Konuştuğu kişiyi etkilemek amacıyla, kendini beğendirmek için sesini güzelleştirenin Allah farz ve nafile ibadetlerini kabul etmez, anlamına gelen bir hadis var mıdır?

Değerli kardeşimiz,

Sorudaki şekliyle bir hadis rivayetine rastlayamadık. Ancak konu ihlasın önemi ve gösterişin zararı ile ilgilidir. Bu konuda bir çok ayet ve hadisler vardır:

Örneğin, Maun suresinde “Gösteriş yaparak namaz kılanlara yazıklar olsun!” manasına gelen bir tehdit söz konusudur.

Ebu Umame’den gelen bir rivayete göre, adamın biri Hz. Peygamber (a.s.m)’e gelerek şunu sordu: “Ganimet elde etmek ve insanlar tarafından (kahraman gibi unvanlarla) anılmak / şöhret olmak için savaşa katılan kimse hakkında ne diyorsunuz?” Hz. Peygamber (a.s.m) “onun için hiç bir şey yoktur” buyurdu. Adam bu soruyu üç defa tekrarladı, her defasında “Onun için hiç bir şey yoktur” diye cevap verdi. Üçüncüsünde ise Hz. Peygamber (a s.m) şunu da ilave buyurdu: “Yüce Allah amellerden ancak halis olan ve sırf O’nun rızası için yapılanları kabul eder.”(Nesaî, Cihad, 24)

Ebu Musa el-Eşarî anlatıyor: Adamın biri Hz. Peygamber (a.s.m)’e gelerek şöyle sordu:

“Ey Allah’ın Resulü! Adam ganimet elde etmek için savaşır; adam halk arasında isim yapmak, meşhur olmak için savaşır; adam kendisine itibar edilsin, yeri ve makamı bilinsin diye savaşır... Bunlardan hangisi Allah yolundadır?” Hz. Peygamber (a.s.m) cevap verdi:

“Kim, Allah’ın sözü (tevhit inancı, Allah’ın hükmü) en üstün olsun diye savaşırsa, işte o Allah yolundadır.”(Müslim, İmare, 149)

Ebû Hüreyre anlatıyor: Ben Resûlüllah (a.s.m.) 'ı şöyle buyururken işittim :

“Kıyamet gününde insanların, üzerine ilk hüküm verilecek olanı (şu üç kimsedir. Bunlardan birincisi) şehîd edilen bir adamdır. Bu adam getirilerek ona Allah nimetlerini tarîf edecek, o da onları  tanıyacaktır. 'Bu ni'metler hakkında ne yaptın?' diye soracak; şehid: 'Senin  uğrunda çarpıştım. Nihayet şehîd edildim!' diyecektir. Hak Teâlâ : 'Yalan söyledin! Lâkin sen cesur denilmek için çarpıştın. Gerçekten denildi de!' buyuracak. Sonra onun hakkında emir verecek; o da yüz üstü sürüklenecek, nihayet cehenneme atılacaktır."

"Bir de ilmi öğrenip öğreten ve Kur'ânı okuyan bir adamdır. Bu da getirilerek, Allah  kendisine nimetlerinî tarîf edecek, o da onları tanıyacaktır. 'Bunlar hakkında ne yaptın?' diye soracak. O adam : 'İlmi öğrendim ve öğrettim. Senin rızan için Kur'ânı da okudum!' diyecek. Allah teâlâ: 'Yalan söyledin! Lâkin sen ilmi âlim denilsin dîye öğrendin; Kur'ânı da o kaari'dir (iyi bir Kur’an okuyucusudur) denilsin diye okudun; gerçekten denildi de!' buyuracak. Sonra onun hakkında emir verecek ve yüzü üstü sürüklenecek; nihayet cehenneme atılacaktır."

"Bir de Allah'n, rızkını genişlettiği ve kendisine malın her çeşidinden verdiği adamdır. Bu da getirilerek ona, Allah nimetlerini tarîf edecek; o da onları tanıyacaktır. 'Bunlar hakkında  ne yaptın?' dîye soracak. O adam: 'Uğrunda mal sarf edilmesini dilediğin hiç bir yol bırakmadım. Mutlaka senin için sarf ettim!' diyecek. Allah teâlâ Hazretleri: 'Yalan söyledîn! Lâkin sen, o cömerttir desinler diye yaptın. Gerçekten denildi de!' buyuracak. Sonra onun hakkında emir verecek ve yüzü üstü sürüklenecek. Sonra cehenneme atılacaktır.”(Müslim, İmare, 152).

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet