Fakir ile zenginin beraber cehenneme gitmesi adalet mi?

Tarih: 31.10.2020 - 08:58 | Güncelleme:

Soru Detayı

- Fakir ve hasta birisi bu dünyada imtihanı kaybederse hem bu dünyada sıkıntı hem de ahirette ebedi azap çekecek. Ama sağlıklı zengin ve aynı zamanda evli olan bir insan imtihanı kaybetse bile bu dünyayı yaşamış olacak. Ama fakir ve hasta olan her iki tarafta da sıkıntı çekecek hiç gün yüzü görmeyecek bu haksızlık.
- Eğer ebedi cehenneme gidilecekse o zaman Allah hasta ve fakir olanı tekrar dünyaya göndersin o da yaşasın öyle gitsin cehenneme. İnsanın içinde kalıyor insan gibi yaşayamamak.

Cevap

Değerli kardeşimiz,

Zengin ve sağlıklı olan bir kimse, eğer imtihanı kaybederse, diğer hesapların ve azapların yanında ayrıca bu zenginliğin ve sağlıklı olmanın da hesabını verecek ve azabını çekecektir. Yoksul ve hasta olan ise, bu tür nimetlerle imtihan edilmediği için onlardan hesaba çekilmeyeceği gibi, bunlar yüzünden azap da görmeyecektir. Diğer konulardan hesaba çekilecek ve azap görecektir.

Demek ki her ikisi de cehenneme gitse ve orada ebedi kalsa bile, hesapları ve azapları asla aynı olmayacaktır.

Şu halde, fakir ve hasta ile zengin ve sağlıklı olanını dünyadaki hayatlarının ve amellerinin karşılıklarını, kendi içlerinde sayılamayacak kadar dereceler bulunan cennet ve içince sayılamayacak kadar derekeler, çukurlar bulunan cehennem olarak görmeleri tam bir adalettir, hiç şüpheniz olmasın.

Tekasür suresinde mealen buyurulur:

“Hesap zamanı geldiğinde size verilmiş olan bütün nimetlerden sual edileceksiniz!” (Tekasür, 102/8)

Yani maddi-manevi, çoluk-çocuk, mal-mülk, makam-mevki, sağlık-saadet.. her ne nimet verildiyse bunları nasıl kullanıp kullanmadığımız konusunda hesaba çekileceğiz.

Bakara suresinin “Amere’r-resulü” diye bilinen ayetlerinin ikincisinde şöyle buyurulur:

“Allah, hiç kimseyi gücünün yetmeyeceği bir şeyle mükellef tutmaz! ...” (Bakara, 2/286)

Ayetin mefhum-u muhalifi yani karşı anlamı şu demektir: “Gücünüzün yettiği kadarından mesul olacaksınız!” Yani yaptıklarınızdan hesap vereceğiniz gibi, muktedir olup yapmadıklarınızdan da hesaba çekileceksiniz.

Bu açıklamalar sonrası şimdi bir fakir ile zenginin, hasta ile sağlıklının, aile sahibi olanla yetimin... durumlarına bakacak olursak, dünyada sıkıntı çekmiş bir insanın hesabının daha kolay olacağını anlarız.

Yani ne kadar nimete sahipsek o kadar şükürde bulunmak ve o nimetleri Allah yolunda kullanmak mecburiyetimiz var.

Hem unutmayalım ki nimetlerin azlığı çokluğu bize göredir. Allah için bir de milyon da birdir. Şöyle bir örnek verelim;

Akşam evine dönerken aç çocuklar görüp onlara birkaç simit veren simitçinin kazanacağı sevap, milyarder bir kişinin bir milyon lira bağışlamasından daha faziletli ve daha sevaplı olabilir. Çünkü simitçi günlük kazancının yarısını sadaka olarak vermiştir. Oysa zengin kişi belki sadece servetinin binde birini tasadduk edebilmiştir.

Sizin sualde belirttiğiniz, "imtihanı kaybetmiş zengin ve fakir iki kişinin" misaline gelirsek anlarız ki dünyadayken zengin ve sağlıklı olan dünyanın tadını çıkarmış, fakir ve hastalıklı ise tabiri caizse sürünmüş. Sonuç ikisi de cehennemde. Ancak unutmayalım ki Kur'an ve Peygamber Efendimizin (asm) tasvirlerinden çok net anlaşılıyor ki cehennem de cennet de kademe kademedir, görülecek cezalar ve mükafatlar arasında çok büyük farklar vardır. 

Konuyu bu perspektif ile değerlendirebilirsek, o zaman vereceğimiz hesabın da bize sunulan imkanlarla orantılı olacağını anlar ve tam bir adalet olacağını da görürüz.

Ancak şunu da unutmayalım ki aldığımız tek bir nefesin şükründen aciz olan bizler Allah’ın adaletine güveniriz, ama biz esas O’nun sonsuz rahmetine muhtacız.

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Yazar:
Sorularla İslamiyet
Kategori:
Okunma sayısı : 1.000+
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun