İnsanların cehenneme veya cennete gitmesi, Allah'a ne kaybettirecek veya ne kazandıracak?
- İnsanlar oynanan bir oyunda oyuncak mı?
Değerli kardeşimiz,
Allah Bâkî'dir, asla ölmeyecektir. Ahiret yurdunun varlığı ve ebediliği O’nun bu sonsuz varlığının bir göstergesi olarak söz konusudur. Ezel ve ebed sultanı olan Allah’ın varlığının sonsuzluğu, saltanatının da sonsuzluğunu ister. O’nun cemal sıfatlarının sonsuzluğu, cennet gibi güzel ve ebedî bir yurdun varlığını ister. Celal sıfatlarının sonsuzluğu da ebediyete kadar akıp giden cehennem gibi bir yurdun varlığını gerektirir. Bu sebeple cennet ve cehennemin varlığı, sadece insanlara yönelik birer yurt değil, aynı zamanda Allah’ın ezelî ve ebedî olan sıfatlarının sürekli tecelli etmesine imkân veren birer ekran görevini yapacaktır.
İnsan dahil, bütün kâinatın yaratılmasının gayeleri, sonuçları, ürünleri, hikmetleri Allah’a bakar; var edilmelerinin temel sebebi budur.
Bir şair şiir yazmaktan, bir romancı roman yazmaktan, bir senarist senaryo yazmaktan hoşlandığı gibi, Allah da kâinatı bir şiir düzeninde, insanı bir kaside âhenginde yazmaktan, sonsuz ilminin bir nevi olan âdil kaderin yazdığı senaryoyu, sonsuz kudret, hikmet ve iradesiyle dünya ve âhiret yurtlarında sahneye koymaktan -hiçbir şeye muhtaç olmayan zat-ı Akdesinin şanına layık- kutsî bir memnuniyet duyar.
Keza bir mimar, bir mühendis, bir ressam, bir sanatkâr, kendi sanatını icra etmekten zevk aldığı gibi, Yüce Yaratıcı da kendi sanatını, bin bir esmasının maharetini, her ismin bin bir farklı tecellisinin yansımalarını görmekten -hiçbir şeye muhtaç olmayan zat-ı Akdesinin şanına layık- hadsiz derecede hoşnut olur.
Kâinatın bir hülasası, bir fihristi mesabesinde olan insanın yaratılmasındaki hikmetleri yüzde doksan dokuzu Allah’a bakar. İnsanın kendisine bakan ancak yüzde birdir. Dolayısıyla, insan bir oyuncak, bir kukla olarak değil, Allah’ın bin bir isminin tecellilerini gösteren şuurlu, sihirli bir ayna olarak yaratılmıştır. Ancak Allah, bu aynalık görevini hakkıyla yerine getirip getirmemesini onun özgür iradesine bırakmıştır. Çünkü onun Rabbi onu ahsen-i takvim kıvamında yaratmış, yeryüzüne halife olarak tayin etmiş, her yaptığından sorumluluğu olan bir muhatap olarak kabul etmiştir.
Allah’ın isim ve sıfatlarının tecellilerini güzelce yansıttığı taktirde cennet gibi büyük bir mükâfat ve ebedî saadet hayatı gibi eşsiz bir ödül alacaktır. Özgür iradesini yanlış kullanarak Allah’ın güzel isimlerinin tecellilerini gösterecek yerde, kendi nefsinin heva ve hevesini bir ilah yerine koyup onlara aynalık, fotoğrafçılık, kameramanlık yapması durumunda ise, cehennem gibi bir hapis ile cezalandırılması gündeme gelecektir.
İlave bilgiler için tıklayınız:
- Allah insanları, melekleri ve şeytanları niçin yarattı?
- Bizim ne yapacağımız kaderimizde yazılmış ise bizim ne suçumuz var?
- Kader konusunda bilgi verir misiniz?
- Yüce Allah hakkında, neşe, sevinç, ferah, memnuniyet gibi isimler söyleyebilir miyiz?
Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet
BENZER SORULAR
- Allah niçin tanınmak ve sıfatlarının tecelli etmesini istemektedir; bunu yapmak O’na ilahi bir haz mı veriyor?
- Allah’ın sanatını başkalarının gözüyle görmesi ne demektir?
- Şüphesiz Allah çarşı yerlerinde O’nu zikredenlere hayret eder, anlamında bir hadis var mıdır?
- Kur'an'da geçen "Allah intikam alıcıdır", "Allah öfkeleniyor, kızıyor" gibi ifadeler, Allah'ın insanlaştırılması şeklinde bir algı oluşturmuyor mu?
- İnsan, kendisini mahlûkatına benzemeyen Rabbiyle kıyaslarken, nasıl bir hatanın içine düşmektedir?
- Neden elma, neden dünya, neden cennet, neden cehennem?
- Yüce Allah hakkında, neşe, sevinç, ferah, memnuniyet gibi isimler söyleyebilir miyiz?
- Kainatın bir sınırı var ise, Allah'ın mülkü sınırlı mıdır?
- Allah'ın ilminin nihayetsizliğini nasıl anlarız?
- Bazı kimseler, Allah Rahman ve Rahim ise, neden insanları akıl almaz işkencelerle diri diri yakıp cezalandırıyor, diyorlar; nasıl cevap vermeliyiz?
Yorumlar
Çok memnun edici bir cevap değil sanırım.Çok garip geldi Şu kısım” -hiçbir şeye muhtaç olmayan zat-ı Akdesinin şanına layık- kutsî bir memnuniyet duyar.” Ne demek bu.Evet evren hala anlaşılamayan mükemmel bir düzen içinde yürüyor.Ama gücü sonsuz olanın bundan kıvanç duyması daha doğrusu onun böyle bir hisse sahip olup olamayacağını bilmek düşünmek bile garip.Arkadaşın sorusunu hep düşünürüm.Cevap hiç tatmin edici değil.
Allah'ın varlığını biliriz ve iman ederiz, ancak onun varlığının mahiyetini bilemeyiz, Allah zatına layık olarak varlığı mukaddestir, hiç bir şeye benzemez.
Aynı şekilde, Allah'ın görür, onun görmesinin varlığına inanınız ancak onun görmesinin mahiyetini bilemeyiz, onun görmesi zatına layık olarak mukaddes bir görmedir, hiç bir görmeye benzemez.
Allah'ın bütün isim ve sıfatları da böyledir, varlığına iman ederiz, mahiyetini asla bilemeyiz.
Aynen bunun gibi Allah'ın zatına layık hiç bir şeye benzemeyen şuunatı da vardır, sevmesi, gazabı, memnuniyeti.. gibi şuunatı da vardır ve bunların sadece varlığına iman ederiz. Ancak bu şuunat, onun zatına layık, mukaddes ve hiç bir şeye benzemez, bi sadece bunların varlığına iman ederiz, ancak mahiyetini asla bilemeyiz.
İşte, Allah bütün varlıkları rahmetinden, şefkatinden, sevdiğinden yaratmıştır, onları yaratmasından, varlıklarını devam ettirmesinden, rızıklandırmasından.. kendi zatına layık, mahiyetini bilmediğimiz ve tabirinden aciz olduğumuz, sadece varlığına iman ettiğimiz mukaddes bir memnuniyeti, münezzeh bir lezzeti vardır.
Bu hikmetten dolayı mahlukatı yaratmıştır..
Detay için tıklayınız:
Yüce Allah hakkında, neşe, sevinç, ferah, memnuniyet gibi isimler ...