Kaza namazı olanlar hamile kadın gibidir, anlamında bir hadis var mıdır?

Tarih: 07.01.2014 - 02:24 | Güncelleme:

Soru Detayı

- Abdülkadir-i Geylaninin Hindistan baskısı, 274. sayfada, Hazret-i Ali, aşağıdaki hadis-i şerifi haber verdi: Resulullah buyurdu ki:

“Farz namazı kılmamış olanın nafile namazları kılması, vakti tamam olmuş hamile kadına benzer. Çocuğu olacağı günlerde, çocuğu düşürür, aldırır. Çocuğu yok olduğu için, bu kadına, hamile denemez; ana da denemez. Bu kimse de böyledir. Farz namazlarını ödemedikçe, Allah Teâlâ, nafile namazlarını kabul etmez.”

- Bu hadis sahih midir?

- Buna göre kaza namaz borcu olanların sünnet namazlar yerine kaza namazı mı kılması gerekir?

Cevap

Değerli kardeşimiz,

- Hadis kaynaklarında bu anlamda bir rivayet bulamadık.

- Bununla beraber, bu bilgi Şafii alimlerinin görüşleriyle örtüşmektedir. Çünkü, onlara göre, insanın farz namaz kazaları olduğu sürece nafile namaz kılması doğru değildir. Bir kimsenin farz olan zekâtını vermeyip de bol keseden sadak dağıtması, ne kadar yanlış ise, borcu olan farz namaz kazalarını yerine getirmediği halde, sadaka türünden sayılan nafile namazları kılanın durumu da öyledir.

- Ancak bu konuda, alimlerin sahih olduğuna ittifak ettiği kesin bir hadis rivayeti olsaydı, mezhep alimleri arasında farklı yorumlara yer olamazdı. Hanefilere göre, farz namaz kazası olsa da -namazlara bağlı olan- revatip sünnetleri, özellikle müekket sünnetleri terk etmek doğru olmaz.

- Dört mezhep alimlerinin ittifakıyla kazaya kalmış namazların kazası fevridir, özürsüz tehir edilemez, ilk fırsatta kaza edilecektir. (bk. V. Zuhayli, el-Fıkhu’l-İslamİ, 2/137)

- Bazı Hanefi alimlerin ifadesine göre, kazası olan kimsenin nafile namaz kılması mekruhtur. Ancak İbn Abidin’e göre, kazası olan kimsenin farzlara bağlı revatib ve reğaib (kuşluk, tesbih namazı gibi) sünnetlerin kılınması mekruh değildir. (bk. ed-Durru’l-Muhtar, Beyrut,1412/1992, 2/423)

- Bazı Şafii alimlerine göre, eğer kazaya kalmış olan farz namaz, meşru bir mazeretten dolayı kazaya kalmışsa, bu durumda o namazları âcil olarak kaza etmek vacip olmadığı için sünnetleri kılabilir. Şayet özürsüz bir şekilde kazaya kalmışsa, bunları kaza etmeden sünnetleri kılmak caiz değildir. (bk. İbn Hacer el-Heytemî, el-Fetava’l-kübra,el-Mektebetu’l-İslamiye, ts., 1/189)

- Bazı Maliki alimlerine göre, eğer kişi, sünnetleri kıldığı takdirde, farz namazlarını kaza edemiyorsa, bu takdirde sünnetleri kılması caiz değildir. Çünkü, sünnetler yüzünden farz namazların kazasını terk etmek caiz değildir. Şayet kişi, sünnetleri kılsa bile yine de farz namazların kazasını yapıyorsa, bu takdirde sünnetleri kılmasında bir sakınca yoktur. Şayet sünnetleri ter ketse bile yine de kazalarını kılmıyorsa, bu takdirde sünnetleri terk etmesi öngörülemez. (bk. Ebu’l-Abbas es-Savî el-Malikî, Haşiyetu’s-Savi, Ala’ş-Şerhi’s-Sağir, Daru’l-Maarif, ts.,1/366)

- Bazı Hanbeli alimlerine göre, kazası olan kimse, yalnız farz olan namazlarını kaza eder ve o kazalar arasında herhangi bir sünnet / nafile namaz kılmaz. Çünkü, Hz. Peygamber (asm) Hendek savaşı esnasında kılamadığı öğle, ikindi, akşam ve yatsı namazlarını cemaatle kaza etmiş ve onların sünnetlerini kılmamıştır. (bk. İbn Kudame, el-Muğni, Kahire,1388/1968,1/439)

İlave bilgi için tıklayınız:

Sünnetlerin yerine kaza namazı kılınabilir mi? Kaza namazı olan kişi ...

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Kategori:
Okunma sayısı : 1.000+
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun