Kıyamet günü herkes sadakasının gölgesinde mi kalacak?
- Kıyamet günü Allah insanlar arasında hüküm verinceye kadar herkesin verdiği sadakasının gölgesinde bulunacağına dair bir hadis duydum.
- Bu anlama gelen bir hadis var mı, sıhhat durumu nedir?
Değerli kardeşimiz,
Konuyla ilgili bir hadis rivayeti şöyledir:
“Kıyamet günü insanlar arasında hüküm verilinceye kadar, herkes sadakasının gölgesinde olacaktır.” (Müsned, 4/147-8)
Bu hadisin sahih olduğu ifade edilmiştir. (Heysemi, Mecmeu’z-zevaid, 3/110; Münavi, Feyzü'l-kadir, 5/17, no: 6282)
Birçok ayet ve hadiste, zengin müminlerin malında fakirler ve ihtiyaç sahipleri için hak / pay olduğu bildirilir. (bk. Mearic 70/24-25; Buhari, İlim, 6; Müslim, İman, 10)
Bu telakki ışığında, dinen zorunlu kılınan malî vecibeleri yerine getirme çabası içinde olmak, ayrıca gönüllü olarak hayır yolunda harcama yapmak ideal Müslümanın özelliklerinden kabul edilmiştir.
Nafile ibadet niteliğindeki sadakalar, genellikle maddî bir değerin ihtiyaç sahibine hibe edilmesi yoluyla gerçekleşir. Bununla birlikte kredi ihtiyacı içinde olan bir kişiye faizsiz borç verme (karz-ı hasen), başkasını bir eşyadan karşılıksız yararlandırma (ariyet) vb. yollarla yapılan iyilikler de bir tür sadaka sayılır.
Müslüman toplumlarda sadakanın kurumsal bir hüviyet kazanması yönündeki en önemli gelişme cami, okul, köprü, aşevi, han, hamam gibi sosyal içerikli hizmetler veren hayır tesislerini oluşturup, bunlarla ilgili vakıf müessesesinin ortaya çıkmasıdır. Bu bağlamda Hz. Peygamber’in (asm) hadisinde yer alan “sadaka-i cariye” (sürekli, kalıcı hayır) kavramının özel bir öneme sahip olduğu görülür. (Müslim, Vasiyyet, 14; Tirmizî, Aḥkam, 16)
İslam alimleri, normal şartlarda tatavvu sadakasının dinî hükmünün müstehap olduğunu, bununla birlikte bazı durumlarda bunun dinî bir vecîbe haline gelebileceğini ve yeterli düzeyde tasaddukta bulunulmaması sebebiyle, toplumda meydana gelecek olumsuzluklardan bütün imkân sahiplerinin sorumlu olacağını ifade ederler.
Öte yandan sadakanın sadece zenginlere düşen bir görev olmayıp muhtaçların da imkanları ölçüsünde kendilerinden daha muhtaç kişileri gözetmeye çalışmasının dayanışma duyarlılığını ve iyi bir Müslüman olma bilincini canlı tutma açısından önem taşıdığına dikkat çekerler.
Ahlak ve fıkıh kitaplarında sadakayla ilgili olarak zikredilen başlıca kural ve tavsiyeler şöylece özetlenebilir:
- Sadaka verecek kişi niyetinde samimi olmalı, yalnız Allah’ın hoşnutluğunu gözetmeli, gösterişten kaçınmalı. (bk. Bakara 2/264, 272)
- Sadakayı başa kakmamalı, sadaka alanı rencide etmemeli. (bk. Bakara 2/262-263)
- Sadakayı açıktan vermek güzeldir, ancak gizlice vermek daha iyidir. (bk. Bakara 2/271)
- Sadaka verirken ihtiyaç sahibi yakınlar, yetimler, yoksullar, yolda kalmışlar, başkalarına el açma durumuna gelmiş olanlar ve özgürlüğüne kavuşmak isteyenler öncelikle görülüp gözetilmeli. (bk. Bakara 2/177)
- Sadaka olarak verilecek mal helal yoldan kazanılmış olmalı, verilecek kişiye en faydalı olanı seçilmeli. (bk. Bakara 2/267)
Ayet ve hadisler sadakayı teşvik ettiği gibi, bunun insan onurunu kırmayacak biçimde gerçekleştirilmesine de büyük önem vermiş, dilenmeyi insanın saygınlığıyla bağdaşır bulmamıştır.
Öte yandan hadislerde sadaka kavramının Allah’ın hoşnutluğunu kazanmaya vesile olan her türlü hayırlı söz ve eylemi içine alacak geniş bir kapsamda kullanılmasından, özveri ve yardım duygusu ile yapılabilecek işlerin maddî imkânla sınırlı olmayıp samimiyet ve dürüstlük temeline dayalı her davranışla sevap elde edilebileceği anlaşılmaktadır. Nitekim kişinin;
- Kendi ailesinin nafakasını temin etmesi,
- Misafirlerine ikramda bulunması,
- Eşiyle birleşmesi,
- Meyvelerinden başkalarının faydalanacağı ağaç dikmesi,
- Kötülüklerle mücadele edip iyilikleri tavsiye etmesi,
- Din kardeşine selâm vermesi,
- Güzel söz söylemesi,
- Güler yüz göstermesi,
- Özürlü kişilere yardım etmesi,
- Cemaatle namaza katılmak için yürümesi,
- İnsanlara zarar veren bir nesneyi yoldan kaldırması
gibi iyi davranışlar sadaka olarak nitelenmiştir. (Örnekler için bk. Müsned, 5/154, 167, 178; Buhârî, Mezâlim, 24, Cihâd, 72, 128, Sulh, 11, Edeb, 34; Tirmizî, Birr, 36; Ebû Dâvûd, Tetavvu, 12)
İlave bilgi için tıklayınız:
- Kıyamet günü Arş'ın gölgesinde gölgelenecek olan yedi grup ...
- Nelerin sadaka olduğunu bildiren hadisi açıklar mısınız?
Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet
BENZER SORULAR
- İnsanlar öldükten sonra hangi safhalardan geçecektir? Mahşerde insanların çıplak ve yalın ayak olmasını açıklar mısınız?
- Kıyamet günü Güneş'e ne olacak?
- Her insanın ölüm anı bellidir. Edilen bedduaların, özellikle de anne babanın ahını almanın insan ömrüne nasıl bir etkisi olabilir?
- "Öldükten sonra dirilme"ye inanmanın dünya hayatı yönünden faydaları nelerdir?
- Ölünün arkasından Kur'an okunur mu?
- Bir başkasının hayrına sadaka-i cariye yapılır mı?
- Kabir azabının çeşitleri hakkında bilgi verir misiniz?
- İnsanlar, işledikleri günahlara göre mi dirilirler?
- Mahşer yerinde insanlar nasıl birbirlerini bulacak, tanıyacaklar?
- Şefaat ayetlere ve hadislere göre hak mıdır?