Kötü anıları anlatan büyüklere nasıl davranmalıyım?
- Annem veya nenem her zaman kötü anılarını anlatıyorlar ben de dinlemek istemiyorum, başka odaya gidiyorum ya da susturuyorum günah oluyor muyum?
- Annem, nenem veya yaşlı insanlarla ne zaman konuşsam sadece dramatik üzücü kötü anılarını anlatıyorlar ama istisnasız her zaman her an sürekli sanki hiç güzel bir şey yaşamamışlar gibi, ben artık dinlemek istemiyorum beni depresyona itiyor boğuluyormuş gibi hissediyorum. Kibar bir şekilde uyarınca da dinlemek istemediğimi söyleyince de benden daha kötü bir insan yokmuş gibi davranıyorlar. Zaten zor bir dönemde yaşıyoruz her insanın kendine ait derdi, imtihanı var. Bu sebeple onlarla buluşmasam ya da görüşmesem veya görüştüğümde bu anılarını dinlemek istemediğimi söylesem günaha girer miyim?
- Annenize öf bile demeyin hadisini söyleyip onların istediği her şeyi yapmamı istiyorlar. Kendimi onların psikoloğu gibi hissediyorum. Hem dinen kimseyi üzmeden hem de kendi psikolojimi bozmadan ne yapabilirim?
- Ya da kendi akıl sağlığım için onları dinlemeyip başka odaya geçsem günah olur muyum?
- Diğer sorum da eski anılarını anlatırken Allah günahımı affetsin ama deyip dedikodu yapıyorlar nasıl durdurmam gerek ya da o an da tamam dedikodu yapmayalım desem de "ben zaten kötüyüm herkes iyi" "ben senin için neler neler yaptım" gibi cümleler kuruyorlar. İçimden sürekli isyan ediyormuş gibi hissediyorum ne yapmalıyım?
Değerli kardeşimiz,
1. Olumsuz ve dramatik olayları sürekli duyduğumuz zaman hepimizin içi kararır, morali bozulur, hayata karşı daha karamsar olur. Bu konudaki rahatsızlığınızı anlayabiliyoruz. Rahatsız olmakta da haklısınız. Önlem almanız da yerinde bir karar.
Ancak önce anne ve ninenizin bunu neden yaptıklarını anlamakta fayda var:
İnsanlar tehlikelere karşı kendilerini korusunlar ve uyanık olsunlar diye kötü ve olumsuz olan şeylere karşı daha duyarlı yaratılmışlardır. Mesela, akşamları tenha bir yerden geçerken bülbülün sesinden ziyade, kıpırdayan bir yaprağın sesine, kırılan bir bardak sesine, patlayan bir balonun sesine daha fazla kulak kesilirler. Ama bazı kaygılı insanlar olumsuzu ve kötü olan şeylere karşı, diğerlerinden daha fazla duyarlı oldukları için, artık kötüyü anlatmak ve görmek onlar için alışkanlık hâline gelmiştir. Bunların düşüncesi ve hayali hep acı olayları, olumsuz hatıraları düşünür.
Anne ve ninenize de böyle olumsuzu düşünme artık alışkanlık haline gelmiş. Onları dinlemek zorunluluğunuz yoktur. Ancak bunu yaparken de nazik ve saygılı olmanız ve çeşitli stratejiler kullanmanız daha iyi sonuç almanızı sağlar. Bunları şöyle sıralayabiliriz:
a) Onlar, iç karartıcı ve kötü olayları konuştukları zaman, sakince onların bulunduğu odadan çıkın, başka odaya geçin
b) Veya aniden onların da ilgisini çekecek başka bir konu bulup, konuştukları konuyu kesin.
c) Onların da ilgisini çekecek kitaplarınız varsa, onlara “izniniz varsa size güzel bir yer okumak istiyorum” diyerek konuşmalarının akışını değiştirin.
d) Onlara “Eminim bana anlatacağınız güzel hatıralarınız da vardır. Onları dinlemek istiyorum.” diyerek dikkatlerini olumlu ve güzel hatıralara çekin.
e) Bunların hiçbirinde başarılı bir sonuç alamazsanız, kendileri ile yine saygılı bir üslupla konuşun: “Sizin anlattıklarınız çok değerli şeyler. Ama benim sizden güzel hatıra dinlemeye de ihtiyacım var.” diyerek kendi ihtiyaç ve diğer duygularınızı belirtin.
2. İslamiyet, anne babaya hürmet etmeyi, yaşlandıklarında yardım etmeyi ve onlara karşı sesimizi yükseltmemeyi emreder. Ancak bu, onların her dediğini yapmak ve her davranışlarına katlanmak anlamında anlaşılmamalıdır. Allah, insanlara akıl vermiş, idrak vermiş ve neyin doğru neyin de yanlış olduğunu Kuran ve sünnet ile öğretmiştir.
Bu çerçevede her Müslümana düşen şey, gıybet gibi günahlara karşı tavır almak ve çevresini de güzel bir üslupla uyarmaktadır. Anne baba da olsa, nine, dede de olsa bu kural değişmez.
Ancak burada üslup, kullandığımız kelimeler ve ses tonumuzun nasıl olduğu çok önemlidir. Çünkü öncelikle kim olursa olsun, eleştirerek düzeltemeyiz. Hele bizden büyükleri eleştirerek, kusurlarını ortaya dökerek, olur olmaz yerde “Bunu yapma günahtır, bunu söyleme ayıptır.” gibi uyarılarda bulunarak asla düzeltemeyiz. Tam tersine onların karşı çıkışlarına, azarlarına maruz kalırız.
Özellikle anne baba gibi büyükler, her zaman çocuklarına yol gösterici oldukları için, onları eğittikleri için, çocuklarından gelen uyarı ve eleştirilere karşı aşırı büyük tepkiler verirler. Bundan dolayı onları bir günaha karşı uyarırken, sohbet havasında, dolaylı bir üslup kullanmak daha faydalı olur.
Örneğin “Anneciğim seni çok seviyorum, ama gıybetle sevapların azalıyor, bundan da çok üzülüyorum.” gibi ifadeler eminiz onların da hoşuna gidiyordur...
Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet
BENZER SORULAR
- Kalbi en çok nurlandıran şey, kızdığınız kişiye dua etmektir, anlamında bir hadis var mıdır?
- Namazı önemsemeyen anne babama namazı nasıl anlatmalıyım?
- İnsan bir arkadaşını ya da-peygamberler hariç- bir büyüğünü, anne babasından daha çok sevebilir mi?
- Anne ya da baba, haksız oldukları hâlde, bir konuda çocuklarına beddua ederlerse kabul olunur mu?
- Rahatsız edene tavrımız ne olmalı?
- Birisi bizi överken nasıl davranmalıyız?
- Kocam beni dinlemiyor, ne yapayım?
- Boşanmak isteyen çiftleri barıştırmak için ne yapmalıyız?
- Yakınlarımıza nasıl helal / haram anlatabiliriz?
- Aile üyelerimin namaz kılması için ne yapabilirim?