldı ki, Hz. Sevde’nin eli / kolu diğerlerinden daha uzun olabilir. Fakat bu onun Efendimiz (asm)'den sonra ilk vefat eden hanımı olduğunu göstermez. Çünkü, değişik rivayetlerde ifade edildiği üzere, Hz. Aişe “Zeyneb en kısa olanımız olduğu halde, ilk önce vefat ettiğinde biz o zaman anladık ki, hadiste geçen 'En uzun el / kol'dan maksat en çok sadaka veren manasında kullanılmıştır." (bk. a.g.y)

- Diğer bir yoruma göre, Hz. Peygamber (asm)’in “Vefatımdan sonra sizden en uzun elli / kollu olan eşim bana kavuşur.” diye buyurduğu zaman, Hz. Zeyneb orada değildi. Ve bu söze muhatap olan oradaki hanımlarından ilk vefat eden Hz. Sevde’dir. (bk. a.g.y)

Demek ki, Hz. Zeyneb’in olmadığı bir yerde, sadece orada olanlardan ilk vefat edecek kişinin Hz. Sevde olduğu bildirilmek istenmiştir.

Öyle anlaşılıyor ki, bazı raviler, bu hadisin söylendiği zaman orada bulunanlardan ilk vefat eden Hz. Sevde’yi esas alırken, diğer bazıları ise, Efendimiz (asm)'in o anda orada bulunmayan, ama gerçekten ondan sonra ilk vefat eden Hz. Zeyneb’i rivayetlerinde esas almışlardır.

O halde, hadisler arasında gerçek bir çelişki yoktur, sadece ravilerin farklı değerlendirmeleri söz konusudur. Ancak bu detayı bilmeyenler, hadisler arasında sanki bir çelişki varmış zannedebilirler.

- Bazı rivayetlere göre, Hz. Aişe -özetle- şöyle demiştir:

“Biz Hz. Peygamberin vefatından sonra bazı duvarların yanına geldiğimizde, kimin elinin daha uzun olduğunu görmek için duvara uzatarak ölçerdik. Zeyneb en kısa boyluydu (Tabii ki en kısa boylunun eli de duvarda en aşağıda kalır). Ancak Zeyneb vefat edince anladık ki, 'eli / kolu uzun' olmaktan maksat, en çok sadaka veren anlamındaymış... Çünkü o öyleydi.” (bk. Hâkim, 4/26)

- Son olarak şunu belirtelim ki, Buhari ve Müslim sahihlerinde görünüş açısından bir değil, on çelişkili rivayet varmış gibi bulunsa da bu kitapların sağlamlığını ortadan kaldırmaz. Önce, bu hadisi bizden çok iyi bilen yüzlerce alimden hiçbiri bunu bahane ederek bu kaynaklara dil uzatmaması, bunun açık bir delilidir.

Kaldı ki, bu kaynakların dayandığı senetlerdeki farklı ravilerin bulunmasından dolayı, farklı bilgiler ihtiva etmelerinden onlar sorumlu tutulamaz. Zira her ikisi de “sika / güvenilir” olan ravilerden duyduklarını yazmışlar.

Özellikle, bu tür farklı rivayetleri bahane ederek hadisleri tümden inkâr etmeye kalkışmak, dini risk taşıyan büyük bir cinayettir…

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun