Karahindibalar üreme organını kullanmazlar.Allah(c.c) neden kulanmayacağı organları çiçeklere verir?

Sorunuzu kısaca açıklayınız: 

Tüm çiçekler gibi karahindibaların da üreme organları vardır. Ama bunları kullanmazlar... Zira bu çiçekler eşeyli olarak üremezler; kendilerini kopyalarlar... Eee... Allah kendini kopyalacak çiçeğe neden stamen verir, neden pistil verir? Hikmeti nedir?

Cevap: 

Değerli Kardeşimiz

Karahindiba çiçeği, Topluçiçekgillerdendir. Latincesi Taraxacum officinale’dir. Bu çiçek, papatya ve ayçiçeği ile aynı familyadandır. Bunların çiçekleri tek çiçek değil, bir çiçek topluluğu şeklindedir ve o toplulukta her bir çiçeğin erkek ve dişi üreme organları vardır. Olgunlaşınca tohumlar teşekkül eder. Tıpkı ayçiçeğinin çiçek tablasında olduğu gibi. Karahindiba bitkisinin çiçeğinde olgunlaşan tohumlar, tüy şeklinde kanatlara sahiptir. Rüzgârla çevreye taşınır. Uygun ortama düşen tohumlar, çimlenerek yeni bir bitkinin meydana gelmesine sebep olur. Demek ki, soruyu soranın, bu bitki hakkında, kulaktan dolma ve esası olmayan yanlış bir bilgiye sahip olduğu anlaşılıyor.
Şimdi konuya başka açıdan bakalım. Kabul edelim ki, o zatın düşündüğü gibi, bu bitki veya bir başka bitki, üreme organları olduğu halde, o organlara ihtiyaç duymadan, yani eşeysiz olarak üresin. O zat, güya kendi aklınca, bu üreme organlarının işe yaramadığını, dolayısıyla yaratıcının abes iş yaptığını ortaya koymaya çalışıyor. Aslında bu kişi, bilimsel bir gerçeği öğrenme peşinde falan değil. O, Allah’ı inkâr etmek için bir bahane arıyor.
Bir ressam, bu karahindiba bitkisinin güzel bir resmini çizse ne yapar? Her halde onu güzelce çerçeveletir. Duvara, herkesin rahat görebileceği bir yere asar. Önce kendisi, kendi sanatını seyreder, sonra da başkalarına gösterir. Hâlbuki bu resimdeki bitki cansızdır. Üstelik üreme organları olduğu halde ürememektedir. Ama ona rağmen duvara asılıyor.

Allah’ın yarattığı bitkiler de böyledir. Önce o sanatı Allah kendisi seyreder. Daha sonra melekler ve insanlar onu mütalaa eder. Şayet üreme organı var da, üremede görev almıyorsa, mutlaka onun başka vazifeleri vardır. Ya bazı böceklerin ve kelebeklerin bal özü aldığı bir bitkidir. Ya da, kendi cinsine yakın başka bitkilerin döllenmesinde görevi vardır.

Bitkiler genelde, aynı çiçekte bulunan erkek ve dişi organlar arasındaki tozlaşmadan kaçınır. Mesela, Villamis armut çeşidinden tesis edilen bir bahçeye, tozlaşmayı teşvik için aralara santamaria armut çeşidi de dikilir.
Tarafsız bir araştırıcıya, ya da okuyucuya düşen görev, böyle bir çiçeğin organını gereksiz görerek yaratıcısının noksanlığına bahane aramak değil, onun ne işe yaradığını bilmeye ve anlamaya çalışmak olmalıdır. Çünkü Allah hiçbir şeyi gereksiz ve lüzumsuz yaratmamıştır.

Her bir varlığın bize bakan yönü ve faydası bir ise, yaratıcısına bakan yönü bindir. Her şeyi akılda arayan bazı safdillerin akılları gözlerine inmiştir. Göz ise, maneviyatta kördür. Yaratılışın hikmet ve gayelerinin birini görse, binini göremez. Cahilliğine bakmaz, döner bir de Allah’a inkâra kalkışır. Böylelere sadece acınır.

Prof.Dr.Adem Tatlı

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Okunma sayısı : 500+
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun