Kapı kapı dolanıp burs toplamak, ya da ısrarla yardım istemek, “Cenneti garanti etmem mukabilinde, insanlardan hiçbir şey istememeyi kim garanti edecek?” hadisine aykırı düşmüyor mu?
Değerli kardeşimiz,
Bu konuda standart bir ölçü getirmek mümkün değildir. Bazen adamın iş yerine, bazen evine gidilebilir. Bu husus o kişiyle olan sosyal ilişkiler, yakınlık ve samimiyetle alakalıdır.
Hadiste işaret edilen husus, kişinin kendisi için istememesi ve ihtiyacı yokken dilenmemesiyle ilgilidir.
Nitekim, Buharî’nin rivayetine göre, Ebû Saîd-el-Hudrî şunları söylemiştir: Ensâr'dan bâzı kimseler, Rasûlullah (asm)'dan (sadaka) istediler. Rasûlullah (asm) da onlara verdi. Sonra bunlar yine istediler. Rasûlullah (asm) yine verdi. Nihayet yanındaki mal tükendi. Akabinde Rasûlullah (asm) şöyle buyurdu:
"Sadaka malından yanımda mevcûd olan şeyleri sizlerden asla saklamam. Kim (dilenmekten) sakınmak isterse, Allah o kimseyi iffetli kılar. Kim halktan istiğna ederse, Allah onu zengin kılar. Kim sabretmek isterse, Allah ona sabır ihsan eder. Hiçbir kimseye sabırdan daha hayırlı ve sabırdan daha geniş hiçbir nimet verilmemiştir." (Buharî, Zekât, 51).
Ebû Hureyre anlatıyor: Rasûlullah (a.s.m) şöyle buyurmuştur:
"Nefsim elinde olan Allah'a yemîn ederim ki, sizden birinizin ipini alıp da sırtına odun toplaması, bir kimseye gidip de ondan sadaka istemesinden daha hayırlıdır. O isteyeceği kimse kendisine ya verir yâhut da vermez (her iki hâlde de zillet vardır)" (bk. a.g.e.).
Burada kötülenen dilenmekten maksat, kişinin ihtiyacı olmadığı halde, sırf biraz daha fazla mal biriktirmek için dilenmesidir. Nitekim, Müslim'de, şöyle bîr hadis rivayet edilmiştir:
"Malını çoğaltmak amacıyla insanlardan dilenen kimse ateş dilenmiş olur." (Müslim, Zekât 35)
Yani, ihtiyacı olmadığı halde malını artırmak amacıyla dilenen kimse suç işlemiş olur.(bk. İbn Hacer, ilgili hadisin şerhi).
Yoksa, kişinin başkası için yardım toplaması, burs alması övgüye değer bir iştir. Nitekim, “Bir hayra delalet eden / ona vesile olan onu yapmış gibi sevap alır.” (Mecmau’z-Zevaid, 1/166; 3/137) mealindeki hadis-i şerifte meşru dairede herhangi bir yolu kullanarak yardıma koşmanın önemine işaret edilmiştir.
“Hayırda ve takvada yardımlaşınız.” (Maide, 5/2)
mealindeki ayette -meşru dairede- her türlü yardımlaşmanın gereğine işaret edilmiştir.
Yeter ki, bu yardımlar, zekatlar, sadakalar ve burslar alınırken, insanlar bazı hilelerle tuzağa düşürülmesin, utandırılarak istekleri dışında bir şeyler sızdırılmasın, çevre baskısı oluşturularak kişiden arzusunun hilafına fazla miktarda bir meblağ alınmasın.. Bu ve benzeri noktalar bu konuda önem arz etmektedir. Yalnız başkasını teşvik noktasında -burs veren bazı kimselerin durumuna işaret edilerek- bazı gerçekler seslendirilebilir. Efendimiz (asm) savaş için insanları teşvik etmiş ve getirilen malların miktarı -Hz. Ebu Bekir, Hz. Ömer, Hz. Osman’ın (Radıyallahu anhum) örneklerinde olduğu gibi- açıkça belirtilmiştir.
Mümin olarak birbirimize hüsnüzan etmeliyiz. Çok açık bir yanlış gördüğümüzde, o yanlışla ilgili olanlara bunu söylemeye veya söyletmeye çalışmalıyız. Gıybete giren şeylerden uzak durmak kendi menfaatimizedir.
Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet
BENZER SORULAR
- Peygamberimiz bir şey isteyeni boş çevirmez miydi?
- HENDEK SAVAŞI
- "Sizden biri dilenmeye devam ettiği takdirde yüzünde bir parça et kalmamış halde Allah'a kavuşur." hadisini açıklar mısınız?
- Dilencilere para vermek caiz mi? Muhtaç değillerse verdiğimiz sadakanın sevabı olur mu?
- TEBÜK GAZÂSI
- Su vermekteki fazileti bilseydiniz, susuzlara su vermek için yarışırdınız, anlamında bir hadis var mıdır?
- PEYGAMBER EFENDİMİZİN DÜNYAYA TEŞRİFLERİ SIRASINDA MEYDANA GELEN HÂRİKÂ HÂDİSELER NELERDİR?
- MÜNAFIKLARIN ORTAYA ÇIKMASI
- UHUD SAVAŞI-II
- HAYBER`İN FETHİ