Çekim gücü sayesinde isteklerimiz oluyorsa, İslamın buna cevabı nedir?
- Son bir iki aydır dualara karşı olan güvenim inancım islama bağlanışım bayağı arttı. Her şeyi Allah’tan istemem gerektiğini gitgide anlamaya başladım. Duaların hikmetini belirgin bir şekilde görmeye başladım. Rüyalarla başladı biraz da.
- Dün bir video izledim ve orada çekim yasasından bahsetti. Bu videoyu yapanlar müslüman hristiyan belki de maddeci evrenci ateisttir bilemiyorum. Ama daha çok evrenciymiş gibiydiler. Kısaca çekim yasası şudur:
- güzel düşündüğünde güzel hayal ettiğinde düşüncelerin bir tür dalga yayarak gerçektende o güzel şeyleri hayatına koyuyor. İstediğin insanları hayatına çekiyor. Aynı şekilde kötü düşündüğünde de kötüyü çekiyor. Videoki kişiler kendi hayatlarından örnekler vermişler istedikleri şeyleri düşünmüşler olmuş felan.
- Hayatımıza bizim isteklerimiz düşündüklerimiz karar veriyormuş ve bunu icrata sokanda evrendeki enerjiymiş. O zaman islam nerede yer alıyor bunlar doğruysa?
- Ben izlerken bunu islama bağladım. Dedikleri; hüsnü zan, enerji zaten dinimizde de var, çekim gücü aslında Allah’ın gücü diye yansıttım. Fakat video o kadar etkili ki sanki Allah değil de hayatımı yapan evren ve benmişim gibi hissetmeye başladım. Acaba peygamberimiz bu enerjiyi bilip de mi Kuranı yazdıya kadar düşündüm. Büyük bir vesvesedeyim belki de küfre düştüm. "Evrenin ve insanın kendisi hayatını belirliyor" düşüncesine islamın cevabı nedir?
- Bunlar doğruysa Allah ı nereye koymam lazım? Nasıl koymam lazım bu düşüncelere?
Değerli kardeşimiz,
- Bu videodaki açıklamalar, hiçbir ilmi kritere dayanmayan mesnetsiz hayallerdir.
Şüphesiz, evrendeki çekim kanunu olduğu gibi, insanlık aleminde de güzel bir üslubun çekiciliği inkâr edilemez. Ancak, yer çekimini yaratan da ona bu çekim gücünü veren de ve onu işleten de Allah’tır.
Daha doğrusu yer çekiminin elle tutulur hiçbir varlığı yoktur. Allah, şifasına ilacı perde yaptığı gibi, kudretine de çekim kanununu perde yapmıştır. Gerçekte ne ilacın ne çekim kanununun ve ne de başka herhangi bir sebebin bir tesiri vardır. İmtihanın gizli olmasının bir sırrı olarak sebeplerde perdesi arakasında iş yapan Allah’ın sonsuz kudretidir.
- Bunun gibi, güzel konuşmanın müspet etki oluşturması, karşı tarafı yumuşatması gibi hususlar da bir perdedir, bu perdenin arkasında iş yapan Allah’ın hikmetli kudretidir.
- Bununla beraber, güzel söz ve güzel davranış biçiminin karşıdaki insanların üzerindeki müspet etkisi, everendeki çekim kanunu ile kıyaslanmayacak kadar azdır, enderdir. Bizim önerimiz, bu konu sadece ilgili videoculara değil, bu saha hepimiz için açıktır. Deneyelim, bakalım, gerçekten kafamızdan geçirdiğimiz hayallerimizden kaçta kaçı gerçekleşiyor?! Bu metotla arzularımızın binde birinin tahakkuk etmesi söz konusu olmayacağını -hayat bilgisine dayanarak- şimdiden söyleyebiliriz.
- Allah, imtihanın gereği olarak insanlarda hem kötü hem iyi duygular yaratmıştır. İnsanlar genellikle akılları ve vicdanlarıyla iyiyi kötüden ayırabilecek durumdadır. Bu sebeple karşı taraftan gelen kaba bir söz veya bir davranış karşısında negatif bir tepki verdiği gibi, güzel bir söz veya davranış karşısında da pozitif bir tavır sergiler. Örneğin;
“İyilikle kötülük bir olmaz. Sen kötülüğü en güzel olan şeyle sav, en güzel şekilde önle. O zaman bakarsın ki seninle arasında düşmanlık bulunan kimse, sanki sıcak bir dost oluvermiştir.” (Fussilet, 41/34),
“Allah’ın bir rahmet eseridir ki, sen onlara yumuşak davrandın. Eğer sen huysuz, katı kalpli birisi olsaydın, muhakkak onlar senin etrafından dağılıp giderlerdi.” (Al-i İmran, 3/159),
“(Ey Musa ve Harun!) Firavun’a gidin. Çünkü o azmıştır. Ona yumuşak söz söyleyin. Belki öğüt alır yahut korkar.” (Tâhâ, 20/43-44)
mealindeki ayetlerde insanın bu psikolojik donanımına işaret edilmiştir.
- Güzel düşünce, karşı tarafı müspet çizgiye çeken bir cazibeye sahip olduğu gibi, insanın kendi iç aleminde de huzur bulmasını ve hayattan lezzet almasını sağlar. Bediüzzaman Hazretleri de bu konuda şunları söyler:
“Güzel gören, güzel düşünür. Güzel düşünen, hayatından lezzet alır.” (bk. Mektubat, s. 473)
- Son olarak şunu belirtelim ki, soruda yer alan “Güzel düşündüğünde güzel hayal ettiğinde düşüncelerin bir tür dalga yayarak gerçekten de o güzel şeyleri hayatına koyuyor. İstediğin insanları hayatına çekiyor.” şeklindeki iddianın hiçbir tutar tarafı yoktur.
Düşüncelerden iyi veya kötü enerjilerin dalga yayması mümkündür. Fakat bunun “O güzel şeyleri hayatına koyuyor. İstediğin insanları hayatına çekiyor.” olduğu düşüncesi kesinlikle yanlıştır.
Eğer öyle olsaydı, birçok insan çok sevdiği kimselerle evlenebilirdi. Halbuki bir tarafın aşık olmasına karşılık, diğer tarafın bir sevgiyle karşılık vermediği binlerce yaşanmış olay vardır.
Keza çok güzel düşüncelerle karşı tarafa yaklaşan binlerce insan karşı taraftan aynı samimiyeti görmediği için hayal kırıklığına uğradığı gerçeği, hayatın çok yaygın olan hadiselerindedir.
Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet
BENZER SORULAR
- Rad suresi 2. ayette "gökleri direksiz yükseltildiği" ifade edilirken Mümin suresi 7. ayette ise "arşı meleklerin taşıdığı" ifade edilmektedir. Bu ayetler birbirine zıt değil mi?
- Suyun kaldırma kanunu ve yer çekimi kanunu gibi kuvvetler nedir, gerçekte var mıdır?
- Evlat istemek için dua etmek: Allah niçin bazı kullarının kız veya erkek evlat isteklerini nasip etmez, bu kulları çok içten diledikleri ve iyi ibadet ettikleri halde?..
- Neden tanrıya inanamıyorum?
- İbadetlerimi tam ve düzenli hiç terk etmemek için nasıl bir yol izleyebilirim?
- İyi insanların kaderi neden zor?
- Biz Müslümanlar Allah'ın nesine aşık oluruz? Yaptıklarına desek, bir insan neden yapılan işlere aşık olsun ki?
- Gerçeği arayan bir insan, peygamberlerin bildirdiği gerçeklere karşı kayıtsız kalabilir mi?
- Rahman Suresi 35. ve 36. Ayetlerde, "Üzerinize ateşten alev ve duman gönderilir, kendinizi savunamazsınız. Şimdi Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlıyorsunuz." denilmektedir. Bunun nimet yönü nedir?
- Hastalıklar bulaşır mı?