Güneşin yanmasının kaynağı cehennem midir?

Tarih: 26.03.2021 - 20:00 | Güncelleme:

Soru Detayı

​1) Küçük cehennem dünyanın altı(merkezi)nde ise küçük cehennem ile büyük cehennemin kavuşması nasıl olacak?
2) Cehennem dünyadan önce mi yaratıldı?
3) Dünyanın ısınıp soğuması cehennemin nefes almasıyla ilgili olması dünyanın güneş etrafında dönerken belli bölgelerin ışığı farklı açıyla alması ile dünyanın o ışık açısı değişen yerinin ısınıp soğuması ilkesine ters midir?
4) Güneşin yanmasının kaynağı cehennem midir? Şu anki bilim bir açıklama yapıyor bu İslâm'a ters midir?
5) Ay bir nur ise ayın nuru nur olmayan güneşten mi geliyor? Nur olmayan şey nasıl nur veriyor? Ay'ın ışığının güneşten gelmesi İslâm'a göre yanlış mıdır?

Cevap

Değerli kardeşimiz,

Cevap 1:

Cehennemin küçük ve büyük olarak taksimine Risale-i Nur'dan başka yerde rastlayamadık. Bu sebeple konuyu oradan paylaşacağız:

“Cehennem ikidir: Biri suğra, biri kübradır. İleride suğra, kübraya inkılab edeceği ve çekirdeği hükmünde olduğu gibi, ileride ondan bir menzil olur. (yani bu küçük cehennem asıl olan büyük cehennemin bir bölümü olarak yer alır)."

"Cehennem-i Suğra yerin altında, yani merkezindedir. Kürenin altı, merkezidir. İlm-i Tabakatü'l-Arz'ca malûmdur ki: Ekseriya her otuz üç metre hafriyatta, bir derece-i hararet tezayüd eder. Demek merkeze kadar nısf-ı kutr-u Arz, altı bin küsur kilometre olduğundan, iki yüz bin derece-i harareti câmi', yani iki yüz defa ateş-i dünyevîden şedid ve rivayet-i hadîse muvafık bir ateş bulunuyor." 

Cennet ve cehennemin şu anda bulunduğu yer konusunda senetleri zayıf kabul edilen bazı mevkuf ve merfu rivayetler vardır. Fakat sahih olduğu bildirilen bir rivayette Abdullah b. Selam şöyle demiştir:

“Cennet göklerdedir, cehennem ise yerdedir” (bk. Hâkim, h.no: 8698)

Bu hadisi Hâkim ile birlikte Zehebi de sahih kabul etmiştir.

İki cehennemin birleşmesi:

“Şu Cehennem-i Suğra, Cehennem-i Kübra'ya ait çok vezaifi, dünyada ve Âlem-i Berzah'ta görmüş ve ehadîslerle işaret edilmiştir. (kabir azabı şu küçük cehennemden ileri gelir).

Âlem-i Âhiret'te, Küre-i Arz nasıl ki sekenesini medar-ı senevîsindeki meydan-ı haşre döker; öyle de içindeki Cehennem-i Suğra'yı dahi Cehennem-i Kübra'ya emr-i İlahî ile teslim eder.

Kuran’da “Kötü insanların varacağı yer siccindir” (Muttafifîn, 83/7),  “iyi insanların varacağı yer illiyyîndir” (Muttafifîn, 83/18)

Âlimler siccinin yerin altı; illiyyînin göklerin üstü olduğunu bildirmişlerdir.

Cevap 2:

Müslim’de ve Sünen kitaplarında zikredilen uzun bir hadiste özetle yer alan “Allah cennet ve cehennemi yarattıktan sonra, Cebrail’e git cehennem ve cennete bak!” (Tirmizi, h.no: 2560) ifadesi, Meleklerin önceden yaratıldıklarını göstermektedir.

Meleklerin de kâinatın yaratılmasından sonra var edildiği bilinmektedir.

Buna göre denilebilir ki, cennet ve cehennem kâinattan sonra yaratılıştır.

Cevap 3:

Bizim anlayabildiğimiz kadarıyla bu iki sistem arasında bir çelişki yoktur. Zira, bu ısı ve soğukların asıl kaynağının cehennem olması, onun bir tezahürü olarak -dünyanın güneş etrafındaki dolanımından- ortaya çıkan hallere ters düşmez. Bu hususta da yine Risale-i Nur’dan cevap alabiliriz:

“Yaz'ın şiddet-i hararetine مِنْ فَيْحِ جَهَنَّمَ denilmiştir. Demek bu dünyevî küçücük ve sönük akıl gözüyle, o büyük cehennem görülmez. Fakat ism-i Hakîm'in nuruyla bakabiliriz. Şöyle ki:

"Arzın medar-ı senevîsi altında bulunan Cehennem-i Kübra, yerin merkezindeki Cehennem-i Suğra'yı güya tevkil ederek bazı vezaifini gördürmüş. Kadîr-i Zülcelal'in mülkü pek çok geniştir. Hikmet-i İlahiye nereyi göstermiş ise Cehennem-i Kübra oraya yerleşir....yıldızları, saltanat-ı rububiyetine nuranî şahidler yapmış; onunla saltanat-ı rububiyetini ve azamet-i kudretini göstermiş bir Zât-ı Zülcelal'in kemal-i hikmetinden ve azamet-i kudretinden ve saltanat-ı rububiyetinden uzak değildir ki, Cehennem-i Kübra'yı elektrik lâmbalarının fabrikasının kazanı hükmüne getirip âhirete bakan semanın yıldızlarını onunla iş'al etsin; hararet ve kuvvet versin. Yani, âlem-i nur olan Cennet'ten yıldızlara nur verip, Cehennem'den nâr ve hararet göndersin. Aynı halde o Cehennem'in bir kısmını ehl-i azaba mesken ve mahbes yapsın. Hem bir Fâtır-ı Hakîm ki; dağ gibi koca bir ağacı, tırnak gibi bir çekirdekte saklar. Elbette o Zât-ı Zülcelal'in kudret ve hikmetinden uzak değildir ki; Küre-i Arz'ın kalbindeki Cehennem-i Suğra çekirdeğinde Cehennem-i Kübra'yı saklasın.” (bk. Mektubat, s. 9-10)

Cevap 4:

Güneşin şu andaki yanması ile ilgili bilimsel yönden yapılan açıklamalar ne şekilde olurlarsa olsunlar, cehennemin kaynağı ile olan dinî açıklamalara ters düşmez.

Bir elektrik lambasının görülen ısı ve ışığının durumu ne şekilde tasvir edilirse edilsin, bu işin asıl kaynağı olan barajların ve elektrik şalterlerinin varlığını etkilemediği gibi, güneş ısısı ve ışığı kaynağının bilimsel açıklaması olan “Güneş büyük oranda hidrojenden oluşur. Çekirdekteki hidrojen atomları, basınç ve sıcaklığın etkisiyle tepkimeye girer. Dört hidrojen atomu çekirdeği birleştiğinde, bir helyum atomu çekirdeği ve bir miktar enerji ortaya çıkar. Ortaya çıkan bu enerji, Güneş'in yaydığı ısı enerjisidir.” veya “Güneş, enerjisini bünyesindeki hidrojeni helyuma dönüştürerek açığa çıkarmaktadır.” şeklindeki açıklamalar hem çok yüzeysel hem güneş enerjisinin gerçek kaynağını göstermekten uzak hem de akılsız, cansız, şuursuz, bir varlık olan güneşe bu görevi vermekle materyalist bir bakış açısına zemin hazırlayan bir ifade tarzıdır.

Cevap 5:

“Güneş'i bir ziya (ışık, ısı kaynağı), Ay'ı bir nur (ışık) kılan ve yılların sayısını ve hesabını bilmeniz için ona duraklar tespit eden O'dur..." (Yunus, 10/5) mealindeki ayette görüldüğü üzere, Kur'an’da güneş için “ziya”, Ay için “nur” sözcüğü kullanılmaktadır. Çünkü Arapçada “ziya” varlığı kendinden olan ışık için kullanılır. “Nur” ise varlığı, kendinden olmayıp dışarıdan alınan bir ışık için kullanılır.

Yaklaşık on beş asır önce nazil olan Kuran’da bu inceliğin nazara verilmesi, onun Allah’ın sonsuz ilminden gelen bir kelamullah olduğunu göstermektedir.

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Yazar:
Sorularla İslamiyet
Kategori:
Okunma sayısı : 1.000+
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun