Muhasebecilerin satışları faturalandırmayıp vergi kaçırması caiz olur mu?
- Mükelleflerin vergi ve sigorta primlerini hesaplıyor ve ödeme safhasına getiriyoruz. Bu hesabı yaparken kayıt dışının çok fazla olduğu ülkemizde tüm satışlar faturalı olmuyor, sadece KDV’si ödenerek fatura alınıp giderler yüksek gösteriliyor, mal stok kalemleri düşük tutarda göstererek maliyeti yüksek gösteriyoruz.
- Bunun sonucunda kârı az gösterip düşük vergi hesaplıyor veya zarar gösterip hiç vergi çıkarmıyoruz.
- Diğer vergi türü olan stopaj gelir vergisi açısından da bu vergiye konu kira, işçi ücret ve serbest meslek ücretlerini olduğundan düşük gösterip vergiyi düşük hesaplıyoruz.
- SSK açısından da işçi ücretlerini asgariden göstererek sigorta primlerini asgariden hesaplıyoruz.
- Bahsetmiş olduğum bu konu içerisinde esnaflar, ticarethane sahipleri, muhasebe elemanları ve meslek mensubu olan serbest muhasebeci mali müşavirler gibi çok büyük kitle bulunmaktadır.
Değerli kardeşimiz,
Her insanın, vatandaşı olduğu ülkeden beklediği hakları olduğu gibi, yerine getirmekle yükümlü olduğu görevleri de vardır. İnancı, sosyal ve kültürel yapısı her ne olursa olsun, toplum halinde yaşamanın insana yüklediği belli birtakım sorumluluklar vardır. Bu sorumlulukların temel dayanağını kamu yararı başka bir ifadeyle toplumsal fayda teşkil etmektedir.
Toplumu teşkil eden bireylere fert olarak yüklenen sorumluluklar, onların toplum olarak faydalarına yöneliktir. Her sorumluluk, dolaylı ya da dolaysız bir şekilde yine bireylere hak olarak döner. İhlal ve ihmal edilen her sorumluluk, bir anlamda bireysel ya da toplumsal hakkın iptali olarak nitelendirilebilir.
Hak talebi veya toplumsal hayatın getirilerinden faydalanma, bir yönüyle sorumluluğun yerine getirilmesi ile ilintilidir. Şüphesiz toplum olarak yaşamanın belli ilke ve kuralları vardır. Ayrıca hemen her hukuk sisteminde, hak-yükümlülük dengesi evrensel bir ilkedir. Kişilerin haklarının, yükümlükleri ile doğru orantılı oluşu bu ilkenin dar manada açılımıdır.
Vergi de vatandaş olarak yerine getirmek zorunda olduğumuz bir yükümlülüktür. Vergi mükelleflerinin yalan beyanda bulunmaları veya vergi vermemeleri, o toplumda yaşayan bireylerin haklarının gasp edilmesidir. Başka bir ifadeyle kaçırılan vergi, kul / birey hakkıdır. Kul hakkının yenilmesinin de dinimizde ne derece çirkin bir davranış olduğu izaha ihtiyaç duymayacak ölçüde açıktır. Bu itibarla her ne şekilde olursa olsun, bir Müslümanın vergi kaçırması dini açıdan caiz değildir.
Muhasebecinin de mükellefi gözeterek vergi kaçırması caiz değilidir. Ancak mükellef muhasebecinin bilgisi dışında fatura kesmeyip vergi kaçırıyorsa, bundan muhasebeci mesul değildir.
Bununla birlikte, dinen meşru olmak, ticaret ahlakına aykırı olmamak ve yasaların öngördüğü şartlara bağlı kalmak kaydıyla, ticaret yapmakta (mal alıp-satmak)'ta bir sakınca yoktur.
Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet
BENZER SORULAR
- Muhasebecilerin satışları faturalandırmayıp vergi kaçırması caiz olur mu?
- Muhasebecinin, işverenin direktifiyle vergi kaçırması caiz mi? Çalıştığım şirkette vergi kaçırma durumunda ben istemesem de yaptırsalar, ben burada kul hakkına girmiş mi olurum?..
- İslâmiyet'te muhasebecilik mesleğini yapmak caiz midir?
- Tapu devri yaparken, mülkün değerini gerçeğinden düşük göstererek vergiyi az ödemek dinen uygun mudur?
- Zekat vergi yerine geçer mi? Vergi vermek yerine hayır yapılsa olur mu?
- İslam dinine göre, vergi vermenin ve fatura kesmenin hükmü nedir?
- Vergi iade için yatırılan faturalarda bizim olmayan faturaları almamız doğru mu? Biz alışverişlerimizde fatura almazsak o iş merkezi de vergisini eksik verirse biz de vebal altına girer miyiz?
- Rekabet ihlali durumunda ne yapalım?
- Bir malı, sattığımız fiyatın altında fatura edersek caiz midir?
- Yalan beyan ile vergi kaçırmanın hükmü nedir?