Hz. Peygamber tefeciliğe izin mi verdi?

Tarih: 07.10.2024 - 08:29 | Güncelleme:

Soru Detayı

- Sakif kabilesiyle ilgili bir problem var, güya onlara tefecilik gibi bazı konularda ayrıcalık verildiği söyleniyor. Peygamberimiz Sakiflilere faiz gibi bazı konularda taviz mi verdi?
- Bu konunun aslı nedir?

Cevap

Değerli kardeşimiz,

Sakifliler, böyle bir istekte bulunmuşlar, ancak Hz. Peygamber (asm) Efendimiz buna izin vermemiştir.

Sakif kabilesinin Hicri 9. yılda Resulullah’ın (asm) yanına bir heyetle gelmesi birçok siyer kaynağında ayrı başlıkta ele alınmıştır. Siyerde başvuru kaynağı sayılan Vakıdî,[1] İbn Hişam[2], İbn Hazm[3] gibi müellifler kitaplarında Sakif kabilesinin:

1. İslam’a girmek üzere Resulullah’la (asm) girdikleri en yoğun pazarlığın Lat (diğer ismiyle Tağiye) putunun yıktırılmaması hususundadır. Bunun için önce 3 yıl sonra 1 yıl sonra da 1 ay müsaade istemişler fakat Resulullah (asm) bu isteklerin hiçbirisinde taviz vermemiştir. Sadece putun yıktırılması işini kendilerine değil de Resulullah’ın (asm) görevlendireceği kişiler (Ebu Süfyan b. Harp, Muğire b. Şube) tarafından gerçekleştirilmesi isteğine razı olmuşlardır.

2. Namazdan muaf tutulmak istenmişler, bu hususta da Resulullah (asm) taviz vermemiştir.

3. Sakîf heyeti Medine’ye Ramazan ayının ortasında gelmişti, bu yüzden orucu da ertelemek istemişlerdi. Resulullah (asm) bu hususta da taviz vermedi. Hatta Hz. Bilal’e onların sahur ve iftar işleriyle ilgilenme vazifesi verdi.

Bu saydığımız hususlar yine bahsettiğimiz ilk dönem siyer kaynaklarında ve ayrıca Taberi[4] ve İbnu'l-Esîr’de[5] geçen metindir.

Bütün bu eserlerde Resulullah’ın (asm) bu heyete herhangi bir taviz verdiğine dair bir bilgi söz konusu değildir. Yalnız Ebu Davud'da bu konuyla ilgili iki rivayete yer verilir. Bunlar da Sakiflilerin Cihad ve Zekattan geçici bir süre muaf tutulmalarıyla ilgili rivayetlerdir. Yine Ebu Davud’da bile faizden muaf tutulmaları ile ilgili herhangi bir bilgi bulunmamaktadır.

Ayrıca Belazuri, Ensabu’l-Eşraf[6] adlı eserinde Resulullah (asm)’ın daha hayattayken kabilelere gönderdiği zekat memurları arasında Benî Sakif’e gönderilen memurların ismine de yer verir. O hâlde bu bilgiden zekattan muaf tutulmadıkları sonucu çıkar. 

Diğer taraftan, Resulullah’ın (asm) irtihalinden hemen sonra Ridde olaylarında Sakif kabilesinin cihada katılıp hayati roller üstlendikleri bilinen bir husustur. O hâlde cihattan nasıl muaf oldular? (Ridde olaylari H. 11. Yıl)

Bütün bu bilgilerin yanı sıra Vakidi’de bu hususla ilgili daha ilginç bir rivayet söz konusudur:

 Sakif heyeti, Taif’e dönünce Müslüman olduklarını ve Resulullah (asm) ile anlaştıklarını kabilelerinin tepkisinden çekindikleri için bir müddet gizleme kararı aldılar. Hatta kendi aralarında “Biz zina, içki ve faizin yasaklandığını ve Latı yıkma kararını kavmimize nasıl açıklarız?” diye bir süre Resulullahla anlaşmalarını gizli tuttular. Yine onlar kendi aralarında kavimlerine Müslümanların gücünden bahsederek onları Resulullahla anlaşmaya mecbur kalmalarını sağlamak istemişlerdi. Taif’e geldiklerinde Peygamberimizin (asm) kendilerine zina, içki, faiz ve Lat’ı yıkma şartları dayattığını, kendilerinin de bunu kabul etmedikleri yalanını söylediler. Hatta rivayette bu hususta bir süre Müslüman olmamış, anlaşmayı kabul etmemiş gibi davranmaları konusunda güya bizzat Resulullah’tan izin almışlardı.

Rivayetin devamında, kısa bir süre sonra Allah’ın Taiflilerin kalbine Müslüman kuvvetlerinin korkusunu ve İslam’a ısınmalarını nasip etti. Bunun üzerine Taifliler, Sakif heyetine gelip Resulullah’ın istediği bütün şartları kabul etmelerini söylediler. Onlar da bunun üzerine zaten Müslüman olduklarını ve Resulullah’ın bütün şartlarını kabul ettiklerini söylediler. Bu durumu sadece kalbimiz ısınana kadar sizden gizledik dediler.[7]

İşte Vakıdi’nin bu rivayeti de faiz ve diğer konularda Resulullah’ın Sakiflilere herhangi bir muafiyet ve ayrıcalık tanımadığını açıkça ortaya koymaktadır.

Dipnotlar:

[1] Vâkıdî, Muhammed b. Ömer b. Vâkıd (207/822), Kitâbu‟l‐Meğâzî I‐III. Tahkik Marsden Jones. (Beyrut: Müessesetü‟l‐E‟lemi li‟l‐Metbûât, 1979), c. 3, s. 964.
[2] Ġbn HiĢâm, Ebû Muhammed Abdulmelik b. Eyyûb el-Hımyerî (218/833), es-Sîretu‟nNebeviyye. (thk: Mustafa Sakkâ-Ġbrahim el-Ebyârî-Abdulhafîz ġĠblî, Dâru Ġbn Kesîr, Beyrut 1426/2005), c. 2, s. 539.
[3] Ġbn Hazm, Ebû Muhammed Ali b. Ahmed b. Saîd b. Hazm el-Endelusî (456/1064), Cevâmiu‟s-Sîre, (thk: Ġhsân Abbâs, Dâru‟l-Meârif, Mısır 1900), s. 203.
[4] Taberî, Ebû Ca‟fer Muhammed b. Cerîr (310/922), Târîhu‟t Taberî ‒Târîhu‟l-Ümem ve‟lMülûk‒, I-X, thk: Muhammed Ebu‟l-Fazl Ġbrahim, Dâru Ġhyâi‟t-Turâsi‟l-Arabî, Beyrut 1429/2008), c. 3, s. 96.
[5] İbnu’l-Esîr, Ebü’l-Hasen İzzüddîn Alî b. Muhammed b. Muhammed eş-Şeybânî el-Cezerî (630/ 1233), el-Kâmil fi’t-Târîh. (Thk. Ömer Abdusselâm Tedmürî. 10 cilt. Beyrut: Dâru’l-Kitâbi’l-Arabî, 1417/1994), c. 2, s. 150.
[6] el-Belâzurî, Ebu’l-Abbâs Ahmed b. Yahyâ (279/892), Ensâbu’l-Eşrâf. (Thk. Suheyl Zekkâr ve Riyâd ez-Zirikli. Beyrut: Dâru’l-Fikr, 1417/1996), c. 2, s. 191.
[7] Vâkıdî, Muhammed b. Ömer b. Vâkıd (207/822), Kitâbu‟l‐Meğâzî I‐III. Tahkik Marsden Jones. (Beyrut: Müessesetü‟l‐E‟lemi li‟l‐Metbûât, 1979), c. 3, s. 964-968.

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Yazar:
Sorularla İslamiyet
Kategori:
Okunma sayısı : 100+
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun