Miraç mucizesi, Cebrail’in inmesi mi?

Tarih: 21.02.2023 - 08:11 | Güncelleme:

Soru Detayı

- Miraç mucizesini kabul etmeyen bazı kimseler, Kuran’dan bir ayeti delil getiriyorlar, doğru mu?
- İddia şöyle:
"Miracın olduğuna delil olarak sundukları Necm suresindeki 18. ayete kadar olan pasaj vahyin ilk gelmeye başladığı dönemden bahsetmektedir. Hatta 13. ayete dikkat edin. Burada Nebimizin göğe çıkmadığı, bilakis Cebrail’in indiği açıkça belirtilmektedir."

Cevap

Değerli kardeşimiz,

İlgili ayette Hz. Muhammed (asm) Efendimizin gördüğü varlık Allah (cc) olsun, isterse Hz. Cebrail olsun, her halükârda onun göklerde seyahat ettiği çok açık ve net ifadelerle belirtilmiştir.

Mesela, soruda dikkat çekilen 13 (ve 14). ayetlerde bu husus çok açık bir surette ifade edilmiştir.

İlgili ayetlerin meali şöyledir:

“Andolsun ki iniş esnasında sidretü’l-müntehânın yanında onu bir daha gördü.” (Necm, 53/13-14)

Bu ayetlerde Hz. Muhammed’in (asm) gördüğü bir varlıktan söz edilmektedir. Arapça gramer bakımından, ayetlerin sibak ve siyakları açısından, İslam âlimlerinin görüşleri yönünden burada söz konusu edilen “onu bir daha gördü” mealindeki cümlede yer alan “O” zamiri Ya Allah’a ya da Hz. Cebrail’e racidir. Birinci görüş İbn Abbas’a, ikinci görüş Katade gibi âlimlere aittir. (bk. Maverdi, Kurtubi, Meraği, ilgili yer)

Bunun üçüncü bir şıkkı yoktur. Hangisini kabul ederseniz edin, her iki ihtimalde de Hz. Muhammed’in (asm) göklere çıktığı ve göklerde seyahat ettiği hususunun gerçekliği başka ihtimale ihtimal bırakmayacak kadar açıktır. 

- Zira, görme olayının olduğu yer “Sidretü’l-münteha” olarak bildirilmiştir.

- Yaratılış ağacının imkân dairesindeki son sınırını çizen bu ağacın “altıncı veya yedinci semanın üzerinde olduğu” bilgisi İslam âlimlerinin ittifak ve icmaına mazhardır. Ahmed b. Hanbel, Müslim ve Tirmizi’nin rivayetlerinde Hz. Peygamber'in (asm)  Allah’ı veya Cebrail’i gördüğü -bilmediğimiz- bir yer olarak bildirilen “Sidretü’l-münteha”nın yedinci gök katında olduğu ifade edilmiştir.

Sonra “Sidretü’l-münteha” terkibi tamlaması hakkında birkaç yorum yapılmıştır:

a) Bir şeyin kendi mekânına izafesidir ve “son sınırın / sınırdaki ağaç” manasına gelir. Meleklerin veya herhangi bir ruhun geçemediği bir sınır.

b) Mahallin hale izafesidir. “Kitabu’l-fıkhi / Fıkıh kitabı” denildiği gibi. Bu takdirde bu tamlamanın manası: “Bütün ilimlerin nihayet sınırını gösteren bir Sidre / ağaç” şeklinde olur.

c) Bu mülkün malikine izafesi gibi bir teşrif ve tazim ifadesidir. “Beytulllah / Allah’ın evi” izafet terkibinde görüldüğü gibi. Manası: “imkân dairesinin son sınırı, ötesi vücup dairesi olan bir sidrenin bulunduğu sınır” şeklinde anlaşılabilir. (krş. Razi, ilgili yer)

- Hz. Peygamberin (asm) semaya çıktığını bildiren birçok sahih hadis rivayetleri vardır. O hadislerde de kalbi veya gözleriyle gördüğüne dair “görme işi” ile ilgili farklı yorumlar olmakla beraber, Efendimizin miraca, semaya, sidre-i müntehaya, "kâbe kavseyn ev edna"ya çıktığına dair âlimlerin ittifakı vardır.

- “Rabbini kalbiyle gördü.” diyenler de miracı inkâr etmiyorlar, semaya çıkmayı reddetmiyorlar. Yerde iken kalbiyle gördü demiyorlar. Bilakis “Miraçta / göklerde kalbiyle Rabbini gördü.” diyorlar.

Necm suresinin 11 ve 12. ayetlerinde yer alan,

“Gözün gördüğünü kalp yalanlamadı. Şimdi siz şüpheye düşüp gördükleri hakkında onunla tartışmaya mı kalkışıyorsunuz?”

mealindeki ayetlerin tefsirinde, âlimler, Miraç Gecesi'nde Allah Hz. Muhammed’in (asm) gözlerini kalbine koydu. Onun için ayette “onun (gözleriyle) gördüğünü kalbi yalanlamadı” diye ifade etmişlerdir. (bk. Kurtubi, Meraği, ilgili yer)

İlave bilgi için tıklayınız:

Mirac mucizesi nasıl açıklanabilir?

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun