DÜNYADA TESADÜFE DAYALI BİR OLAY VAR MIDIR?
Dr. İdris GÖRMEZ
Gazi Üniversitesi, Kırşehir Eğitim Fakültesi, Emekli.
Kütüphanemi karıştırıyordum. Elime kabı yırtılmış bir kitap geçti. İlk sahifesinde bulunan başlık dikkatimi çekti. "Yegâne Dünyamız" başlıklı yazının ilk satırlarında şunlar yazılıydı:
"Elinize on tane marka alın, her birini birden ona kadar numaralayın. Hepsini cebinize koyup karıştırın. Sonra bu markaları, birden ona kadar numara sırası ile cebinizden teker teker çıkarmaya çalışın. Neticesi şu olacaktır:
Bir numaralı markayı çekebilme şansı onda bir; 1 ve 2 numaralı markayı çekebilme şansı yüzde bir; 1, 2 ve 3 numaralı markaları arka arkaya çekebilme şansı binde bir; 1, 2, 3 ve 4 numaralı markaları sıra ile çekebilme şansı on binde bir nispetindedir. Böylece markaları birden ona kadar sıra ile çekebilme şansının ya da ihtimalinin on milyarda bir olduğu görülecektir. Bunun manası, böyle bir çekilişin mümkün olmadığıdır.
Bu basit örneği anlatmamızdan gaye, tesadüf iddiasına karşı rakamların korkunç bir şekilde nasıl çoğaldığını okuyucuya göstermektir. Bu matematikle ilgili basit misal, dünyada hiçbir şeyin tesadüfe verilemeyeceğini ortaya koymaktadır. Meselâ dünyada yaklaşık sekiz milyar insan vardır. Bütün insanların vücudundaki organların yeri aynıdır. Sayıları da değişmemektedir. Her insanın iki gözü vardır ve yüzüne takılmıştır. İki kolu vardır ve kolları yandadır. Her insanda iki kulak, bir ağız bir burun vardır. Bütün insanlar yemeklerini ağız yoluyla yemektedirler. Yine her insanda koku alma organı burun, işitme organı kulaktır. Demek, tesadüf neticesi olarak tüm insanların organlarının vücudunun aynı yerinde olması ve aynı vazifeyi görmesi matematik ilmine göre imkânsızdır.
Yine hiçbir insanın bir başkasına, yüzü, sesi, parmak izi ve göz retinası benzememektedir. Bütün insanlar birbirlerinden farklı yaratılmışlardır. Akıllara durgunluk veren bu gerçekler gösteriyor ki, kâinatta hiçbir şey tesadüfen ve kendi kendine olmamıştır.
İşte insanların simasında göz, kulak gibi azaların birbirine benzetilmesi ve hukuklarının muhafazası için simalarının birbirinden farklı yaratılması Yaratıcı’nın hem birliğini, hem irade, ihtiyar ve meşiet sahibi olduğunu akıl gözüne apaçık göstermektedir.
Öyle ise kâinatı ve içindeki varlıkları yoktan yaratan ve terkip eden, her şeye bilerek yön veren sebepler perdesi arkasında gizli bir kudret sahibi vardır, O’da Allah’dır (celle celâluhu). Her şey O’nun iradesiyle yapılır. Her şey O’nun emriyle halledilir. Her şeyin dizgini O’nun elindedir. Her şeyin anahtarı O’nun yanındadır. Her şeyi sonsuz ilim, irade ve kudretiyle yaratan ve idare eden yalnız O’dur. Bu işler akılsız şuursuz sebeplerin işi olamaz. Kör sağır tabiata ve tesadüfe verilemez. Bunlar ancak sonsuz ilim, irade ve kudret sahibi Allah’ın eseridir.
BENZER SORULAR
- YARATILIŞI ANLAMADA "LOGİCAL REASONİNG" (MANTIĞA DAYALI AKIL YÜRÜTME) YÖNTEMLERİNİN YERİ
- BİLGİNİN DEĞİL, BİLİMİN İSLÂMİLEŞMESİ – İSLÂMÎ B / İLİM
- YARATILIŞLA İLGİLİ ESRARLI SORULAR
- HAŞR SURESİ 24. AYETE GÖRE YARATILIŞ İMKÂNI VE MAHİYETİ
- KUR'AN-I KERİM VE İNSANIN YARATILIŞ DEVRELERİ
- AYETLER IŞIĞINDA İNSANIN YARATILIŞI
- KUTSAL KİTAPLARDA İNSANIN YARATILIŞI
- TEVHÎD ŞİİRLERİ IŞIĞINDA YARATILIŞ GERÇEĞİ
- TABİAT KANUNLARININ MAHİYETİ NEDİR?
- İLK İNSAN HZ. ÂDEM KISSASINDA YARATILIŞIN GAYE VE HİKMETİ