Müslüman İsevi olarak devam edebilir miyim?
- Ben Hristiyanım ve Müslüman olacağım dine girerken la ilahe illallah Muhammeddün resulullah diyeceğim, ama daha sonra yine Müslüman İsevi olarak devam edeceğim, bir sakıncası olur mu?
Değerli kardeşimiz,
İlk insan ve ilk peygamber Hz. Âdem aleyhisselamdan, en son peygamber Hz. Muhammed aleyhissalatü vesselama kadar yüz binden fazla peygamber gönderilmiştir. Bu peygamberlere ya kitaplar, suhuflar, şeriatlar verilmiş veya önceki peygamberlerin kitaplarıyla, suhuflarıyla ve şeriratlarıyla amel etmişlerdir.
Ancak İslam Dininden önceki peygamberlere verilenler aynen korunamamış, aslı ya tamamen veya kısman değiştirilmiştir.
Demek ki, her Müslüman sadece Hz. İsa'nın değil bütün peygamberlerin hak olduğunu ve onlara verilen kitapların, suhufların ve şeriatların asıllarının da hak olduğunu kabul eder, etmesi gerekir. Yoksa iman etmiş sayılmaz.
Bir başka dine mensup bir kimse, İslam inancına göre iman ettikten sonra, elbette bütün peygamberlere ve onlara indirilenlerin asıllarına iman eder, etmesi gerekir.
Soruda geçen durumu veya benzerlerini bu şekilde değerlendirmeliyiz.
Bir hadis-i şerifte Peygamber Efendimiz (asm) şöyle buyurmuştur:
“(Hz.) İsa (gökten yere) gelecek, ümmetimden olacak ve şeriatımla amel edecek.” (bk. Buhari, Enbiya, 49; Müslim, İman, 242-247; Tirmizî, Fiten, 62; Müsned, 4/226)
"'Ahir zamanda Hazret-i İsa Aleyhisselam gelecek, Şeriat-ı Muhammediye (asm) ile amel edecek.' mealindeki hadisin sırrı şudur ki: Ahir zamanda felsefe-i tabiiyenin verdiği cereyan-ı küfrîye ve inkar-ı Ulûhiyete karşı İsevîlik dîni tasaffi ederek ve hurafattan tecerrüd edip İslâmiyete inkılâb edeceği bir sırada, nasıl ki İsevîlik şahs-ı manevîsi, vahy-i semavî kılınciyle o müthiş dinsizliğin şahs-ı mânevîsini öldürür: öyle de; Hazret-i İsâ Aleyhisselâm, İsevîlik şahs-ı mânevîsini temsil ederek, dinsizliğin şahs-ı mânevîsini temsil eden Deccalı öldürür.. yâni inkâr-ı Ulûhiyet fikrini öldürecek...”(Mektubat, Birinci Mektub)
Bundan anlaşılıyor ki, İslam’ın itikadi ve ameli olarak iki yönü vardır.
İslam’ın itikadına aykırı (Telis gibi) bir düşüncenin İslam’da yeri yoktur. Bu düşünce kelime-i şehadete de aykırıdır.
Eskiden beri Müslüman olsa bile, kişinin İslam akidesine aykırı inançta bulunması küfre götürür.
Şayet İslam inancına uygun bir inancı varsa, her Müslümanın yapması gereken emir ve yasaklara da riayet etmek lazımdır.
İslam inancına uygun olarak imanla kabre girdiği takdirde, eğer günahları varsa, Allah dilerse affeder, dilerse cehenneme koyduktan sonra çıkarıp cennete alır.
Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet
BENZER SORULAR
- Bediüzzaman, Hz. İsa (as)’ın ahir zamanda tekrar gelişini izah ederken, İsevilik dininin tasaffi edeceğini ve İslam’la omuz omuza vereceğini ve hatta ancak bu şekilde küfrü mutlaka karşı konulabileceğini ifade etmektedir. Nasıl anlamalıyız?
- Biz Üstad'ı mehdi olarak biliyoruz, Hz. İsa da Mehdi'ye namazda tâbi olacak deniliyor, bunu nasıl anlamalıyız?
- "Hâtemü’l-Enbiya'dan sonra, şeriat-i kübrâsı her asırda her kavme kâfi geldiğinden, muhtelif şeriatlere ihtiyaç kalmamıştır." Hâl böyleyken, Hz. İsa'nın yeniden nüzulünün hikmeti nedir?
- Ehl-i Kitaba; Yahudi ve Hristiyanlara kafir demek doğru mudur?
- Mesih'in, Deccal'ı öldürmesi ne manaya gelir; temsilî bir mana mı yoksa hakikaten fiilî ölümüne sebep olmak mı?
- Mektubat, Birinci Mektup, 26
- Ahir zamanda Müslümanlarla Hristiyanların birleşip dinsizliğe karşı mücadele edeceğiyle ilgili hadis var mıdır?
- Hakiki İsevîlik ne demektir, Müslüman biri hakiki İsevî olabilir mi?
- Hristiyanlığın dini hakikisiyle amel edenler kurtulur mu?
- Hz. İsa'nın Deccal'ı öldürmesi, şahs-ı manevi ile mi yoksa bizzat şahsı ile mi olacaktır? Yani İsevîlik dîn-i hakîkisinin küfrü yok etmesi şeklinde mi anlamalıyız Hazret-i İsa'nın nüzûlunu? Bu meselede İslâm ulemâsının fikirleri nelerdir?