İhlas sahibi bir kişinin cennet ve cehennem ile ilişkisi nasıl olmalı?
- Cenneti heves etmek, cehennemden korkmak, ibadetlerden sevap beklemek ihlasa zarar verir mi?
- Üstad Bediüzzaman, ibadet yaparak ahiretin için çalışmış olursun diyor. Ama bir hadiste ise Peygamberimiz (asm) "Cennete ibadetleriniz ile değil Allah’ın lütfu ile gidersiniz." diyor.
- Bu konudan ne anlamalıyız?
Değerli kardeşimiz,
Ahiretle alakalı karşılık beklemek, cehennemden korkmak, cenneti istemek, ihlasa aykırı değildir. Tabii ki ihlasın dereceleri vardır. Ahass-ı havassa mahsus olan bir ihlası normal halk kesiminden istenilmez.
Zaten kimse, örneğin namaz kılarken “Allah’ım! Ben sana namaz kılıyorum, buna mukabil senden cennet istiyorum.” demez.
Bununla beraber, namaz kılma anından önce, namazın cehennemden koruyacağını cennete gitmeye vesile olacağını düşünmekte bir beis yoktur. Çünkü Kur'an’da yapılan salih amellerin karşılığı uhrevi mükafat olduğu, buna mukabil işlenen suçlardan ötürü azabın olacağı defalarca vurgulanmıştır.
Bediüzzaman Hazretlerinin dediği husus, ayetlerde zikredilen hususlardır. Bu konuda yalnız “ASR” suresini düşünmek bile yeterlidir.
Şu noktayı unutmamak gerekir ki, Kur'an’da ve birçok hadiste uhrevi mükafat veya cezadan söz edilirken, bunların sevap veya günahın karşılığı olarak zikredilmesi, “vesilelik” bakımından bir değerlendirmedir.
Sorudaki hadiste yer alan “Hiç kimse ameliyle cennete giremez...” ifadesi ise vesileliğin ötesinde bir hakikattir. O da Allah gerçek anlamda kullarının hesabını görürse hiç kimse cenneti hak edemez demektir.
Bediüzzan Hazretlerinin şu ifadeleri, bu hadis-i şerifin bir nevi açıklamasıdır:
“İbadet ve duanın sebebi ve neticesi, emir ve rıza-i İlahîdir; faidesi, uhrevîdir.” (Emirdağ Lahikası-I, s. 32 )
“Ey nefis! Ubudiyet, mukaddeme-i mükâfat-ı lâhika değil, belki netice-i nimet-i sabıkadır (İbadet etmek ve kulluğu yerine getirmek, cenneti elde etmek veya cehennemden kurtulmak gibi gelecekte verilecek bir mükâfatın mukaddimesi değildir. Bilakis, daha önce bize verilmiş nimetlerin bir neticesidir). Evet, biz ücretimizi almışız. Ona göre hizmetle ve ubudiyetle muvazzafız.” (bk. Sözler, Yirmi Dördüncü Söz, s. 360)
Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet
BENZER SORULAR
- Ramazan Ayı Ahiret Mevsimi
- İbadetlerde yalnızca Allah rızasını nasıl gözetiriz?
- "İbadetin ruhu, ihlâstır." Bu ifadeden, ihlassız amelin hiçbir önemi olmadığı sonucuna ulaşabilir miyiz? Yani şunu diyebilir miyiz; cennete gitmek için iyilik yapanlar cennete gidemez, Allah rızası için iyilik yapanlar gidebilir?
- "Eğer hayat-ı uhreviyeyi gaye-i maksat yapsan ve şu hayatı dahi ona vesile ve mezraa etsen..." Hayat-ı uhreviyeye çalışmaktan kasıt Allah’ın rızasını elde etme, cenneti kazanma veya cehennemden kurtulmak mıdır?
- "Milletimizin imanını selamette görürsem cehennemin alevleri içinde yanmaya razıyım..." ifadesini tenkit edenlere ne cevap verebiliriz? Allah'tan korkmak cehennemden korkmak değil mi? Üstad sekir halinde söylemiş olabilir mi?
- "Şimdiki nâr-ı teessüfle muhterik bir ruh olsun, onların bedduasıyla cehennemde yansın; o teessüf ateşini içinden çıkarmakla vicdan, maksattan bir firdevs tazammun ettiği gibi, hayal dahi emelden bir cenneti teşkil edecektir." cümlesini izah eder misiniz?
- "Rabbînin huzurundan korkan kimse için iki cennet vardır..." (Rahman, 39/46 ve 62) ayetlerini açıklar mısınız?
- Enfal Suresi 2. ayette, kalpleri titrer heyecanlanır, deniliyor. Titreme nasıl olur belirtileri nelerdir?
- Cehennemden en son çıkacak kişiyle ilgili hadisler arasındaki farklılığın sebebi nedir?
- "Cennet ibadetlerin karşılığı değildir, cennet imanın armağanıdır." mealinde bir hadis-i şerif var mıdır?