Kul hakkından çok korkuyorum, Allah affeder mi?

Tarih: 22.12.2024 - 20:04 | Güncelleme:

Soru Detayı

- Kul Hakkı ile ilgili bu hadisler sahih midir bu hadislerden ne anlamalıyız?
1. Kul hakkını, Allahü teâlânın hakkından önce ödemek gerekir. Kul hakkı olan günahların affı güç ve azapları daha şiddetlidir. Başkasının hakkını yiyen, hak sahipleri ile helalleşmedikçe affa uğramaz. Yani üzerinde kul veya hayvan hakkı bulunanı Allahü teâlâ affetmez ve bunlar Cehenneme girip, cezalarını çekeceklerdir. (Hadika)
2. Üzerinde kul hakkı bulunanların ruhları Cennete girmez. Salihlerin ruhları kabirlerine gelerek, cesetlerini ziyaret ederler. Vefat eden müminlerin ruhları gelip, dünyada tanıdıklarını sorarlar. (Feraid-ül-fevaid)
- Bu İki Hadis beni gerçekten çok korkutuyor ümidimi kaybetmeyip Allah'ın Razı Olacağı şekilde yaşayıp tövbe edip Ahirette Allah'tan Alacaklılarımı razı etmesini ümit ediyorum ama hadisleri okudukça moralim bozuluyor ve korkarak yaşıyorum.

Cevap

Değerli kardeşimiz,

1. Allah’ın hakkı ile kul hakkının -miras gibi aynı malda- birlikte söz konusu olduğunda ve her ikisinin edası mümkün değilse, kulların hakkına öncelik verilir. Çünkü kulların haklarını almaya ihtiyaçları var, Allah’ın ise ihtiyacı yoktur. (bk. V Zuhayli, el-Fıkhu’l-İslami, 10/7734)

Bu konuda Ebû Hüreyre'den (ra) nakledildiğine göre, bir gün Resulullah (asm), “Müflis kimdir, biliyor musunuz?” diye sordu. Ashabı, “Bize göre müflis, parası ve malı olmayan kimsedir.” dediler. Bunun üzerine Hz. Peygamber (asm),

“Şüphesiz ki ümmetimin müflisi, kıyamet günü namaz, oruç ve zekâtla gelir. Aynı zamanda şuna sövmüş, buna iftira etmiş, şunun malını yemiş, bunun kanını dökmüş ve şunu dövmüş bir hâlde gelir. Bunun üzerine iyiliklerinin sevabı şuna buna verilir. Üzerindeki kul hakları bitmeden sevapları biterse, hak sahiplerinin günahları kendisine yüklenir. Sonra da cehenneme atılır.” buyurdu. (Müslim, Birr, 59).

Bu şiddetli uyarı yapan hadisin yanında, teselli bahşeden şöyle bir hadis rivayeti de vardır:

Hz. Enes’ten gelen rivayete göre, Peygamber Efendimiz (asm) özetle şöyle buyurdu:

“İki kişi hesaplaşırken biri diğerinden hakkını ister, Allah ona bu adamın hasenatı kalmadı.” diye buyurur. Alacaklı, “günahlarımı yüklensin.” der. Allah ise ona “Gözünü açıp şu tarafa bakar mısın?” der. Adam baktığında: “Cennetin içinde altından lülüden yapılmış köşkler görüyorum.” der ve “bunlar hangi sıddıkın veya şehidindir?” diye sorar Allah: “Kim bedelini verirse onun olur, sen de bu kardeşini affedersen bu da senin olur.” diye buyurur da kardeşini affeder ve el ele tutuşup cennete giderler.”

Bu hadisi Hâkim rivayet etmiş ve -bazı alimler zayıf kabul etmekle beraber- sahih olduğunu belirmiştir. (bk. el-Müstedrek, h.no: 8718)

- İmanla kabre girdikten sonra, kul hakkı dâhil Allah dilediğini (mealini verdiğimiz hadiste geçtiği gibi) hikmetinin öngördüğü bir vesileyle affedebilir veya cehenneme koyup cezalandırıp sonra cennete gönderebilir. Dolayısıyla kul haklarının da affedilip, alacaklıya alacağından daha çok nimetler verilebilir.

“Allah kendisine şirk koşmayı (tövbe etmeden şirk ve küfür üzere kabre girerse) affetmez, geriye kalan günahları dilediği kimseler için affeder.” (Nisa, 4/116) mealindeki ayetin yanında birçok hadis rivayetlerinde de bu gerçeğe işaret edilmiştir.

2. Allah’tan korkmak kadar üstün bir kulluk derecesi yoktur. “Şüphesiz Allah katında en değerliniz en çok takva sahibi olan (Allah’tan korkan, ona saygılı olan) kimsedir.” (Hucurat, 13) mealindeki ayette bunun altı çizilmiştir. Onun için “Allah’tan korkmaktan” korkmayın.

Bu açıklamalar, sorudaki “Üzerinde kul hakkı bulunanların ruhları cennete girmez.” bilgisinin doğru olmadığını göstermektedir. Ayrıca, ruhların evlerine gidip gitmemeleri cennet ve cehennemlik olmak için bir vesile değildir.

“Fasıkların kitabı Siccindedir” (bk. Muttaffifin, 83/7), “Salihlerin kitabı illiyyindedir.” (bk. Muttaffifin, 83/18), mealindeki ayetlerde cennetlik olanların ruhları da cehennemlik olanların ruhları da kitaplarının bulunduğu yerdedir. (bk. Zemahşeri, Razi, Kurtubi, lgili yer)

Demek ki kurtuluşun miyarı ve ölçüsü, Allah’ın emir ve yasaklarına riayet etmekten ibaret olan takvadır.

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Yazar:
Sorularla İslamiyet
Kategori:
Okunma sayısı : 100+
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun