Günah işlemek bu kadar kolay olmasına rağmen, neden vebali bu kadar ağır oluyor?
- İnsan konuşurken, bakarken, yerken, düşünürken vs her anında bir imtihan içinde ve çok kolay bir şekilde günah işleyebiliyor. Peki hiç zorlanmadan, engellere takılmadan ve arada takvadan başka (ki insanların çoğunda takva bulunmuyor) bir engelin olmadığı günahlara dalmak bu kadar kolay iken, karşılığının ateşte yanma olmasının hikmeti nedir?
Değerli kardeşimiz,
- Bunun ilk cevabı belki de şu olabilir: “Cennet ucuz değil, cehennem de lüzumsuz değildir.”
- İkincisi, insanlarda olumlu ve olumsuz değişik mekanizmalar vardır. Bunların varlığı imtihanın bir parçasıdır.
Nefis ve kötüye sevk eden dürtüler insanı hak yoldan çıkarmaya, Allah’a karşı isyan etmeye çağırırlar.
Akıl, kalb, vicdan ve ulvi bazı duygular da insanı hak yola, Allah’a itaat etmeye davet ediyorlar.
Bu savaşta kimi kötü dürtülerin kazanması demek, şeytanın askerlerinin zaferi manasına gelir. Bu ise o kimsenin dininde samimi olmadığı, Allah’a karşı gereken sevgi ve saygı göstermediği anlamına gelir.
İyi telkinlerde bulunan mekanizmaların kazanması ise, meleklerin ve melekî olan duyguların zaferi manasına gelir.
Netice itibariyle kazanlar, ihlas ve samimiyetlerinden ötürü kazanırlar. Kaybedenler ihlassız ve samimiyetsizliklerinden ötürü kaybederler.
Kur’an’da defalarca cennet yolunun “salihat”tan (salih amellerden) geçtiğini bildirmektedir. Salih amel cennete uygun iş manasına geldiği gibi, salih insan da cennete girmeye uygun kişi demektir.
Dünyadaki imtihanlarda önemli kriterler olduğuna göre, ebedi saadet diyarı olan cennet imtihanının da elbette önemli kriterleri olu.
- Bununla beraber, insanlarda “alışkanlık” kodu denilen psikolojik bir damar da vardır. Bu alışkanlık ilk zamanlarda biraz zor olur. Fakat daha sonra en zor bir alışkanlık da zevk vermeye başlar. Bilimsel deneylerle kanıtlanmış, insanların bu psikolojisi, dini imtihan konusunda, olumlu anlamda kazınılması gereken son derece önemli bir fırsattır.
Nitekim, şu bir gerçektir ki, uyuşturucu müptelası bir insan bu kötü alışkanlıktan lezzet aldığı gibi, tahkiki iman şuuruna sahip dikkatli bir mümin de Allah’ın emirlerini yerine getirme ve yasaklarından kaçınma hususunda tam bir alışkanlık kazandığı için bunlardan lezzet alır. Namaz kılmayan bir insanın orucunu her zaman tutması bu alışkanlığın bir ürünüdür.
Öyleyse, insanlar din konusunda her zaman ilk adımı atmasını bilecek, arkasından gelenler çok kolaylaşacaktır. Hatta lezzet verecektir.
“Kulum bana bir karış yaklaşırsa ben ona bir zira’/arşın yaklaşırım, o bana bir zira'/arşın yaklaşırsa ben ona bir kulaç yaklaşırım. O bana yürüyerek gelirse ben ona koşarak giderim." [Buhari, Tevhid 50; Müslim, Zikr 2, (2675); Tirmizi, Da'avat 142, (3598)]
manasındaki hadiste ifade edildiği üzere, ilk adımı kul atacak, arkasını Mevla getirecektir...
Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet
BENZER SORULAR
- "Kim bana yürüyerek gelirse ben ona koşarak giderim." kudsi hadis midir, ayet midir?
- İyiliğe en az on katı varken, kötülüğe neden en fazla bir kat var?
- Hz. Yusuf’u günah işlemekten Allah koruduysa, bize nasıl örnek olacak?
- Kafam susmuyor ne yapayım?
- "Kulum bana bir karış yaklaşırsa ben ona bir zira yaklaşırım..." Bu hadis-i kudsiyi nasıl anlamak gerekir?
- Bir'leri, on'larına galip gelenlerin vay haline, sözü hadis mi?
- Seyri süluk ile velayet elde etme nedir? Evliyalık makamları nasıl elde edilir?
- Kainatta her şeyin düzenden düzensizliğe (entropi) meyilli ve insanın nefsani şeylere istekli yaratılması; ibadetlerin zor olması ve hayatın cehenneme gitme üzerine ayarlanması nasıl izah edilebilir?
- Geçmişe dönük pişmanlık yaşıyorum, İslam ne önerir?
- Az amele çok sevap mı?