Bakara Suresi'nin 81. ayetinde geçen "günahı kendisini kuşatırsa" ifadesi ne anlama geliyor?
- Böyle birisi cehennemde ebedi mi kalacaktır?
Değerli kardeşimiz,
Bu ayetten önceki iki ayetin mealini de vermek gerekir. Böylece konunun anlaşılması daha kolay olacaktır. Ayetlerin meali:
“Artık o kimselerin vay haline ki, kendi elleriyle kitap yazarlar da sonra biraz para almak için ‘Bu Allah katındandır.’ derler. Artık vay o elleriyle yazdıkları yüzünden onlara, vay o kazandıkları vebal yüzünden onlara!.."
"Bir de dediler ki: ‘Bize sayılı birkaç günden başka asla ateş azabı dokunmaz’. De ki; ‘Siz Allah'dan bir ahit mi aldınız? Böyle ise Allah sözünden dönmez. Yoksa siz Allah'a karşı bilemeyeceğiniz şeyleri mi söylüyorsunuz?’"
"Evet kim bir günah işlemiş de kendi günahı kendisini her yandan kuşatmış ise, işte öyleleri ateş ehlidirler ve orada ebedî kalıcıdırlar.” (Bakara, 2/79-81)
Ayetlerin Tefsiri:
79. İşte bundan dolayı şimdi vay o yazıcılara ki, kendi elleriyle kitaplar yazarlar da, sonra: "bu Allah katından" derler, Allah'a iftira ederler, ki onunla beş on para kazanmak için böyle yaparlar. Haddi zatında geçici olduğundan dolayı az demek olan bir dünya menfaati gibi hasis bir fayda uğruna yalan söyler, gerçeği tahrif eder, değiştirirler. Bu suretle eski kitapları büyük tahriflere uğratmışlardır. Evet vay onlara, o ellerinin yazdığı yalanlar yüzünden ve vay onlara o kazandıkları çirkin kazanç yüzünden.
80. Böyle hakikati tahrif eden, gerçeği saptıran, yalan yanlış yazılarla, propagandalarla halkı iğfal ederek haktan uzaklaştırmanın akıbeti ne kadar fecidir. İnsanları ebedi azaba sürükleyen bu dolandırıcılığın vebali karşısında dünyanın o süflî kazançları, ahiretteki azabı ne kadar şiddetlendirecektir. Onlar kendi gönüllerince güya buna da bir çare bulmuşlar ve cahil halka, avama şu ümniyyeyi de telkin ederek demişlerdir ki, sayılı birkaç günden başka bize cehennem ateşi hiç temas etmiyecek (dokunmayacak)tir.
Tefsirciler, bu sayılı günlerin adedi hakkında onlardan çeşitli sözler de rivayet etmişlerdir ki, bunların en belli başlısı kırk gün. Nahcevanî Tefsiri'nde beyan olunduğuna göre, Tevrat'ta Allah'ı bırakıp da buzağıya tapanların ateşe atılacakları hakkında âyetin zuhur (ortaya çıkışı) ve iştiharı (meşhur oluşu) üzerine Yahudi halkının ümniyyeleri kırılmış ve İslâm dinine girmek temayülünü göstermeye başlamışlardı. Bunu gören Yahudi bilginler, telaşa düşerek ilan etmişlerdi ki, "Buzağıya ibadet, Hz. Musa'nın yokluğunda ancak kırk gün sürmüştü. Şu halde biz Yahudiler cehennemde nihayet kırk günden fazla kalmayacağız." şeklinde teselli ve müjde vermişlerdi . Yahudilerin bir takımından da Asmaî, şu iddiayı hikaye etmiştir ki: Buzağıya tapmalarının müddeti yedi günden ibaret imiş. İbnu Abbas ve Mücahid'den dahi rivayet olunduğuna göre; Yahudiler "Dünyanın ömrü yedi bin senedir, biz de her bin sene için bir gün azap göreceğiz." demişler. Diğer bir rivayette de Yahudiler, "Cehennemin bir tarafından bir tarafı zakkum ağacına kadar kırk senelik yoldur ve onlar bir senelik yolu bir günde alarak kırk günde tamam edeceklerdir." diye Tevrat'ta zikredilmiş bulunduğu iddiasını ileri sürmüşlerdir.
81. Ey Muhammed, sen onlara şöyle söyle ve de ki; Siz, bu konuda Allah'dan bir ahd, bir söz mü aldınız? Eğer öyle ise, Allah ahdini bozmaz, verdiği sözden dönmez. Yoksa bilemiyeceğiniz bir şeyi Allah'a iftira ederek söyleyiveriyor musunuz? Hayır, mesele onların dediği gibi değil, her kim bir seyyie kazanır, bir fenalık yapar ve yaptığı fenalık kendisini her tarafından kuşatırsa; içini ve dışını, kalbini, dilini ve diğer azalarını tamamen kaplarsa, kötülüğü alışkanlık haline getirir ve bir de helal görmeye başlarsa işte bunlar ateş ehli, ateş ashabıdırlar, onlar o ateşte süresiz kalıcıdırlar. Öyle onların umduğu ve iddia ettiği gibi, yedi günde, kırk günde değil, hiçbir zaman o ateşten çıkıp kurtulamazlar, hep orada kalırlar, orası ebedilik âlemidir. Ve bunlar o âleme günaha batmış olarak, kötülüğe bulanmış olarak ve temiz hiçbir yanları kalmamış olarak gitmişler ve artık fenalık onların ebedî hasleti ve genel özelliği olmuştur. İnsanı kuşatan bir tek kötülük böyle sonuç verirse birçok kötülüğe bulaşmış olanların halleri artık kıyas edilsin. Demek olur ki, günah her tarafını kaplamamış olanlar, cehennem ateşinde ebedî kalacaklardan değiller. Kalbinde zerre kadar imanı kalabilenler, günahı günah bilenler ve ona helal demeyenler hakkında hulûd (ebedî azap) yoktur. Sayılı günler aslında bunlar için tasavvur olunabilir.
(bk. Elmalılı Hamdi Yazır, Hak Dini, ilgili ayetlerin tefsiri.)
Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet
BENZER SORULAR
- Cehennemdeki cezalar aynı mıdır?
- Bakara suresi 79. ayette geçen "Elleriyle kitap yazıp, biraz para almak için: 'Bu Allah tarafındandır.' diyenlerin vah haline." ayetini açıklar mısınız?
- Veyl, vay, yazıklar olsun ifadeleri Kuran'da hangi anlamlarda kullanılmaktadır?
- SAMİRİ
- Peygamberimiz Hz. Muhammed, ismet (günahsızlık) sıfatına sahipken "Sana ne iyilik gelirse Allah’tandır. Sana ne kötülük gelirse kendindendir...” (Nisa, 4/79) ayetini nasıl anlamalıyız?
- Hz. Musa'nın hayatı hakkında bilgi verir misiniz?
- Yunus Suresi 27. ayet ve Bakara suresi 81. ayeti açıklar mısınız?
- Hud suresi 107. ve 108. ayette cennet ve cehennem ehlinden bahsederken "Rabbinin dilemesi başka." ifadesiyle ne anlatılmak istenilmiştir?
- Bakara Suresi'nin 81. ayetinde geçen "günahı kendisini kuşatırsa" ifadesi ne anlama geliyor? Böyle birisi Cehennem'de ebedi mi kalacaktır?
- CEHENNEM