İkiyüzlü insanlar kimlerdir?

Tarih: 09.07.2021 - 16:37 | Güncelleme:

Soru Detayı

- Bu hadisteki ikiyüzlü insanlar, münafıklar mı, yoksa ikiyüzlü Müslüman veya kafirler de dahil midir?
“İnsanların en fenası, birine ayrı, diğerine de ayrı görünen iki yüzlü insanlardır.” (Buhâri, Ahkam, 27)
“Kıyamet gününde, Allah nazarında en kötü olanlardan bir kısmını da iki yüzlülerin teşkil ettiğini göreceksiniz. Bunlar bazılarına bir yüzle, diğer bazılarına da başka bir yüzle giden insanlardır.” (Buhari, Edeb 52, Müslim, Fedail 199, Muvatta, Kelam 21, Tirmizi, Birr 78, Ebu Davud, Edeb 39)

Cevap

Değerli kardeşimiz,

Hadislerde zikredilen ikiyüzlü kimseler gerçek kafir olan münafıklardır.

Bilindiği üzere, “ikiyüzlü” kavramının iki yönü vardır:

Birincisi: Gerçek ikiyüzlü kimseler. Bunlar Kur'an’da “münafık” olarak nitelendirilmiştir. Yani, bunlar görünürde müminler gibi yaşamaya çalışırken, gerçekte kalplerinde zerre miktar iman bulunmayan kimselerdir. Bunlar ikiyüzlü olmayan kafirlerden çok daha kötü ve çok daha zararlıdır.

Bu sebeple, ayette “Şüphesiz, münafıklar ateşin / cehennemin en aşağı / en alt tabakasındadırlar; artık onlara asla bir yardımcı bulamazsın.” (Nisa, 4/145) ifadesine yer verilmiştir.

İkincisi: Müslüman oldukları halde, -imanları sağlam olmasına rağmen- münafıkların bazı vasıflarını taşıyan tabir caiz ise “mecazi münafıklar”dır. Yani iman noktasında ikiyüzlü olmadıkları halde, yine de bazı söz ve fiillerinde ikiyüzlülük yapan kimselerdir. Bunlara halk arasında “münafık” unvanı verilse de bunlar gerçekten münafık değildir, iman yönünden değil amel yönünden münafık denilir.

Bu nedenle, eğer bu mümin olan ama amel bakımından ikiyüzlü olan kimselere gerçek münafık olan kâfir manasında kullanılırsa, bu dini bir risk taşır. Yok eğer amel bakımından “ikiyüzlü” anlamında kullanılırsa, bir sakıncası olmamakla beraber, yine de “münafık” unvanıyla onları isimlendirmek doğru değildir.

Hadis-i şerifte münafıkların alametleri şöyle açıklanmıştır:

“Münafığın alâmeti üçtür: Konuştuğu zaman yalan söyler, vadettiğinde vaadinden döner, kendisine bir şey emanet edildiğinde emanete hıyanet eder." (Tirmîzî, İman, 14)

Unutmamak lazımdır ki, alametler kötü de olsa sahibi tamamen kötü olmaz. Bunun tam aksi de geçerlidir. Mesela: Bir kafir, imanın alameti olan doğruluğu esas alsa da bununla mümin olmadığı gibi, bir mümin de küfrün alameti olan yalan söylerse, bununla kafir olmaz. 

Hülasa: Bediüzzaman Hazretlerinin ifade ettiği gibi, “Her bir Müslümanın her bir sıfatı Müslüman olması lazım olmadığı gibi, her bir kâfirin dahi bütün sıfat ve sanatları kafir olmak lazım gelmez.” (Münazarat, s. 32)

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Yazar:
Sorularla İslamiyet
Kategori:
Okunma sayısı : 5.000+
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun