İkindi namazının öncesini değerlendirmenin sevabıyla ilgili hadis var mı?

Tarih: 14.10.2014 - 09:36 | Güncelleme:

Soru Detayı

- Sabah ve ikindideki meleklerin nöbet değişimi hakkındaki hadisleri düşündüğümüzde:
- Zaten sabah ve ikindi vakitlerinden bir saat sonrasını ihya etmenin önemli olacağına dair hadis var, bunu biliyoruz.. Ve sabahın öncesindeki vakit olan seherin önemi de malum..
- Ama bunun yanında ayrıca bir de ikindinin yarım saat bir saat öncesini de geçirmekte mühim bir sır olabilir mi, doğrudan bununla ilgili bir hadis göremesek de?
- Çünkü ikindinin evveli de sabah defterinin sonu oluyor.. Defterlerin başları ve sonlarının temiz geçmesiyle ilgili hadis var malumunuz..
- Bir de ikinci bir sorum, meleklerin dahi muttali olamayacağı, sadece Allah ın bilebileceği salih amellerimiz olabiliyor mu; bununla ilgili ayetler hadisler sözler var mı?

Cevap

Değerli kardeşimiz,

- Seher vaktini, sabana namazından “öncesi” ile irtibatlandırmak pek isabetli değildir. Çünkü seher vakti geceye dahildir. İmam Gazali, “vakitlerin şerefinin oradaki hallerin durumuyla ilgili olduğunu” belirttikten sonra, seher vaktindeki zikir ve duanın ehemmiyetini o vakitteki kalbin saf, dünya işleriyle meşgul olmaktan muaf  ve tam bir ihlasa sahip bir konumda olmasıyla açıklar. Bu hal ise gecenin safvet ve duruluğuna bağlı olarak ortaya çıkar. Seher vakti gece saatlerinden sayılır. (bk. İhya, 1/304, 347)

- İkindi namazından önce zikir ve duanın yapılmasına dair bir bilgiye rastlayamadık. Fakat ikindi namazından sonra zikir ve duanın yapılmasına dair bazı bilgiler vardır. İmam Gazali’ye göre, perşembe günü ikindi namazından sonra zikir ve duaya bir vakit ayırmak önemlidir. Çünkü bu vakit cuma gününde var olan “saat-i icabe” ile (bu vakitten itibaren geçerli olabilir diye) karşılaştırılmıştır. (İhya,1/180)

- Keza Gazali’ye göre, ilim meclislerinin sabah erken veya ikindiden sonra icra-yı faaliyet etmeleri önemlidir. (İhya,1/185)

- Salih amellerden orucun sevabını meleklerin de bilmediği anlaşılmaktadır.

Bir hadis-i kudside Peygamberimiz (asm) Allah’ın şöyle buyurduğu  belirtmiştir:

“İnsanoğlunun bütün amelleri onun içindir, ancak oruç benim içindir ve onun ücretini ben veririm.” (Müslim, Sıyam,161)

Orucun bu ayrıcalıklı konumu şöyle açıklanmıştır:

a) İnsanlık tarihi boyunca -sureten de olsa- namaz, secde, sadaka, zikir  gibi ibadetler başka batıl mabutlar için de söz konusu olduğu halde, oruç hiçbir zaman Allah’an başkası için tutulmamıştır.

b) Namaz, hac. cihad, sadaka gibi ibadetlerde riya girebildiği halde, oruca asla riya girmez.

c) Diğer ibadetlerde nefsin bir lezzeti, bir hazzı olabildiği halde, oruçta nefsin böyle bir hazzı yoktur.

d) Oruç tutmak Allah’ın yemekten müstağni olan (Samed) vasfına benzerlik gösterdiği için ona böyle bir imtiyaz payesi verilmiştir.

e) İbadetlerdeki ücretlerin bazılarının belli olması, sanki bunların dışında Allah’ın özel olarak bildiği başka bir ücret şekli yokmuş gibi bir düşünce oluşmuştur.

Bu düşüncenin yanlışlığına ve Allah’tan başka hiç bir varlığın bilmediği bazı sevapların olduğuna işaret etmek üzere orucun bu konumuna vurgu yapılmıştır. (bk. Nevevi, Şerhu sahihi Müslim,8/29)

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun