İslam hukukuna göre, eşinden ayırlan bir annenin, çocuğun doğumundan itibaren sorumlu olduğu görev ve vazifeleri nelerdir; anne çocuğuna kaç yaşına kadar bakmak zorundadır?
Değerli kardeşimiz,
Çocuk bakımı, akıl-baliğ olup rüşt çağına gelinceye kadar devam eder. Bu çağda çocuğa bakmak, maddî ihtiyaçlarını yerine getirmek yanında dinî, ahlakî terbiye vermek, ilim öğretmek / okula göndermek anne-babanın görevidir. Yörelere / örfe göre babanın görevi, annenin görevi farklılık arz edebilir. Ancak, ayrılan eşlerden annenin -çocuğa bakma- hakkı önceliklidir. O istediği takdirde çocukluk süresince bu hakkı kimse ondan alamaz. Tabii ki annenin de çocuğa bakacak ehliyette olması gerekir. Aklı olmayan, hasta olan, bakamayacak kadar yaşlı olan, ahlakî emniyetini kaybeden veya evlenen bir anne, bu hakkını kaybeder.(bk. el-Fıkhu’l-İslamî, 7/720-727).
Hanefi hukukçularına göre, bir anne çocuğunu emzirmeye dinen mecburdur, ancak hukuken mecbur değildir. Hanefiler dışındaki diğer mezhep hukukçularına göre ise, bir anne hem dinen hem hukuken çocuğunu emzirmek zorundadır.
Anne emzirme için evlilik devam ederken veya boşanma iddeti beklerken herhangi bir ücret isteyemez. Çünkü bu dönemlerde nafakası esasen kocaya yani çocuğun babasına aittir. Fakat boşanma iddeti biten veya ölüm iddeti bekleyen kadın, emzirme için çocuğun babasından veya bizzat çocuktan yahut çocuğun nafakasından sorumlu olanlardan ücret talep edebilir.(bk. TDV İlmihali, 2/244-245).
Emzirme süresi iki yıldır. Bu şu anlama gelir ki, anne emzirme için bir ücret alıyorsa ilk iki yıl için ücret isteyebilir, ondan sonrası için ücret isteyemez. Süt yoluyla kurulan hısımlık da çocuğun ilk iki yaş içinde süt emmesi durumunda meydana gelir.
Hanefî hukukçularına göre, çocuğun bakım ve terbiyesi, temyiz yaşına kadar devam eder. Çocuğun bakım ve gözetime muhtaç olduğu yaş, kız ve erkeklerde farklıdır. Genellikle bu yaşın nihai sınırı kızlarda dokuz-on bir; erkeklerde yedi-dokuz olarak belirlenmiştir.(bk. el-Fıkhu’l-İslamî, 7/742-43; TDV İlmihali).
Bu yaşlara kadar çocuk annesinin veya annesi yerini tutan bir akrabasının yanında, bu yaştan sonra da, kural olarak babasının yanında kalır. Çocuğun menfaat ve emniyeti gerektirdiği takdirde hâkim tarafından anne veya bir başka yakının yanına verilmesi de mümkündür. Hâdine / bakıcı, çocuğun annesi değilse bakım ve gözetim için ücrete hak kazanır. Bu ücret çocuğun bir mal varlığı varsa ondan ödenir, yoksa hukuken nafakası kime aitse onun tarafından karşılanır. Şafiî hukukçuları da buna benzer bir görüşe sahiptirler.(bk. el-Fıkhu’l-İslamî, 7/742-43; TDV İlmihali) .
Bir anne eşiyle beraber iken veya boşanıp da iddet süresi bitmemişse, ne tek başına ne de çocuğuyla birlikte -çocuğun babasının bulunduğu yerden- ayrılması caiz değildir. İddet süresi bitmiş olan annenin ise -çocuğun bakımını üstelenmiş başka bir yakınının bulunması halinde- tek başına başka bir yere gidebilir. Fakat çocukla birlikte çocuğun babasının bulunduğu yerden ayrılıp başka bir yere gidemez. Çünkü bu durum babanın çocuğu görmesine engeldir(bk. el-Fıkhu’l-İslamî, 7/737).
İlave bilgiler için tıklayınız:
- Çocuğun Anne Baba üzerindeki hakları nelerdir?
- Resmi kanunların, boşanan kadına tanıdığı nafaka hakkını, kadının alması helal midir? ...
Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet
BENZER SORULAR
- İslam'da süt parası nedir?
- Kadın, neden çocuğunu emzirmek zorunda değil?
- Sakat doğacak çocuk kürtajla alınır mı?
- ANNENİN ÇOCUĞUNU EMZİRME ZORUNLULUĞU
- Boşanmalarda çocukların velayeti dinen kime aittir?
- Bir kimse, falanca ölünce kurban keseceğim, derse adak kurbanı kesmesi gerekir mi?
- Bir kimse, falanca ölünce kurban keseceğim, derse adak kurbanı kesmesi gerekir mi?
- Oruçlu iken hastaya trombosit vermek, orucu bozar mı?
- Dağda, çölde, bayırda çalıştığımızda, cuma namazından ne kadar sorumluyuz?
- Mütedeyyin / dindar bir doktor, anne karnındaki çocuğun sakat olarak doğacağını söylerse, kürtaj ile çocuğu aldırmak caiz midir?