Kasten namazı terk eden kâfir olur mu? Namaz kılmayanın hükmü nedir, namaz kılmayan kimseye ceza uygulanır mı?
Bir kitapda şöyle bir hadis var: "Kasten namazı terk eden kafirdir." Bununla ilgili İmam Azam "Namaz kılmayanı hapsetmeli" görüşünü sunmuş. İmam Şafii de "Namaz kılmayanı öldürmeli." diye bir görüşte bulunmuştur. Bunları olduğu gibi mi anlamak lazım, yoksa mecaz anlamda mı söylemişlerdir? Bu imamlar bunları yorumlarken kendi zamanına, devrine göre yorumlamışlar, bunları bugünkü günümüze göre yorumlayıp uygulamak doğru olur mu? Bu yorumları ele alarak kasten namazı terk edene kafir denir mi?
Değerli kardeşimiz,
İslâm Hukukunda had cezaları, bir takım suçlar karşılığında bizzat Allah ve Allah Resûlü (asm) tarafından tesbit edilmiş cezâlardır. Ta’zîr cezâları ise, vahiy tarafından netlikle belirtilmeyen; hâkimin takdirine ve âlimlerin içtihadına bırakılmış olan cezâlardır.
Namaz kılmayanlarla ilgili, Allah ve Allah Resûlü’nün (asm) telaffuz buyurduğu herhangi bir had cezâsı söz konusu değildir. Şüphesiz, âyet ve hadislerde namaza çok büyük emir ve teşvik vardır. Dünya saadetinin de, âhiret saadetinin de zembereğinin namaz olduğu söylenmiştir. Namaz kılmamanın sonucunun da tehlikeli olacağı konusunda ciddî uyarılar mevcuttur. Nitekim, Büreyde’nin (ra) rivâyet ettiği bir hadîs-i şerifte Allah Resûlü (asm) namaz kılmamakla ilgili şöyle buyurmuştur:
“Kâfirlerle aramızı ayıran fark, kılmayı taahhüt ettiğimiz namazdır. Kim namazı terk ederse, kâfir olur.” (Nesâî, Salât, 8)
Bu hadîs-i şerîfte yer alan “kâfir olur” hükmü ile; doğrudan namaz kılmayanın mı kast edildiği, namazı önemsemeyenin mi kastedildiği, namazı inkâr ederek terk edenin mi anlatılmak istendiği konusu âlimler arasında tartışılmıştır. Bazı alimler, “Namazı önemsememek küfür sebebi olur.” derken; Nihâye isimli kitapta, namazı “inkâr” ederek terk edenin kâfir olacağı hükmü yer almıştır.
Bu hadisin zâhirine bakan İmam Ahmed bin Hanbel, namaz kılmayanın küfre girdiği görüşündedir. Mâlikîler, Şâfiîler ve Hanefîler ise, “inkâr” olmadıkça, namaz kılmayanın küfrüne hükmetmemişler; ancak namaz kılmayanın hemen tövbe etmesini teklif etmişlerdir. Tövbe etmediği takdirde, her üç mezhepte de tövbe edene kadar ta’zir cezâsı gündeme getirilmiştir. Ta’zîr cezâsı ise, yukarıda beyan ettiğimiz gibi, hâkimin ve ulu’l-emrin takdirine göre verilebilen bir cezâ türüdür.
Diğer yandan İslâm Tarihi boyunca irfan ve irşad müesseselerinin beyaz sayfaları, namaz konusunda teşviki, kolaylaştırmayı ve sevdirmeyi birinci plâna alan sayısız irşâd örnekleriyle doludur.
Şu halde günümüzde de namaz hususunda gözüken tek çözüm yolu, aydınlatmak, irşad etmek, bilgilendirmek, kolaylaştırmak, sevdirmek, teşvik etmek ve müjdelemekten geçmektedir. Korkutmak, kabir azabıyla veya cehennem ateşiyle tehdit etmek, zor kullanmak, küfürle itham etmek, kınamak, küçümsemek, dışlamak; Peygamber Efendimizin (asm)
“Müjdeleyiniz; nefret ettirmeyiniz! Kolaylaştırınız; zorlaştırmayınız!” (R. Sâlihîn, 635)
emrine aykırı fiiller olur. Ki, gâyet nâzik ve nezih bir ibâdet olan namaz için aslâ tasvip edilmez! Bilhassa namazın, kul ile Rabb’i arasındaki en sıcak ve tam huzuru içeren bir iletişim bağı olduğu düşünülürse; çok ehemmiyetli olan bu ibâdetin, insanlara her halükarda sevdirilmesi gerektiği daha iyi anlaşılmış olur. Namaz hususunda, vahye dayanmayan bir takdîrî cezâyı telaffuz etmenin bile, bilhassa günümüzde, büyük sancıları ve sakıncaları berâberinde getireceği açıktır. İnsanları namazdan, daha da tehlikelisi dinden soğutmaktan başka bir işe yaramayacaktır.
“Namaz iyidir. Fakat her gün her gün beşer defa kılmak çoktur. Bitmediğinden usanç veriyor!” diyen bir adama Üstad Bedîüzzaman Saîd Nursî, nefsi susturan, kalbi tatmin eden, rûha ümit vaad eden, akla yol gösteren, evhamları yok eden, gafleti dağıtan ve günlük hayatımıza çeki düzen getiren beş îkazla cevap vererek, kolaylaştırmak, müjdelemek ve sevdirmek yolunu seçmiş; diğer yolun, yani zor kullanma ve cezâ verme yolunun kapalı olduğunu bilfiil göstermiştir. (bk. Sözler, s. 243)
İlave bilgi için tıklayınız:
- Peygamberimizin namaz kılmayanlara karşı tutumu nasıl olmuştur?..
Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet
BENZER SORULAR
- Namaz kılmamanın / kılmayanın dünyevi cezası var mıdır?
- Namaz kılmamanın Şafi ve Hanefi mezhebine göre dünyevi cezası var mıdır, nedir?
- Evin reisi olan babanın, aile içinde namaz kılmayan eş ve çocuklarına verebileceği cezalar var mıdır?
- Namaz kılmak büyük bir ibadet olduğu için, terk edilmesi de çok büyük günahtır. Namazı kılmayana ceza verilebilir mi?
- NAMAZI TERKETMENİN HÜKMÜ
- Peygamberimiz dışında diğer peygamberlerimizin de namaz kıldıkları ifade edilmektedir. Diğer dinlerde de namaz ibadeti var mıydı?
- Hata ile adam öldürmenin hükmü nedir? Bir arkadaşın bir arkadaşa şaka yaparken onu öldürmesiyle dinen katil olmuş oluyor mu?
- Kerahet vaktinde tahıyyâtü'l-mescid namazı kılınır mı?
- Kolu olmayanın imamlık yapması caiz midir, namaz geçerli olur mu?
- Sure okunurken yapılan hatalar namazı bozar mı? Hata yaptığımız zaman, sureyi baştan tekrar okumak sehiv secdesini gerektirir mi?