Kırk senedir namaz kılmadın rivayetini nasıl anlamalıyız?

Tarih: 18.07.2017 - 00:19 | Güncelleme:

Soru Detayı

- Namaz konusunda diğer mezheplerden yararlanılabilir mi aşağıdaki ifadeye göre..
- Tirmizi'nin rivayetinde şu ifade vardır:
"Bunu yaptığın zaman, namazın tamam olur; eğer bunlardan noksan yaparsan, namazını da noksan yapmış olursun."
Bir gün Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimizin yanında hırsızlıktan söz edildi, Efendimiz sordu; "Hırsızlığın hangi çeşidi daha çirkindir?" Sahabeler: "Allah ve Resulü daha iyi bilir. " diye cevap verdiler. Bunun üzerine İki Cihan Güneşi Efendimiz şöyle buyurdu: "Hırsızların en kötüsü namazdan çalandır. Yani rükûunu, secdesini, hûşu ve kıraatini tam yapmayarak çalandır." "Bu hırsızın eli kesilir mi?" dediler. Efendimizin sallallahu aleyhi ve sellem de: "Bilakis kesilir." Buyurdular, orada hazır bulunanlar güldüler.
- Hazret-i Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem, namaz kılan fakat kıyam rükû ve celsesinin ahkamını yerine getirmeyen birini gördüğünde şöyle buyurmuştu:
"Eğer bu hal üzere ölürsen, kıyamet gününde sana Ümmet-i Muhammed demezler."
- Rükû ve secdeleri düzgün yapılmayan namaza Allah değer vermez. Nitekim Fahr-i Kainat -sallallahu aleyhi ve sellem- efendimiz bir hadis-i şerifte şöyle buyuruyor:
"Altmış sene namaz kıldığı halde bir tanesi kabul olmaz. Çünkü güzel rükû etse de, secdesini güzel etmez. Secdesi düzgün olsa, Rükûu düzgün olmaz."
- Zeyd Bin Vehb anlatıyor Huzeyfe -radıyallahu anh- namaz kılarken Sücut ve rükûunu yerine getirmeyen bir kimseyi gördü ve onu çağırıp:
"Ne vakitten beri bu şekilde namaz kılarsın?" dedi. O kimse de "Kırk senedir" dedi. Huzeyfe radıyallahu anh buyurdu ki "Öyleyse sen kırk senedir namaz kılmadın, eğer vefat edersen Muhammed Rasulullah sünneti üzere ölmezsin" (Buhari, Ezan)
- Hanefîlere göre; evinde tek başına namazını kılan kişi öğle ve yatsı namazını bilâhere rastladığı cemaatle birlikte kılar diğerlerini kılmaz. Bu namazları cemaatle kılmış olan kişinin daha sonra ikinci bir cemaate yetişmesi halinde onlarla birlikte bir daha kılıp kılmayacağı konusunda Hanefilerin görüşünü tesbit edemedik.
- Bu durumda diğer mezheplerden yararlanılabilir mi?

Cevap

Değerli kardeşimiz,

Burada dört ayrı konu olduğundan hepsine ayrı ayrı cevap vermeye çalışalım:

Soru 1:
Tirmizi'nin rivayetinde şu ifade vardır: "Bunu yaptığın zaman, namazın tamam olur; eğer bunlardan noksan yaparsan, namazını da noksan yapmış olursun "Bir gün Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimizin yanında hırsızlıktan söz edildi, Efendimiz sordu; "-Hırsızlığın hangi çeşidi daha çirkindir?" Sahabeler: "-Allah ve Resulü daha iyi bilir. " diye cevap verdiler. Bunun üzerine İki Cihan Güneşi Efendimiz şöyle buyurdu: "-Hırsızların en kötüsü namazdan çalandır. Yani rükûunu, secdesini, hûşu ve kıraatini tam yapmayarak çalandır " "Bu hırsızın eli kesilir mi? " dediler. Efendimizin sallallahu aleyhi ve sellem de: "-Bilakis kesilir." Buyurdular, orada hazır bulunanlar güldüler.

Cevap:

- Namazın farzları / vacipleri, sünnetleri, müstehapları vs. vardır. Bunların hangilerinin sehiv secdesi ile telafi edileceği, hangilerinin edilmeyeceği konusu fıkıh, ilmihal kitaplarında yazılıdır. Bunların detaylarına girmemiz söz konusu değildir.

- Hadislerde yer alan secde, rüku gibi hususlar namazın rükünleri / şartlarıdır. Bunların da eda edilme şekilleri vardır.

- İmam Ahmed’in Ebu Said el-Hudri’den yaptığı rivayete göre, Peygamberimiz (asm) şöyle buyurdu:

“Hırsızların en kötüsü namazından çalan kimsedir." 
"Namazından nasıl çalar?" diye sorduklarında da şöyle buyurdu:
"Rüku ve secdelerini tam yerine getirmemekle...” (bk. İbn Hanbel, 18/90-h.no:11532).

- Soruda yer alan “elin kesilmesi ve diğer bilgilere” bu hadiste rastlayamadık.

Soru 2:
Hazret-i Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem, namaz kılan fakat kıyam rükû ve celsesinin ahkamını yerine getirmeyen birini gördüğünde şöyle buyurmuştu: "-Eğer bu hal üzere ölürsen, kıyamet gününde sana Ümmet-i Muhammed demezler." Rükû ve secdeleri düzgün yapılmayan namaza Allah değer vermez. Nitekim Fahr-i Kainat -sallallahu aleyhi ve sellem- efendimiz bir hadis-i şerifte şöyle buyuruyor "-Altmış sene namaz kıldığı halde bir tanesi kabul olmaz. Çünkü güzel rükû etse de, secdesini güzel etmez. Secdesi düzgün olsa, Rükûu düzgün olmaz.

Cevap:

Ebu Musa (Ebu Abdullah) el-Eşari anlatıyor:

“Bir gün Hz. Peygamber (asm) ashabıyla namaz kılmış mescitte oturuyordu. Adamın bir geldi namaz kılmaya başladı. Fakat rüku ve secdeye giderken karganın gagalaması gibi (burnunun yere sürüp kalkıyordu). Resulullah (asm):

‘Bu adamı görüyor musunuz? Eğer şimdi ölse Muhammed (asm)’in milleti üzerinde ölmez. Çünkü, bir karganın kan parçasını gagaladığı gibi, namazını gagalıyor.’ diye buyurdu. (Hadisi için bk. İbn Huzeyme, el-Sahih, 1/332).

“Öyle kimseler var ki, altmış sene namaz kıldığı halde bir tanesi kabul olmaz. Çünkü güzel rükû etse, secdesini güzel etmez. Secdesi düzgün olsa, rükûu düzgün olmaz.” manasındaki hadis için bk. İbn Ebi Şeybe, Musannef, 1/257.

Soru 3:
"Zeyd Bin Vehb anlatıyor Huzeyfe -radıyallahu anh-namaz kılarken Sücut ve rükûunu yerine getirmeyen bir kimseyi gördü ve onu çağırıp: " -Ne vakitten beri bu şekilde namaz kılarsın?" dedi. O kimse de " Kırk senedir" dedi. Huzeyfe radıyallahu anh Buyurdu ki "Öyleyse sen kırk senedir namaz kılmadın, eğer vefat edersen Muhammed Rasulullah sünneti üzere ölmezsin " (Buhari, Ezan)

Cevap:

“Huzeyfe -radıyallahu anh- namaz kılarken sücut ve rükûunu yerine getirmeyen bir kimseyi gördü ve onu çağırıp: 'Ne vakitten beri bu şekilde namaz kılarsın?' dedi. O kimse de 'Kırk senedir.' dedi. Huzeyfe radıyallahu anh buyurdu ki 'Öyleyse sen kırk senedir namaz kılmadın, eğer vefat edersen Muhammed Rasulullah sünneti üzere ölmezsin." şeklindeki hadis için bk. Buhari, h.no: 389.

Ancak bu hadiste, yalnız “Sen (rüku ve secdeleri tam yapmadığın için, gerçekte) namaz kılmadın. Eğer bu halde ölürsen, Muhammed (asm)’in sünneti (gerçek yolu) üzerinde ölmemiş olursun.” bilgisi var. “Kırk sene” konusu, İbn Hanbel’de (38/294) vardır. (bk. İbn Hacer, Fethu’l-Bari,2/275)

Bütün bu hadislerin ifadelerinden anlaşılıyor ki, namaz -imandan sonra- İslam’ın en büyük meselesidir. Namaz kılmayan kendini büyük bir tehlikeye attığı gibi, namazı erkan ve adabına uygun kılmayanlar da aynı akıbeti paylaşmakla karşı karşıyadır. Çünkü, Kitap ve sünnette şekli belirlenmiş bir tarzda kılınmayan bir namazın bir değeri yoktur. Abdestsiz namaz kılmak ne kadar makbul olmaktan uzak ise, namazın kıraatini, rüku ve sücudunu düzgün yerine getirmeyenin kıldığı namaz da o kadar kabul görmekten uzaktır.

- Rüku, secde, cülusda (iki secde arasındaki oturuşta) ve itidalde (rükudan kalktığında), bir defa (subhanellah) diyecek kadar durmak (itminanda bulunmak) Hanefilere göre vacip, cumhura (üç mezhebe) göre ise farzdır. (bk. V. Zuhayli, el-Fıkhu’l-İslami, 1/657)

Soru 4:
Hanefîlere göre; evinde tek başına namazını kılan kişi öğle ve yatsı namazını bilâhere rastladığı cemaatle birlikte kılar diğerlerini kılmaz. Bu namazları cemaatle kılmış olan kişinin daha sonra ikinci bir cemaate yetişmesi halinde onlarla birlikte bir daha kılıp kılmayacağı konusunda Hanefilerin görüşünü tesbit edemedik. Bu durumda diğer mezheplerden yararlanılabilir mi?

Cevap:

Hanefi mezhebine göre, tek başına bir namaz kılan kimsenin cemaatle yeniden kılması caizdir. Bu ikinci defa kıldığı namaz onun için nafile olur. Fakat bundan ikindi namazı istisnadır. Çünkü ikindiden sonra nafile namaz kılmak mekruhtur. Bu sebeple ikindi namazının cemaatle de olsa iadesi mekruhtur.

Diğer üç mezhebe göre (detaylarda ufak farklılıklar olsa da) tek başına namaz kılan kimsenin bulduğu cemaatle yeninden kılması müstehaptır. Hatta, Şafii ve Hanbelilere göre, daha önce cemaatle kılmış olsa bile, ikinci kez gördüğü bir cemaatle tekrar kılması da müstehaptır. (bk. V. Zuhayli, a.g.e, 2/166-168)

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Yazar:
Sorularla İslamiyet
Kategori:
Okunma sayısı : 1.000+
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun