Hz. Süleyman, nesilleri etkileyen bir duayı neden etmiştir?

“Ey Rabbim! Beni bağışla. Bana, benden sonra hiç kimsenin sahip olamayacağı bir mülk¹ bağışla. Kuşkusuz ki Sen, bol bol bağışlayıcısın.” Hz. Süleyman böyle dua ederek kendinden sonraki nesillerin neden kendisinden daha zengin olmasını istememiş. Çok büyük bir mülk isterken kendinden sonraki nesillerin bir daha asla ulaşamayacağı bir zenginliği isteyerek gelecek nesilleri etkileyen bir duayı neden etmiştir? Böyle bir duayı etmesi neden diğer insanların ondan zengin olmasını engeller ki? Hz. Süleyman’ın böyle bir dua etmesindeki hikmet nedir?

Değerli kardeşimiz,

Hz. Süleyman (aleyhisselam), Allah’a şöyle dua etmiştir:

“Ey Rabbim! Beni bağışla. Bana, benden sonra hiç kimsenin sahip olamayacağı bir mülk ver. Kuşkusuz ki Sen, bol bol bağışlayıcısın.”

Bu dua, onun kendinden sonraki nesillerin neden kendisinden daha zengin olmasını istemediğini ve böyle bir arzuyu dile getirdiğini anlamak açısından önemlidir. Yani Hz. Süleyman, büyük bir hükümranlık ve saltanat talep ederken, kendisinden sonra kimsenin ulaşamayacağı bir gücü istemiştir.

Peki, böyle bir dua diğer insanların ondan zengin olmasını engeller mi ve bunun hikmeti nedir?

Kuran-ı Kerim’de bu dua ve sonucuyla ilgili ayetler şöyledir:

“Süleyman: ‘Rabbim! Beni bağışla, bana benden sonra kimsenin ulaşamayacağı bir hükümranlık ver; Sen şüphesiz daima bağışlayan bir zatsın’ dedi. Bunun üzerine biz de rüzgârı onun hizmetine verdik; rüzgâr onun emriyle istediği yere tatlı tatlı eserdi. Binalar kuran, dalgıçlık yapan şeytanları da emrine boyun eğdirdik. Ayrıca demir zincirlerle birbirine bağlanmış nice yaratıkları da… ‘Bu nimetler sana bizim armağanımızdır. İstersen başkalarına verebilirsin, istersen elinde tutarsın; her iki durumda da sana hesap sorulmayacak!’ Doğrusu onun yanımızda bir yakınlığı, değeri ve güzel bir geleceği vardır.” (Sad, 35-40)

Buradan birkaç önemli nokta çıkar:

1. Duanın kabulünün hikmeti

Hz. Süleyman’ın kendisinden sonra kimsenin ulaşamayacağı bir hükümranlık istemesi, onun peygamberliğinin bir mucizesi olarak anlaşılmalıdır. Bu, onun şeytana uymuş bir sihirbaz değil, Allah’ın hak bir elçisi olduğunu göstermektedir. Duasının aynen kabul edilmesi, onun ilahi desteğe sahip olduğunu ve mucizevî bir nübüvvet mührü taşıdığını ortaya koyar.

2. Rüzgar, cin ve şeytanların hizmeti

Ayette belirtildiği gibi, rüzgârın, binalar kuran ve dalgıçlık yapan cinlerin onun emrine boyun eğmesi, ihbar-ı gaybi ve mucize yönüyle değerlendirilir. Hz. Süleyman’ın gücünü, Allah’ın izni ve mucizesi dışında hiçbir insan ya da varlığın elde edemeyeceği şekilde kullanması, muarızların “şeytanın yardımıyla bu gücü elde etti” iddialarını çürütmüştür (Bakara, 102)

3. Hz. Süleyman’dan sonra eşsiz bir saltanatın olmaması

Hz. Süleyman’dan sonra kimseye rüzgarın bu şekilde musahhar olmaması, cinlerin ve şeytanların hizmet etmemesi, aynı zamanda ilahi mucizeyi ve geçmişle geleceği gören Allah’ın kudretini gösterir. Yaklaşık 15 asır geçmesine rağmen böyle bir saltanatın hiç kimseye nasip olmaması, Kuran’ın bu gaybî haber yönünü teyit eder.

4. Hikmet ve teselli

Bu olay, Hz. Süleyman’ın nübüvvet mührü ve eşsiz iktidarının bir göstergesidir. Aynı zamanda, Hz. Muhammed’in (asm) peygamberliğini tasdik eden bir hakikat olarak da değerlendirilir. Böylece inananlar için bir teselli ve ilahi kudretin tezahürünü görme imkanı sunar.

Özetle:

- Hz. Süleyman’ın dua ederek “kendinden sonra kimsenin ulaşamayacağı bir mülk” istemesi, onun nübüvvetinin ve mucizesinin bir göstergesidir.

- Bu dua, onun Allah’tan aldığı eşsiz iktidar ve hükümranlığı açıklamakta ve diğer insanların ondan sonra aynı güce ulaşamayacağını ortaya koymaktadır.

- Duanın kabulü, rüzgârın, cinlerin ve şeytanların emrine verilmesiyle gerçekleşmiş; bu da onun mucizevî peygamberliğini teyit etmiştir.

- Hikmet, hem bireysel olarak Hz. Süleyman’a ait bir mucize hem de ahirete ve peygamberliğe dair evrensel bir mesaj taşır.

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet