Müzemmil sûresi 20. âyette "Kur'an'dan kolayınıza geleni okuyun." emri ile ne denilmek isteniyor?
Değerli kardeşimiz,
Sahabelerin ilk kuşağı gecenin büyük bir bölümünü ibadetle geçirirlerdi. "Geceleri pek az uyurlardı, seherlerde istiğfar ederlerdi" âyeti buna işaret etmektedir. Bu gece ibadeti Medine devrinde de sürdü. Fakat Medine'de işler çok yoğunlaşmıştı. Devlet işleri, savaş planlamaları, savaş ve rızık için çalışmalar gerek Hz. Peygamber (asm)'i gerek sahabelerin çok vaktini alıyordu. Artık eskisi gibi gecenin çoğunu ibadetle geçirmek güçleşti. Onun için bu âyette gece ibadeti hafifletilmiştir.
Namazda "Kur'ân'dan kolayınıza geleni okuyun", o kadarı yeterlidir, demek olur ve hafifletme, sözün mânâsından anlaşılmış olur. Gece ibadet ve okuma yine farz, ancak önceki gibi sayılamayacak şekilde çok olmak şart değil, kolayına geldiği kadar demektir. Bu şekilde bunun da hükmünün kaldırılması, ikinci "okuyun" ve "namazı kılın" emirleriyle gerçekleşmiş olur. Maksat yalnız Kur'ân okumak olduğuna göre de, her gece biraz Kur'ân okumak bu şekilde farz olmuş olur.
"Kur'ân'dan kolay gelen." Kur'ân'dan kolay gelen ne kadar olabilir? Mutlak mânâda düşünülmesi durumunda güç dahilinde olarak yormayacak, zahmet vermeyecek kadar demek olacağından, bu ise kişilerin ve durumun şartlarına göre değişebileceğinden, âyetin görünen mânâsına göre bu miktarın ne olacağı belirlenemez.
Bununla beraber bunu mutlak şekilde okumak mânâsına yorumlayanlar, gelenekleri ve atalarımızın alışkanlıklarını göz önünde bulundurarak "en az elli âyet olmalıdır" demişlerdir. Fakat her farzda esas olarak sabit bir miktar belirlemek zaruri olduğu için, namazın bir rüknü olarak farz olan kırâetin en az ne kadar olacağı hususunda İmam-ı Azam Ebu Hanife'den rivayetler vardır: 1. En az, kısa bir âyet olmalıdır. 2. En az üç kısa âyet veya bir uzun âyet olmalıdır. Çünkü en kısa sûre, üç kısa âyetten meydana gelmiştir. Bu rivayet, İmam Ebu Yusuf ile İmam Muhammed'in de görüşüdür. Fetva da buna göre verilmektedir.
Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet
BENZER SORULAR
- "Zira Allah onların kalplerini ve kulaklarını mühürlemiştir. Gözlerinde de perde vardır ve büyük azap onlar içindir."(Bakara, 2/7), âyetine göre, kişileri kâfir yapan Tanrı'dır, öyleyse kâfirin / ateistin ne suçu vardır?
- Cin sûresi 27- 28. âyetlerde ifade edilen, "peygamberlerin etrafında gözetleyici meleklerin bulunmasını" nasıl anlamak gerekir?
- Kur'an-ı Kerim'in yeterliliği ve sünnet olmadan din olur mu?
- Zikrin önemini ayet ve hadislerle açıklar mısınız?
- Kur'an, Habil'in kardeşi Kabil'e, "And olsun sen beni öldürmek için elini bana uzatsan bile ben sana elimi kaldıracak değilim..." dediğini bildiriyor. Biri bizi öldürmek istese ona bunu mu söyleyelim? Nefsi müdafaa etmeyelim mi?
- İblis (şeytan) de imtihana tabi miydi, yoksa yaratıldığından bu yana kâfir miydi?
- Kalem suresi 51 ve 52. ayetleri namazda okuyabilir miyiz?
- Hz. Âdem babamızın ismini kim koydu? Konuştuğu dil ne idi? Bir de madem bir tek atadan geliyoruz ırklar, renkler ve farklı diller nasıl ortaya çıkıyor?
- İçkinin / alkolün azı ve çoğu hakkındaki hüküm nedir; az içilirse de günah olur mu?
- Sübhane rabbiye'l-a'lâ ve sübhane rabbiye'l-azîm ne demektir?