Hz. İbrahim’in yüz yaşına kadar isminin "Avram" olduğu söyleniyor. Buna göre ayetlerde ona "İbrahim" denilmesi bir hata değil midir?

Tarih: 16.07.2011 - 01:10 | Güncelleme:

Cevap

Değerli kardeşimiz,

Hz. İbrahim’in isminin, daha önceki kitaplarda Ebrahem, Ebram ve benzeri şekillerde olduğu bilinmektedir.

Ancak, Kur’an’ın İbranice, Süryanice ve benzeri yabancı kökenli isimleri, Arapça’ya uygun yeni bir formatla takdim ettiği bilinmektedir. Örneğin; Muses / Musaş ismini Musa; Yesu ismini İsa, Şelom ismini Süleyman olarak değiştirmiştir. Hz. İbrahim’in ismi de bu kuralın dışında değildir.(bk. Niyazi Beki. Kur’an’daki İsimlerin Esrarı)

Dolayısıyla Kur’an’da bir hata değil, hikmetli bir tasarruf söz konusudur.

Ayrıca bir insanın adı, önceden farklı olsa bile, en son hangi ad ile anılmışsa, kalan hayatında ve hayatından sonraki dönemlerde en son adıyla anılması hikmete daha uygundur. Bu açıdan İbrahim ismiyle Kur'an'da anılmasında ayrı bir hikmet söz konusudur.

Diğer taraftan, aynı şahıstan söz ederken hep aynı ismi kullanmak da ayır bir hikmet gereğidir. Dinleyenlerin aynı kişiden bahsedildiği konusunda bir şüpheye düşmemeleri gerekir. Böylece maksat ve hikmet yerine gelmiş olur. Zaten önemli olan ismin sahibidir. Buna işaret eden ve doğru anlamayı sağlayan isim tercih edilmiştir.

Bununla beraber, Avram, Ebrahem, Ebram ve benzeri şekillerde ifade edilen ismin, aslında İbrahim olma ihtimali de çok yüksektir. Nitekim İbrahim ismi ile Hz. İbrahim aleyhisselamın özellikleri arasında muhteşem bir benzerlik ve harika bir uyum vardır.

İslam alimlerinin bildirdiğine göre, İbrahim kelimesinin anlamı gerek Suryânîce’de ve gerekse Arapça’da aynı anlamda olup, “merhametli, yufka yürekli baba” mânâsına gelir. (bk. el-Kurtubi, II/96)

Süheylî gibi bazı müfessirlerin belirttiğine göre Süryanice ile Arapça dili İbrahim kelimesinde olduğu gibi pek çok yerde birbirine uyar.

Hz. İbrahim’in bu sözlük anlamını pekiştiren bir husus da onun bütün çocuklara merhametli bir baba şeklinde yaklaştığını ve hanımı Sare ile birlikte berzah aleminde kıyamete kadar ölüp oraya gelen çocuklarla ilgilenmekte olduğunu gösteren rivayetlerdir. (bk. el-Kurtubi, a.g.e.)

Ayrıca -Kur’an’da geçtiği üzere- kendisinden sonra gelen peygamberlerin de onun soyundan gelmiş olmaları, onun şefkatli baba unvanını pekiştirmektedir.

Bakara suresinin 124. ayetinde geçen ve Hz. İbrahim’in pederane şefkatini gösteren “Ve min zürreyeti”(benim soyumdan da insanlara önder yap) ifadesi bu anlama ışık tutmaktadır.

Ayetin meali şöyledir:

“Bir zamanlar Rabbi İbrahim'i bir takım kelimelerle sınamış, onları tam olarak yerine getirince; (Allah da ona): Ben seni insanlara önder yapacağım, demişti. (İbrahim ise), soyumdan da (önder yap) dedi. Allah ahdim zalimlere ermez, buyurdu.”

Bu ifadelerde İbrahim kelimesinin Eb-Rahim (merhametli bir baba) sözcüklerinden meydana geldiğini söyleyen görüşlerin doğruluğunu destekleyen ipuçlarına işaret edilmektedir. Neslinden olan peygamberler bunun şahitleridir.

Kitab-ı mukaddes'in tefsircileri de İbrahim kelimesinin “yüce baba, cumhurun babası” anlamında olduğunu söylemişlerdir. (bk. Tekvin, Bap 17/5, haşiye).

Allah dostu, şefkat dolu, pegamberlerin babası ve özellikle alemlere rahmet olarak gönderilen Hz. Muhammed (asm)’in merhametli Atası olan Hz. İbrahim (a.s)'in Kur’an’daki yerini gösteren şu tablo da Kur'an'ın i'cazı açısından görülmeye değer:

1. Adı İbrahim’dir. Yufka yürekli, merhamet dolu baba anlamına gelir. Bu manayı ifade etmek üzere Kur’an iki yerde onu Evvâh olarak vasıflandırmaktadır:

“Şüphesiz ki İbrahim çok şefkatli ve çok ağırbaşlı/yumuşak huylu (halim-selim) bir insandır." (Tevbe, 9/114)

 "Şüphesiz ki İbrahim çok ağırbaşlı, çok şefkatli ve içtenlikle Allah'a yönelen bir kimsedir.” (Hud, 11/75)

Elmalılı Hamdi’nın bildirdiğine göre, yukarıdaki ayetlerde geçen Evvâh kelimesine değişik anlamların verilmesine rağmen genelde hepsinin ortak özelliği yumuşak kalpli, merhametli bir insanı tarif etmesidir.

“Bundan dolayı son devir tefsir alimleri bunun yürek yufkalığından, merhamet ve şefkatten kinaye olduğunu söylemişlerdir.” (bk. Yazır, 4/415, I/405)

2. Kur’an’ın kendine has yazımında İbrahim kelimesinin ebced değeri, 258’dir. Arapçada, şefkatli, merhametli anlamına gelen Rahim kelimesinin ebced değeri de 258'dir.

3. Bu anlamı ifade eden Evvâh kelimesinin son olarak geçtiği ve İbrahim isminin de yer aldığı Hûd suresinin 75. âyeti, Kur'an'ın 1548. âyetidir ki, bu sayı, 6x258’dir.

4. Bütün Kur’an’da 258 numaralı âyet tek bir tane olup Bakara suresi’ndedir. Bu âyet, ebced değeri 258 olan İbrahim ismine tahsis edilmiştir. Üstelik bu isim adı geçen yerde üç defa tekrarlanmıştır:

“Allah kendisine mülk (hükümdarlık ve zenginlik) verdiği için şımararak Rabbi hakkında İbrahim ile tartışmaya gireni (Nemrud’u) görmedin mi! İşte o zaman İbrahim: Rabbim, hayat veren ve öldürendir, demişti. O da: Ben de hayat verir ve öldürürüm, demişti. İbrahim: Allah güneşi doğudan getirmektedir, haydi sen de onu batıdan getir, dedi. Bunun üzerine kâfir apışıp kaldı. Allah zalim kimseleri hidayete erdirmez.”

5. Kur’an’ın 258. sayfası, ebced değeri 258 olan İbrahim suresine aittir.

6. İbrahim Sûresinde İbrahim ismi sadece bir defa söz konusu yapılmış ve 258. sayfanın hemen karşısında yer almıştır.

Bunları da dikkate aldığımızda onun değişik isimleri olsa bile, Kur’an’da İbrahim ismiyle anılmasının ne kadar hikmetli olduğu daha iyi anlaşılacaktır.

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun