Kalça kırığım için dua edersem iyileşir mi?

Tarih: 22.03.2024 - 14:53 | Güncelleme:

Soru Detayı

- Kemik kırığı dua ederek nasıl iyileşiyor?
- Oraya doktor müdahalede bulunmadan kendini nasıl toparlayabilir?
- Çoktan kırılmış bir kemik yerine nasıl geri gelecek?
- Enfeksiyon değil ki kolayca düzelsin. Kolu kopmuş biri dua ederse kolu yeniden çıkmaz.

Cevap

Değerli kardeşimiz,

Sadece kalça kemiği değil, hiçbir hastalık ne bir ilaç ne de bir dua ile mutlaka iyileşir diye bir kural yoktur.

“Rabbiniz buyuruyor ki: Bana dua edin icabet edeyim...” (Mümin, 40/60)

mealindeki ayette Allah’ın kullarından dua istemelerini istediği, fakat buna karşılık da mutlaka kabul etmeyi değil, icabet etmeyi söz verdiğine dikkat çekilmiştir.

Unutmamak gerekir ki, dua da namaz, oruç ve zekât gibi bir ibadettir.

Demek ki, beş vakit namazın vakitleri olduğu gibi, dua ibadetinin de vakitleri vardır. Bu vakitler, insanın sonsuz ilim, kudret, rahmet ve kudret sahibi Allah’tan bir şeyler dileme vakitleridir. Bu dilemenin halis bir ibadet, samimi bir kulluk olması için kişinin Allah’a yalvarmak zorunda olduğu hastalık, musibet gibi sıkıntı vakitleridir.

Bundan açıkça anlaşılıyor ki, örneğin Güneş tutulduğu zaman küsuf namazı ve duaların yapıldığı vakitler olduğu gibi, sıkıntıların olması da duaların yapıldığı vakitlerdir. Bilim adamlarının öncede açılacağı zamanını bildikleri Güneş'in tutulmasının namaz ve duası, elbette onun açılması için değildir. Bilakis Güneş'in, Ay'ın tutulması, yağmursuzluğun başlaması ile yapılan duaların yapıldığı zaman dilimleri, her şeyden önce Allah’ın sonsuz  kudretine, hikmetine, şefkat, merhamet ve azametine karşı insanlığını, varlığını, acizliğini, Allah’a olan ihtiyaçlarını hissetmek ve her an, her zaman onun maddi-manevi nimetlerine mukabil şükretmek manasını ifade eden kulluğunu yerine getirmesidir. 

Şu hâlde, kalçası kırılan kişi, acizliğini, zayıflığını ve ihtiyaçlarını hissederek Allah’a dua eder, ama kalçam neden iyi olmadı demez, diyemez. Zaten şifayı ve bunun bütün vesilelerini de Allah’ın verdiğini bilerek çözüm aramak da ibadettir. Dil ile yapılan dua oludğu gibi, kalp ile beden ile de yapılan dualar vardır. Sebepleri de sonuçları yaratanın Allah olduğunu bilerek, sebeplere ve vesilelere de uymak duadır, ibadettir.

Eğer sorunun hedefinde, kemik kırıklığının bilimsel olarak nasıl iyileşeceğine dair ise, bunun cevabı basittir. Bir müminin anladığı şudur:

Hiçbir bhastalık Allah’ın iradesi olmadan iyileşmez. Hz. İbrahim’in dediği gibi “Hastalandığım zaman bana şifa veren Allah’tır.” mealindeki ayet bizim senedimizdir.

Özetle, dua ibadettir, ibadet ise yalnız Allah için yapılır. Siz dilinizle, kalbinizle ve bütün meşru yolara uyarak duanızı yapın, şifayı Allah’tan bekleyelim ve duaya devam edelim.

Bu konunun özetini asrın müceddidi Bediüzzaman Hazretlerinden dinleyelim:

"Bazı dualar icabete iktiran etmez, diye iddiada bulunma. Çünkü dua bir ibadettir. İbadetin semeresi ahirette görünür. Dünyevî maksatlar ise, namaz vakitleri gibi, dualar ibadeti için birer vakittirler. Duaların semeresi değillerdir. Mesela: Şemsin tutulması küsuf namazına, yağmursuzluk yağmur namazına birer vakittir."

"Ve keza zalimlerin tasallutu ve belaların nüzulü, bazı hususi dualara vakittir. Bu vakitler bâki kaldıkça, o namazlar, o dualar yapılır. Eğer bu vakitlerde dünyevî maksatlar hasıl olursa, zaten nurun alâ nur. Ve illâ, icabet duaya iktiran etmedi, diyemezsin. Ancak, henüz vakit inkıza etmemiş, duaya devam lazımdır, diyebilirsin. Çünkü o maksatlar duaların mukaddemesidir, neticesi değillerdir. Cenab-ı Hakk'ın duaların icabetine vaad etmesi ise, icabet ayn-ı kabul değildir. Yani, icabet kabulü istilzam etmez. Duaya herhâlde cevab verilir. Cevabsız bırakılmaz. Matluba olan is'af ise, Mücîbin hikmetine tâbidir. Meselâ: Doktoru çağırdığın zaman, herhalde: 'Ne istersin?' diye cevab verir. Fakat: 'Bu yemeği veya bu ilâcı bana ver.' dediğin vakit, bazen verir, bazen hastalığına, mizacına mülayim olmadığından vermez." (Mesnevi-i Nuriye, Onuncu Risale, s. 225).

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Yazar:
Sorularla İslamiyet
Kategori:
Okunma sayısı : 83
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun